“HÜKÜMET YOZLAŞMA SOSYOLOJİSİ İÇERİSİNDE”

Gidişatı iç açıcı bulmadığını, ve hükümetin yozlaşma sosyolojisi içerisinde olduğunu belirten Derya, “bu tip pandemi gibi olağanüstü süreçlerde hükümetler bir takım kararlar alırlar ve genelde bu olağanüstü süreç içerisinde insanlar daha ziyade ‘aman canımıza bir şey olmasın ne gerekirse olsun’ derler. Ki ‘hükümet bir mali kaynağa ihtiyaç duyacaksa maaşlarımızdan kesilsin’ de dedi insanlarımız. Hiç bir sendika da bununla ilgili bağırıp çağırmadı...

Derya, meclis kürsüsünde sordukları sorulara cevap alamadıklarını bu nedenle de

yazılı soru yönettiklerini fakat yine doğru cevapları alamadıklarını belirtti.

Öte yandan Derya, “Kısmi çalışma adı altında bir sürü insanın hayatı zorlaştı. Emek sömürüsü arttı...

Bazı şeyler tartışılmadan yürürlüğe konuldu. Bu arada paramız yok diye insanlardan kesinti yapılırken kamu kaynaklarının nereye harcandığını göremedik. Ve defalarca bununla ilgili soru sorduk...” şeklinde konuştu.

"JET SKANDALI DA BİR İLTİMAS SONUCUDUR"

“Olağanüstü hal adı altında işçiden, emekçiden, dar gelirliden kesinti yapanlar daha sonra birilerine iltimas geçmişlerdir” sözlerine yer veren Derya, “Jet skandalı da bir iltimas sonucudur. Birileri gelip gümrükten bile geçmeden PCR yapmadan sırf yatırımcı olduğu için özel izinle ülkeye girecek falan filan... bu iltimasların birilerine yapıldığını görüyoruz ve Bakanlar Kurulunun haberi bile olmuyor tam olarak kimlerin geldiğinden... “ ifadelerini kullandı.

Derya, “Pandemi hastanesi yapılacak dendi. Lefkoşa Devlet Hastanesi pandemi hastanesi olacak dendi. Mağusa Devlet Hastanesi pandemi hastanesi olacak dendi... Sürekli olarak bir tutarsızlık var...” dedi.

Öte yandan yargıç sayısının arttırılmasıyla ilgili bir talebe sırf geçici 10. madde kalkmadı diye hayır diyenleri popülist bulduğunu söyleyen Derya şu ifadelere yer verdi:

“Geçici 10. Madde ortadan kalkmadı diye örneğin şu anda yargının önünü açacak bir reformu yapmaya nasıl hayır dersiniz? Sonuçta yargı, bu ülkedeki bağımsız ve yasama ile yürütmenin de üzerinde yani kuvvetler ayrılığını düşündüğümüzde en tepede yargıdır, sonra yasama sonra ise yürütme...

En siyasi olan da yürütmedir, yani hükümetlerdir.

Yargının bu kadar kale gibi güçlü durduğu ve birçok konuda nüfus artışından kaynaklanan, hükümetin yanlış pratiklerinden kaynaklanan, mal ve benzeri olaylardan kaynaklanan bir sürü problem varken, yargının güçlendirilmesi gerekirken; yani yargıç sayısının arttırılmasıyla ilgili bir talebe sırf geçici 10. Madde kalkmadı diye hayır demeyi de biraz popülist buluyorum.

Arkadaşlar bunu söylediğim için alınmasınlar ama birazcık popülist buluyorum.

Haklı bir argümanı haksız yere çeken bir durum olduğunu düşünüyorum.”