PAKİSTAN'DA 'SEVGİLİLER GÜNÜ YASAKLANDI

İslamabad Yüksek Mahkemesi kararına göre devlet kurumlarında ve kamuya açık alanlarda Sevgililer Günü kutlamaları yasaklanacak.

Mahkemenin kararı özel bir imza kapanyasının Sevgililer Günü'nün İslami öğretilere aykırı olduğunu savunmasının ardından geldi.

Mahkeme kararında ayrıca Sevgililer Günü'nün medyada teşvik edilmemesi veya hakkında haber yapılmaması hükmü de yer aldı.

Dawn gazetesi, imza kampanyasının düzenleyenlerin, Sevgililer Günü'nün aşkın yayılması bahanesiyle ahlaksızlık, çıplaklık ve hayasızlığı teşvik ettiğini savunduğunu yazdı.

Dini gruplar, son on yılda Pakistan'ın bir çok şehrinde Sevgililer Günü'nün artan popülerliğinin bir yozlaşma olduğunu savunuyor.

Yeni gelen yasak, dükkanları veya restoranları etkilemiyor, ancak bu türde bir yasak İslamabad'da ilk defa uygulanıyor.

Mahkemenin kararı Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin'in Sevgililer Günü'nden uzak durulması gerektiğini söylemesi ve bunu Pakistan'ın kültürünün bir parçası olmayan Batı kültürü olarak tanımlamasının ardından bir yıl sonra geldi.

Geçen yıl Pakistan'ın kuzey batısında Kohat kenti yetkilileri Sevgililer Günü kartları ve ürünlerinin satışını yasaklamıştı. Peşaver kentinde ise yerel otorite Sevgililer Günü kutlamalarını yasakladı.

Ancak yetkililer daha sonra her iki şehirde de yasaklara uyulmadığını açıkladı.

Sevgililer günü Pakistan'ın büyük şehirlerinde oldukça popüler.

BBC Urdu muhabiri Harun Raşit: Sevgi mi ahlaksızlık mı?

BBC Urdu muhabiri Harun Raşit, daha önce de buna benzer olaylar yaşandığını, geçen yıl da Sevgililer Günü kartlarının yakıldığını hatırlatıyor.

Raşit, bu tür olayların dini muhafazakarların uluslararası fikirleri özümsemede isteksiz olduklarını gösterdiğini söylüyor.

Dini muhafazakarların Sevgililer Günü'nün bir Hristiyan bayramı olduğuna inandığını belirtiyor.

Raşit geçen yıl muhafazakar bir gazetenin Sevgililer Günü'nü "müstechenlik bayramı" olarak tanımlayan bir reklam yayımladığını söylüyor.

Pakistan'da Sevgililer Günü'nün sevgiye değil, cinselliğe teşvik ettiği algısının yaygın olduğunu söylüyor ve yasağın uygulanmasının tamamen polis ve devletin yorumuna bağlı olduğunu belirtiyor.