ÖZERSAY'DAN ERTUĞRULOĞLU'NA DESTEK!
HP Genel Başkanı Kudret Özersay, BM’nin KKTC ve ara bölgede yürüttüğü faaliyetler için KKTC’nin de rızasını alması gerektiğini söyledi. Özersay, “Haklı bir taleptir” dedi.
06 Ekim 2022 Perşembe 10:16
HP Genel Başkanı Kudret Özersay, BM’nin KKTC ve ara bölgede yürüttüğü faaliyetler için KKTC’nin de rızasını alması gerektiğini söyledi. Özersay, “Haklı bir taleptir” dedi.
HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ın açıklaması şu şekilde:
Aşağıda yazacaklarımdan isteyen beğendiğini cımbızla alıp, beğenmediğini görmezden gelecek, biliyorum ama meseleye akıl ve mantık çerçevesinde ülke menfaatini düşünerek artıları ve eksileriyle birlikte, bütünlüklü bakmamız gerektiğine inandığım için yine de yazıyorum. Kenarını, kıyısını değil bütününü değerlendirin lütfen:
1) Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) görev süresinin uzatılması ve KKTC’de ve ara bölgede yürüteceği faaliyetler konusunda Kıbrıs Türk tarafının da RIZASININ alınması gerektiği argümanı HAKLI BİR TALEPTİR. Geçmişte benim de dışişleri bakanlığı yaptığım dönemde ve başka siyasi görüşleri farklı bazı başka dışişleri bakanları döneminde de BM nezdinde dile getirilmiş olan bir taleptir. Örneğin siyasi görüşleri farklı da olsa önceki Cumhurbaşkanları döneminde de, özellikle BM’nin görev süresi uzatılırken Kıbrıs Türk tarafının da RIZASI alınmadığı için tepkiler gösterilmiş, mektuplar yazılmış ve BM’nin bu yaklaşımını yadırgayan ve eleştiren resmi açıklamalar yapılmıştır (Cumhurbaşkanlığı sözcülerinin resmi açıklamaları internet ortamında mevcuttur dileyen bakabilir).
2) Kıbrıs Türk tarafının bu tezinin asıl dayanağı 2000 yılındaki Birleşmiş Milletler Brahimi Raporu’dur. BM barış gücü operasyonlarının 1990’lı yıllarda önce Ruanda’da, daha sonra Srebrenisa’da (Bosna-Hersek) soykırıma varan katliamları önleyememesi ve yaşanan ciddi başarısızlıklar ertesinde BM Genel Sekreteri bir panel oluşturur, dönemin Genel Sekreter Yardımcısı Lakhdar Brahimi’yi bunun başına getirir ve BM barış gücü operasyonlarının başarısızlık nedenleri, daha iyi çalışması ve işlevlerini daha etkin şekilde yerine getirmesi konusunda bir çalışma yapmasını ister. Hazırlanan rapor sonradan Brahimi Raporu olarak anılır. Bu raporda, uluslararası uyuşmazlıklarda BM barış gücü operasyonlarının başarılı olabilmesi için UYUŞMAZLIĞIN BÜTÜN TARAFLARININ RIZASInın alınmasının önemine dikkat çekilmektedir. Öte yandan raporda yer alan tavsiyeler BM Güvenlik Konseyi tarafından memnuniyetle karşılanıp onaylanmış olmasına ve Genel Kurul tarafından da not edilmiş olmasına rağmen tam anlamıyla bağlayıcı bir belgeye dönüştüğünü söylemek güçtür. Bu nedenle yaslandığımız argüman hukuki olmaktan ziyade siyasi ve BM örgütünün tecrübeleri temelinde şekillenen ve kurumsal anlamda desteklenen bir argümandır.
3) Rızanın alınması, “tamam sen BM barış gücü olarak Güvenlik Konseyi’nin sana verdiği görevleri kafana göre yerine getir, rızam vardır” anlamında değildir. Bu rıza bu barış gücü askerlerinin özellikle KKTC’de yürütecekleri faaliyetleri hangi şartlarda yapacakları, bunu yaparken hak, yetki ve sorumluluklarının ne olacağı bir antlaşma ile düzenlenmelidir. Bu antlaşma, klasik bir antlaşma şeklinde olmak zorunda da değildir, bir mektup teatisi ya da mutabakat muhtırası (memorandum of understanding) şeklinde de olabilir. BM barış gücü operasyonları için bu güçlerin statüsünü belirleyen anlaşmalara SOFA denilir, yani Status of Forces Agreement.
4) Bugüne kadar haklı olarak gündeme getirdiğimiz ve talep ettiğimiz “bizim de rızamız alınmalı, bizimle de bir anlaşma yapılmalı, statüleri, hak ve yetkileri belli olmalı” noktası hem ilkesel, hem de pratik bir ihtiyaçtan kaynaklanmaktaydı. İlkesel çünkü uyuşmazlığın sadece bir tarafı ile anlaşan, sadece onun rızasına başvuran BM barış gücü tarafsızlığını koruyamaz ve uyuşmazlığın taraflarından birisini bu konularda yok sayarsa bu durum uygulamaya yanlı, taraf tutan tavırlar olarak yansıyabilirdi ki yıllardır da bunlar yaşanmıştı. Pratik bir ihtiyaçtan kaynaklanıyordu çünkü ülkenizdeki askeri güçlerin görev, yetki ve sorumluluk alanları belirlenmezse, statüleri ve hakları belirlenmezse sıradan bir trafik kazasında ya da kavga benzeri bir olay yaşandığında hangi hukuk kurallarının uygulanacağı, hangi mahkemelerin yetkili olacağı bilinmez ve pratikte ciddi sorunlar yaşanabilir. Yıllardır yeşil hattın belirli noktalarında, Karpaz ve Koruçam’da yürüttükleri kim operasyonların uygulanmasında, KKTC’de bulunan kimi BM kamplarının kentlerin merkezinde kalmaları nedeniyle yarattıkları sorunlarda hep yaşadık (en basit örneği Mağusa’daki kampın şehrin merkezinde eğreti bir noktada sıkışıp kalmış olmasında, oraya uzun yıllar helikopter inip kalkmasında ve benzeri konularda görülebilir).
5) Bu dönemde ortaya konulan “bizim de rızamızı alın, bizimle de bir antlaşma yapın” talebi önceki dönemden farklı olarak KKTC’nin tanınma talep etmiş olmasıyla ve egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü duruşuyla ilişkilendirilmiş gibi görünmektedir. Olumlu ya da olumsuz anlamda söylemiyorum ama BM Barış Gücü ile yapılacak olası bir anlaşma üzerinden STATÜ ELDE ETME yaklaşımı ortaya konulmuş ve bu açıkça dile getirilmiştir. Buradaki sıkıntı şudur: BM pratik bir ihtiyaçtan ve Brahimi raporundaki temel prensipten ötürü (yani uyuşmazlığın tüm taraflarının rızasının alınması) KKTC sivil ya da askeri yetkilileriyle bir anlaşma yapacaksaydı da bu saatten sonra bunu yapması çok daha zorlaşmış durumdadır. Çünkü artık ilkesel bir nedenle ve pratik bir ihtiyaçtan ötürü bu anlaşmayı yapmaya yönelse, buna Kıbrıs Türk tarafı artık bir “tanıma, statü yükseltme” anlamı yüklendiği için, gerçekleşme ihtimali de azalmıştır diye düşünüyorum.
6) Eğer gerçekten “TUTARLI OLMAK İÇİN” bu adım atılıyorsa ve “artık KKTC’nin tanınması çağrısı yapıyoruz, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” talep ediyoruz, BM Barış Gücüyle ilişkimizi de artık bu zeminde kurarız diyeceksek, aynı tutarlılığı başka açılardan da göstermemiz gerekmez mi? Yani Garanti Antlaşması çerçevesinde haklı bir müdahale ile adaya gelen ve KKTC’nin ve Halkının rızası ile burada bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin statüsüyle ilgili olarak Garanti Antlaşmasına halel getirmeyecek bir SOFA Antlaşması (status of forces) yapmamız hem tutarlılık hem de genel anlamda KKTC’nin tanınması gereken bağımsız bir devlet olduğu iddiamızın güçlendirilmesi açısından daha iyi olmaz mı? Hem böyle bir antlaşmayla KKTC Anayasası’nın geçici 10. Maddesinin kaldırılmasının da önü açılmış olmaz mı? Bunu, Türkiye’nin garantörlüğünün vazgeçilmez olduğunu düşünen ve TSK’nın Kıbrıs’taki askeri varlığını Kıbrıs Türkünün güvencesi olarak gören birisi olarak söylüyorum. Kıbrıs konusunda ortaya yeni bir siyaset konuluyorsa bunun her açıdan gereğini yaparak, altı doldurularak ve hepsinden önemlisi bir yol haritası belirleyerek ilerlenmesi elzemdir.
7) BM ile bir antlaşma yapma konusunda, özellikle de buna statü kazandıran bir anlam yükleyen son dönem açıklamalarla pek bir ihtimal kalmadıysa ama BM’ye süre verildiyse ve BM Barış Gücünün ülkemizdeki faaliyetleri durdurulacaksa o zaman şu soru akla geliyor: Amaçlanan şey böyle bir antlaşma değil de aslında UNFICYP’in gitmesi midir? Eğer buysa, evet Kıbrıs’ta işlevini önemli ölçüde yitirmiş statükoyu temsil eden bir yapıya dönüştüğü aşikardır UNFICYP’in. KKTC’deki operasyonlarının sona ermesi de dünyanın sonu değildir elbet. Yeniden kutuplaşma yaşamakta olan dünyada BM Güvenlik Konseyi bize ciddi bir tepki gösteremez de diyebilirsiniz. Ancak burada asıl sıkıntı dünyadan gelecek olan tepkiden ziyada Kıbrıs Rum tarafının eline bir koz verilecek olmasıdır. Zaten Rumların kuzeydeki harcamalarından, akaryakıt ve dolayısıyla da vergi kayıplarından rahatsız olan Kıbrıs Rum liderliğine geçiş kapılarını kapatması için bir BAHANE verilecek olmasıdır. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçerken, iki taraf arasında giderek artan bir ekonomik aktivite varken geçiş kapılarının kapanması ihtimalini ortaya çıkaracak adımlardan özellikle kaçınmak gerekir. Özellikle de bu dönemde.
8 ) BM’ye verildiği söylenen bir aylık süre sonunda yapılacağı söylenenin yapılmamasının yani UNFICYP askerlerinin eskiden olduğu gibi kKTC’ye geçmeye ve faaliyetlerini yürütmeye devam etmesinin ülkenin dış politikasına be devletin güvenirliğine, itibarına verebileceği zararı ise hiç yazmayayım.
9 ) Haklı olduğumuz bir konuda, hakkımızı elde etmek için uygulayacağımız yöntemin, atacağımız adımın sonuçlarını iyi hesaplamak zorundayız, aksi halde HAKLIYKEN HAKSIZ DURUMA DÜŞEBİLİRİZ. BM Barış Gücü ile rızamızın alınması ve bir ayrı antlaşma yapılması üzerinden bir EGEMENLİK SAVAŞIna girip bir statü elde etmemiz ya da statümüzü bu yoldan, bu konu üzerinden yükseltmemiz pek mümkün görünmüyor, bilakis geçiş kapıları ve benzeri konularda kayıplarımız olabilir.
Yetkili konumda bulunan herkese bu konuyu etraflıca ve tüm olası sonuçlarını iyi hesaplayarak YENİDEN DEĞERLEMDİRMELERİ çağrısı yapıyorum.
- Yasa boğan ölüm... 39 yaşında hayatını kaybettiMineraliköy'de sakin 39 yaşındaki Süleyman Serkan Gezmen hayatını kaybetti.08 Mayıs 2024 Çarşamba 12:22KIBRIS
- Öztürkler: Taşınmaz mal edinme yasası ülkemizin geleceği için önemlidir...UBP Güzelyurt Milletvekili Dr. Ziya Öztürkler, katıldığı TV programında kendisine yöneltilen sorularıyanıtladı ve açıklamalarda bulundu.08 Mayıs 2024 Çarşamba 12:21KIBRIS
- Yakın Doğu Üniversitesi'nin 'Engelsiz Mutfak Atölyesi' Engelleri KaldırdıYakın Doğu Üniversitesi'nin Engelsiz Mutfak Atölyesi, Engelli Bireyler İçin Pratik Çözümler Sundu08 Mayıs 2024 Çarşamba 11:57YDÜ - YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
- DAÜ KUT, Üniversiteler Arama Kurtarma Oyunları'nda Üstün Başarı GösterdiDAÜ KUT, USAR Games 2024'te 3.'lük Elde Etti ve 5 Kategoride Birinci Oldu08 Mayıs 2024 Çarşamba 11:56DAÜ - DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
- Erhürman: Bu kadar çok üniversite mezununa ihtiyacımız yokTufan Erhürman'ın konuşmasını şu şekilde özetleyebilirim: "Doğru program ve projelerin önemi büyük. Özgüvenimizi yitirmemeliyiz, birlikte yapacak çok işimiz var.08 Mayıs 2024 Çarşamba 11:41KIBRIS
- KKTC'de ilk kez bir zeytin türü "Ada Yerlisi" adıyla tescil edildiTarımsal Araştırma Enstitüsü (TAE) Müdürü Cem Karaca, ülkede ilk kez bir zeytin türünün "Ada Yerlisi" adıyla tescillendiğini belirterek "Yüksek verim ve özelliklere sahip zeytin türünü 10 yıllık bir çalışma sonucunda Türkiye'de tescil ettirdik." dedi.08 Mayıs 2024 Çarşamba 11:40KIBRIS
- "Aşk acısı çekiyorum içim yanıyor" diyerek itfaiyeyi aradı112 Acil Çağrı Merkezi, gereksiz yere arayanlar nedeniyle sorun yaşıyor. Edirne'de 3 ay içinde merkeze yapılan aramaların yarıya yakını boş çıktı. Bir vatandaş merkezi ayarak, "Aşk acısı çekiyorum içim yanıyor." bile dedi.08 Mayıs 2024 Çarşamba 10:58TÜRKİYE
- Panathinaikos 12 yıl sonra Dörtlü Final'deBasketbol THY Avrupa Ligi play-off çeyrek finalinde İsrail temsilcisi Maccabi Playtika Tel Aviv'i 81-72 yenen Yunanistan ekibi Panathinaikos AKTOR, seriyi 3-2 kazanarak Dörtlü Final'e çıktı.08 Mayıs 2024 Çarşamba 10:40BASKETBOL
- Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya'dan İsrail - Gazze açıklaması: Hamas biziz, biz Hamas'ız!Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya'dan İsrail - Gazze açıklaması: Hamas biziz, biz Hamas'ız!08 Mayıs 2024 Çarşamba 10:32TÜRKİYE
- Dünya genelinde geçen ay "en sıcak nisan" olarak kayıtlara geçtiAvrupa Birliği'nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemiyle yapılan ölçümlere göre, geçen ayın şimdiye kadar küresel olarak kaydedilen "en sıcak nisan" olduğu bildirildi.08 Mayıs 2024 Çarşamba 09:50KIBRIS
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.