ÖZERSAY BİRAZ DAHA ÇALIŞMALI

Cumhurbaşkanlığı yarışında dün ilk basın toplantısına katıldım. Farklı zamanlarda hemen hemen tüm adaylarla diyaloglarım olmasına karşın, dün ilk kez basın toplantısı ile bir adayın kendisini anlatmasını ve hedeflerini aktarmasını izledim. Yarışa bağımsız aday olarak giren Kudret Özersay’ın Merit Lefkoşa oteldeki basın toplantısında Özersay neden aday olduğu ile ilgili açıklamalarda bulundu. İyi hazırlanılmış, akademisyen doygunluğu ile gerçekleştirildi sunum. Öte yandan, bu güne kadar, üç Cumhurbaşkanı’nın da müzakere heyetinde önemli bir yeri olan Özersay’ın basın toplantısında karşılaştığım ve dikkatimi çeken bazı önemli konuları da köşe yazımda paylaşmak istedim. Özersay Kıbrıs Müzakerelerinin tıkanmış olduğu bir aşamada, Kapalı Maraş’ın durumuna değindi dün. Özersay konuşmasında “Müzakerelerin askıya alınmış halinin devam etmesi durumunda Kapalı Maraş’ın askeri bölge olmaktan çıkarılması ve Kıbrıs Türk yönetiminde açılması için girişimde bulunacağım” ifadesini kullandı. Özersay bu alanın yönetiminin Kıbrıs Türk toplumuna kalacağını, taşınmaz malların ise Evkaf İdaresi’nin haklarına halel gelmeyecek şekilde eski mal sahiplerine belirli şartlarla iade edilebileceğini kaydediyordu. Açıkçası popülist yaklaşım mı? Yoksa uygulanabilir bir söylem mi olduğu konusunda kafamda soru işaretleri oluştu. CTP’li lider yapamamışken Özersay başarabilir mi bunu? Özersay’ın konuşmasında, Kıbrıslı Türklerin bu adada bir çözüm olsa da olmasa da bir aktör olması gerekliliğine de işaret etti. Özersay konuşmasının Türkiye ile Savunma Antlaşması Yapılması ve Geçici 10. Madde konusundaki bölümünde, Türkiye ile ilişkilere dikkat çekti. Bu noktada da, açıkçası idealist, tüm toplumun hatta bu güne kadar tüm Kıbrıs Türk liderliklerinin arzuladığı, fakat günün sonunda başaramadığı ortak düşünceleri de “Cumhurbaşkanı olduğumda” şeklinde başlayan cümlelerle sıraladı. Özersay, kendi cümleleri ile “Türkiye ile şu anda çok da sağlıklı olmayan ilişkilerimizin düzeltilmesine, bir başka ifadeyle normalleştirilmesine” atıfta bulunurken Anayasa’nın Geçici 10. Maddesi’nin kaldırılması yönünde adım atılmasını da konuşmasına yerleştirdi. Süslü, önemli bir kesimi etkileyen bu cümlelerin uygulanabilirliği konusunda “seçime yönelik ifadeler” düşüncesi oluştu bende. Yargıdan yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere, yolsuzluklara karşı mücadeleden sosyal politikalar ve bütçenin kullanımına, YÖDAK’tan Anayasa ile Cumhurbaşkanı’na verilen yetkilere kadar birçok farklı alanda kişisel yaklaşımlarını ve hedeflerini sıraladı Özersay. Özersay’ı ve Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda yapmayı hedeflediklerini ilk kez bu kadar derinlemesine dinlerken açıkçası 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat aklıma geldi. Hem arkasındaki siyasi parti ve hükümet gücü, hem referandum sonrasındaki halk inanç ve beklentileri ile Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Talat’ın yapamadıklarını hatırladım. Özetle, Kudret Özersay’ın kendisini bu 4 aylık süreçte daha sağlam tezlerle anlatması gerektiğini en azından daha fazla vatandaşın oyunu alabilmesi için biraz daha çalışması gerektiğini düşündüm.