ÖZELDE SENDİKALAŞMA MÜCADELESİNE SELAM OLSUN…
Ayşegül Garabli
23 Aralık 2016 Cuma 08:59
CAS çalışanları işten çıkarılmış.
Peki suçları neymiş?
Görevlerini mi ihmal etmişler?
Görevlerinin gerektirdiği niteliklere mi sahip değillermiş?
Performansları mı yeterli değilmiş?
Yüz kızartıcı bir suç mu işlemişler?
Çalıştıkları iş yerini zarara mı uğratmışlar?
Peki iş azlığından ya da personel fazlalığından dolayı mı işlerine son verilmiş?
Hayır.
Ne yazık ki, işten atılma sebepleri bu yukarıda saydığım sebeplerden hiç biri değil.
Sadece sendikalaşmak istedikleri, yani örgütlü olmaya inandıkları ve bu yüzden de bir sendikaya üye oldukları için işten atılmışlar.
Yani, sömürü düzenine boyun eğmedikleri ve demokrasiye inandıkları için atılmışlar.
Çünkü kapitalist sistem ve bu sistemden beslenerek iktidar olan sistem, insanların örgütlenmesini istemez.
Faşizmden beslenen bir sistem, demokrasiden korkar.
Sermayenin gücüyle koltuk sahibi olanlar da buna karşı çıkamaz ve bu konuda yasal bir düzenleme yapamazlar.
Bunun kurum, kuruluş ya da parti tüzüklerinde yazanlarla hiçbir ilgisi yoktur.
Tamamen sistemle olan bağlarıyla ilgilidir.
Tıpkı bundan yıllarca önce Lefke Avrupa Üniversitesindeki akademisyenleri sendikalaştılar diye görevden atan CTP yönetimi gibi.
Oysa CTP bir “sol” partiydi ve tüzüğünde “sosyalist” olduğu yazıyordu.
Bırakın özel sektörde çalışanların sendikalaşma isteğini, akademisyenlerin sendikalaşma isteğine bile tahammül gösteremedi.
Bu gün de, iktidarda bir sağ parti var ama durum değişmiyor.
Hala daha özel sektör çalışanları , sendikalaşma/örgütlenme isteklerinden dolayı işten atılıyorlar.
Yani konu çıkar olunca, ortada ne ideoloji kalıyor ne de hayat görüşü.
Eğer söz konusu koltuk ve iktidarsa, o zaman her şey söylemde kalıyor.
İşverenin yaptığı sömürüye göz yumulduğu gibi, işçiye de ayar çekiliyor.
İşte bu sebep bile halkın örgütlülüğe olan inancını kamçılamalı.
Özellikle özel sektörde çalışanların sendikalı olmasının zorunlu hale getirecek yasal düzenlemelerin yapılması için tüm örgütler ve halk yasa yapanlara baskı oluşturmalı.
Sendikalar, her alanda sendikalaşmanın yasallaşmasının mücadelesini vermeli.
Bireyler tek başlarına bu mücadeleyi yapamayacaklarına göre, sendikalar ve sivil toplum örgütleri bu sorumluluğu üstlenmeli ve bu konu için ciddi mücadeleler vermeli.
Nerede olursa olsun bir kişinin çalıştırılabilmesi için sendikalı olmasını gerektiği yasallaşmalı.
Bu hem sendikaların güçlerini artıracaktır hem de, bireylerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacağı için, toplumun direnme gücü artacaktır.
Öte yandan kaçak işçi sorununa da çözüm olacaktır.
Ama hepsinden öte insan hakları uygulanır olacaktır.
Bunun için bile mücadele etmeye değmez mi?
Sendikalar bu konuda bir araya gelip, bu konuya el atmalıdırlar.
Zira bir birimize omuz verebildiğimiz ölçüde bütün olabiliriz.
Zaten, eğer sendikalar özel sektörde sendikalaşma için mücadele ederse, Hükümetler ,yarattıkları “özel- kamu” ayrışımını kullanabilirler mi?
Kamuda eylem kırıp, özelde adam atabilirler mi?
Eğer bu gün tüm kamu çalışanları CAS ‘ta sendikalaştılar diye işten atılanlara destek verse, hükümet sermayenin bu denli hoyrat davranmasına göz yumabilir mi?
O yüzden, bir tek desteğin önemi ne kadar olur bilmem ama “özelde sendikalaşmaya” ve “sendikasız çalıştırılmanın suç sayılmasına” karşı verilen tüm mücadelelere desteğim tam.
Ve bu vesileyle,
Özelde sendikalaşmaya destek veren ve mücadele eden, bu uğurda işinden atılmayı göze alan her bir yüreğe, selam olsun!!!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.