OXI -  OLMAZ DEDİ

  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncının, Ankara ziyareti, üst düzey görüşmeleri, sonra verilen demeçler, açıklamalar; Kıbrıs siyaset çevrelerinde,  yerel ve yabancı medyada geniş yer buldu.   BM yetkilileri, TC, KKTC, İngiltere ve ilgili birçok taraf, olumlu, destekleyici, teşvik edici beyanatlar verdi.   Kıbrıs sorununa çözüm müzakerelerinin, süratle başlatılması ve sonuç alıcı girişimlerde bulunulması istendi. Kısacası, çok olumlu ve yapıcı, ümit verici ortam yaratıldı.   Ammaa,  olumlu hava çok geçmeden, bulandırıldı ve katı olumsuz açıklama geldi Yunan yetkilisinden.   Bombayı patlattı. “Kıbrıs’ta bir Türk askeri kalsa bile anlaşma ve çözüm olamaz” dedi. OXI-HAYIR diye  katı bir açıklama ile, daha doğarkenden bebeği öldürdü.   Bu ayın ortalarından sonra  Rum lider Anastasiades ile Kıbrıs Türk lideri Akıncı masaya oturacak.. beklentisi var... Oturacaklar da  hangi olumlu , yapıcı , nihai bir sonuca varabilecekler ? Mümkün mü ?   Kıbrıstaki müzakere süreci olumlu bir uzlaşima ile sonuçlandırılsa dahi, Garantör  ülkeler, Yunanistan, İngiltere ve Türkiye , kabul edip desteklemezse, hiçbir yere varılamaz, hiçbir anlaşma değer bulamaz. Bu , bilinen ve açıklanan bir gerçek olduğuna göre, Yunan açıklamasından sonra, sonuç beklemek hayalcilik olmaz da  ne olur ?   Türk tarafı , olumlu yaklaşımını ve niyetini açıkladı. Nedir Yunanistanın yapmak istediği ? Anastasiades Atinaya rağmen , müzakereleri başarı ile sonuçlandırabilir mi ? Biz de, buna OXI- HAYIR diyebiliriz. Çünkü, gidilecek köy şimdiden  belli oldu. Anlaşma, uzlaşma, çözüm  mümkün değil.   Çünkü, Yunanistan ve Rum tarafı, ne Kıbrıs Türklerine ne de Türkiyeye Kıbrısta, doğal kaynaklarında, siyasetinde, ne de yönetiminde söz hakkı vermek niyetinde değildir. Laf ve davranışları açık seçik ortada.   Anlaşma, çözüm, uzlaşma , taraflar arasında varılacak son duraktır. Bu durağa doğru yürümeye daha başlamadan  Yunanistan oyun bozancılık yapmıştır. O halde, BM, AB, süper devletler, Kıbrısla ilgilenenler, artık Kıbrısta çözüm , kalıcı, adil bir anlaşma istemeyenin kim olduğunu  teslim etsin. Görsün ve ona göre politika üretsin.   Kıbrıs Türkü, ilelebet Rumu ve Yunanistanı beklemek zorunda değildir. AB de, BM de, dünya siyasetinde, yeni atılımlar ve girişimler yapmalıdır. Gerekirse, Kıbrıs müzakerelerinin yerine başka formüller aramalı ve dünyaya da kabul ettirmelidir.   Tek Türk askeri  kalmasın, Rumlar eski yerlerine dönsün, eski mallarına kavuşsun, Garanti andlaşması  kalkksın, Türkiyeli  yerleşikler  geri gitsin  vs.... politikası  güden Rumlar ve Yunanistan, müzakere masasına iş ola  gelmesin. Müzakere dedikleri pazarlıklar da artık kesilsin. Umut verici açıklamalar, mevcut Yunan ve Rum politikası karşısında , sabun köpüğünden başka birşey değildir.