Çocukluk yıllarımda hep Kıbrıslı Türk iş insanı Asil Nadir efsaneleri duydum. Sıfırdan zirveye yükselişin hikayesinde hep hayır dualar ile anıldı Asil Nadir. 1995 yılından bu yana medyada farklı görevlerde bulunmama karşın Nadir ile yollarımız hiç kesişmedi.

Oysa yine çocukluk hatıralarımda, adeta bir imparator gibi olduğu dönemlerde toz pembe hayaller içerisinde Lefkoşa Fuar alanında 25-30 yıl önceki bir görüntüsünü anımsıyorum.

Siyah arabalar gelmiş, korumalar inmiş, siyah takımı, özgüveni ve hızlı adımlar ile yürümesi aklımda kalan tek hatırası oldu.

Aradan yıllar geçti. Annan Planı Referandumu öncesinde ilk ve sanıyorum tek kez Kıbrıs TV’de ekran karşısına geçti.

Asil Nadir, tarihi referanduma saatler kala ekran karşısına geçerek, Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye'nin geleceği, istikbali ve güzel yarınlar için "evet" oyu vermesini istedi.  Kıbrıs TV'de çarpıcı açıklamalarda bulunan Asil Nadir, Kıbrıs Türkü'ne "Kurtuluşunuza saatler kaldı" diye seslenerek, "Biz bu onursuz yaşamdan kurtulmak istiyoruz. Biz vatan sahibi olmak istiyoruz. Kendimizin sahibi olduğu bir vatan sahibi olmak istiyoruz. Biz Türkiye'nin garantisini istiyoruz. Biz bu garantileri garanti edecek Türk askerinin varlığını istiyoruz. Biz dünya ile bütünleşmek istiyoruz. Biz göç etmek istemiyoruz. Biz insan gibi yaşamak istiyoruz' diyen herkesin sandıklardan güçlü bir evet kararı çıkaracağından emin olduğunu söyledi.

Aradan çok uzun zaman geçti. Referandumun hemen arifesinde yapılan bu açıklama ne acıdır ki Kıbrıs’ın güneyindeki OXI’ye takıldı.

Asil Nadir bu ülkenin insanına çok şey kattı. Oysa bir imparatorluğun çöküşünde, adeta yaralı bir balinaya saldıran köpekbalıkları misali saldırdılar Nadir’e. Sami olmam gerekirse ne işlediği suçlar, ne vurgun yaptığı para, ne de hakkındaki olumsuz iddialar umurumda değil.

Asil Nadir’in bu ülke insanına Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar yokluklar içinde kıvranılan bir zamanda büyük faydalar sağladığını belirtmek gerek.

Bugünün genç kuşağı onu bir tek Kıbrıs Medya Grubu’nun sahibi olarak biliyor. Oysa 1974’ün yarattığı yıkım düşünüldüğünde, Kıbrıs’a İngiltere’den dönen, Kıbrıs’ta tekstil işi yapmaya başlayan,  Polyy Peck International ile yükselişe geçen,  serbest limanda Uni-Pac Ambalaj karton kutu imalat tesisini kuran, Niksar markasıyla şişelenmiş su üretimine giren, Vestel ve Pizza Hut gibi dev firmaları Türk insanlarına sunan bir iş insanıydı o.

Güneş gazetesi, Tan  gazetesi, Nokta Dergisi, meyve pazarlama şirketi olan Del Monte'yi ve Japon Sansui isimli elektronik şirketi gibi firmaların da sahibi oldu.

1990’da iflas eden Polyy Peck ile her şey geri sarmaya başladı.

Şimdi eski gücünden bahsedemesek bile Nadir artık Kıbrıs’a geri döndü. Adeta bir çocuk gibi şendi dün. Bundan sonra Kıbrıs’a şekil verir mi? O gücü var mı bilmiyoruz ama, Nadir bu ülke insanına çok şey kattı.