23 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa12°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele12°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara12°C

ÖRTÜLÜ ÖDENEK DEDİKLERİ…

Cenk DİLER

23 Kasım 2014 Pazar 20:35

Can Dündar anlatıyor: “Sevgililer Günü için Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkını ve onların ölü olarak doğan bebekleriyle ilgili davayı kaleme alırken Yassıada dosyalarına girdim. Bebek Davası"nın tutanaklarını okudum. Okuduklarıma inanamadım. Bu ülkenin tarihinde böyle bir dönem, böyle bir dava, böyle bir duruşma olmasının utancını yaşadım. İğrendim, güldüm, kızdım, acıdım. Bazı bilgileri yazı dizisinde kullanmakla birlikte, özellikle gençlere, Türkiye'nin nerelerden geçip geldiğini göstermek açısından bu tutanaklardan bazı bölümleri burada aktarmaya karar verdim. Mümkün olsa da tüm Yassıada tutanakları yeniden basılsa, bir dönem tamamen aydınlansa... Okuyacaklarınız için şimdiden özür diliyorum. Okurken hissedeceğiniz öfkeyi ister Menderes'e yöneltin ister askerlere, sonuçta yaşananlar hepimizin ortak tarihinde bir kara lekedir.” (http://www.candundar.com.tr/_v3/#Did=2900). Can Dündar’ın ”iğrendiği” olayların bazılarını isterseniz anımsatalım: Yassıada “Örtülü Ödenek Davası Tutanaklarından” alıntılar BAŞKAN: Sonra Ayhan Aydan'dan sormadınız mı? MENDERES: Ondan sonra Ayhan Aydan'ın yüzünü hiç görmedim. BAŞKAN: Münasebetinizi niye kestiniz? MENDERES: Bir başka münasebet tesis ettiğimi Ayhan onurlu bir insan olarak sezdi. Bendeniz de aynı hislerle kendisinin hislerini tahriş etmek istemedim. BAŞKAN: O yeni münasebet kiminle? MENDERES: Onu bırakalım Reis Bey (gülüşmeler)...” Başka bir iddia; “… 22 Kasım 1960'taki karar duruşmasında sanıklar suçsuz bulunarak haklarındaki tutuklama kararı kaldırıldı. Dava "Anayasayı ihlal davası"yla birleştirildi. Menderes bu davadan beraat etmesine rağmen "devletin yüksek menfaatlerine ve istihbarat işlerine sarf edilmek üzere emrine tahsis edilen paraların bir kısmıyla opera sanatçısı Aydan Ayhan'a ev aldığı" iddiasıyla açılan davada (Örtülü Ödenek Davası) suçlu bulundu. Yassıada tutanakları arasında Aydan-Menderes ilişkisi açısından önemli diğer bir ayrıntı yine "Örtülü Ödenek Davası" dosyasından çıktı. Menderes'in örtülü ödenekten yaptığı ödemeler arasında Ayhan Aydan'ın boşandığı eşi Ferit Alnar'a uzunca bir süre boyunca belirli aralıklarla ciddi yekûn tutan ödemeler yapıldığı anlaşıldı. 1951'de 3 bin lira. 1952'de 3 bin lira. 1953'te 707 dolar karşılığı 2 bin lira. 1953'te "Almanya'ya döviz" için 2 bin lira. 1954'te 6 bin 500 lira. 1954'te Ferit Alnar'ın babası Ragıp'a bin lira. 1955'te 500 lira. 1959'da 2 bin 163 lira.” Demek ki ÖRTÜLÜ ÖDENEK işine dikkat etmek gerekiyormuş. Örneğin Süleyman Demirel, bu olaylardan etkilenerek çok dikkatli davrandığı söylenmektedir. Tansu Çiller için bunu söylemek mümkün değil. Selçuk Parsadan diye bir dolandırıcının, zamanın Genel Kurmay Başkanı’nı telefonda taklit ederek dünyanın parasını sızdırıp onu örtülü ödenekten iyice ve bolca bir miktar dolandırdığını düşünecek olursak… Yine Mesut Yılmaz’ın iddia ettiği ve banka dekontlarının basına sızdığı 1995 seçimleri öncesi Çiller’in MHP’nin desteğini almak için banka hesaplarına para aktarımları gündeme bomba gibi düşmüştü. Turgut Özal için de ayni dikkatsizliği iddia etmek mümkündü. Naim Sülaymanoğlu’nu Türkiye’ye getirmek için Bulgaristan’a 1 milyon Dolar ödediği, sonradan bu paranın 1 milyon 800 bin Dolar olduğunun anlaşılması ama aradaki farkın hiçbir zaman açıklığa kavuşmadığı iddiaları ayyuka çıkmıştı. Maalesef ÖRTÜLÜ ÖDENEK dedikleri bu ve buna benzer işlere kullanılıyor. Bizde durum ne? Kocaman bir soru işareti… Örtülü Ödenek KKTC’de olmalı mı? Asla! Örtüsüz olanlarla bile neler yapılıyor neler! Olacaksa da;

  1. Harcayacak olana, harcama özgürlüğü verilse bile, bu ödeneğin, nereye harcanıp nereye harcanmayacağı kısıtlaması mutlaka bulunmalı,
  2. Harcama sonrasında,nereye harcandığının açıklanması ve denetlenebilir olması da yasal bir kurala bağlanmalıdır.

Dün DetayGazete’sinde RanaSarro imzalı haberden öğreniyoruz ki; KKTC’DE “Örtülü Ödeneğin” adı şu imiş: “Hane halkına yapılan transferler” veya“ sınıflandırılmaya girmeyen sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri”. Oh ne ala! Bozdur bozdur harca. Sadece bunlar olduğuna dair tatmin olmuş da değilim. Bakalım daha neler var neler? Maydanozlu köfteler… SON SÖZ: Aman dikkat! Örtülü Ödenek “kelle” götürür!  

BİR DİYALOCUK!   Sunucu: "Efendim, eşit işe eşit ücret diyorduk... Biliyorsunuz, sendikalar ..." Başvekil: "Sizce aynı boyda olmayan, ayni kiloda olmayan, saç uzunluğu aynı olmayan kişilere eşit davranmak adaletli mi?   Hasbelkader bence değil… Bundan dolayı partim ile aldığımız kararda bu konuda eşitsizlik olduğunu düşünüyoruz. Dolayısı ile eşitsizliğin karşısında duruyoruz. Durduğumuz için de eşit iş için eşit ücret isteyen sendikaların eşitsizlik için çalıştığına kanaat getirmiş bulunmaktayız.   Hasbelkader biz onlara karşı mücadele verip var olan eşitliğin bozulmamasını sağlamak üzere kararlıyız. Örneğin, bir iş yerinde 7 yıldan beridir çalışan bir arkadaşımız ile işe yeni giren bir kişi arasında nasıl eşitlik olabilir? Bu adaletli değildir.   Hasbelkader biz parti ve yönetim olarak bunun çok farkındayız. Ondan dolayı eşitsizliğe hayır diyoruz."   Bir durun da bakalım. Sunucu: "^#!?*&!<*"   NOT: Hüseyin Sevay’a teşekkürler J  
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.