ÖLÜMLE TANIŞTIĞIM O GÜN….(1/2)
Ayşegül Garabli
14 Eylül 2015 Pazartesi 16:23
Çocukluğumdaki mahallemi hatırlıyorum. Ağrı’nın Eleşkirt ilçesindeki, muhacir mahallesini. Solumuzda Yozgatlı biri, sağımızda Kürt Nafiye teyzeler. Onun bitişiğinde, Muhacir Bağda. Karşısında, yine Mühacir Dodo ve onun önünde Laz Hoca. Arkamızdaki sıranın sonunda Kürt bir aile vardı. İsimlerini hatırlamıyorum ama oğullarının adını hiç unutmadım. Dağıstan Abi. Dalyan gibi bir gençti. Onların evinin az ilerisinde, Türkler, Kürtler ve Acemler. Ve Türk, Kürt, Acem, Laz, Karapapak çocuklarının birlikte okuduğu, Yatılı Bölge Okulu. Çocukluğumun, belki de hayatımın en güzel yıllarının geçtiği okul ve mahalle. Etnik kökenlerin, sadece lakap olarak kullanıldığı o güzel mahalle. Annemin, acelesi olduğunda; “al bu bardağı, Lazlardan 1 bardak ödünç şeker al gel” ya da, yaptığı yemekten bir kap elime tutuşturup; “Bunu Muhacir Bağda’ya ver gel” dediği mahalle. Beni oyundan çağırıp, elime bir tutam tandır ekmeği tutuşturup; “yeni yaptım, annen sever lorla yesin” diyen Kürt Senem’in yaşadığı o güzel mahalle. Her öğleden sonra, kapılardan birisinin önüne serilen kilimin üzerinde toplanırdı, mahallenin tüm kadınları ve genç kızları. Semaver yakılır, kete, börek, tandır ekmeği ve tuluk loru, eşlik ederdi çaylara. Mahallede hangi genç kızın düğünü yakınsa, Onun çeyizi tamamlanırdı el birliğiyle. Kürt Nafiye’nin kızı Hatice’nin yatak örtüsü. Muhacir Mecbure’nin, leçek oyası… Oynayan çocukların cıvıltısı, kadınların şen şakrar neşesine karışırdı. Herkes, kendisine ait örf ve adetleri, komşuları ile birlikte yaşayarak yaşatırdı. Bir gün, kilimler sarılmadı, semaverler yanmadı. Her yer alabildiğine sessizdi. Tüm mahalle, kadınlı erkekli, arkadaki Kürtlerin evinde toplanmıştı. Kapının önündeki ağaçlara bezler çekilerek, küçük bir oda haline getirilmişti. Çocuklar yaklaştırılmadığı için, neler olduğunu anlayamamıştım. Babam, vakitsiz eve gelmişti ve annem alel acele abdest alıyordu. Aralarında Kürtçe konuşuyorlardı. Zaten ne zaman, anlamamızı istemedikleri bir şey olsa, Kürtçe konuşurlardı. Ben de çocuk merakımla, çat pat, Kürtçeyi çözmüştüm ama Onlar bunun farkında olmadıkları için rahatça konuşuyorlardı. Annem; “Nasıl olmuş?” diye sordu. Yazı yarın devam edecek….
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.