23 Aralık 2024
  • Lefkoşa16°C
  • Mağusa14°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele14°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara8°C

ÖĞRETMENLİKLERİ DE SORGULANMALI !!!

Ayşegül Garabli

20 Aralık 2016 Salı 10:54

Bir öğretmende her şeyden önce, eşitlik ve adalet duygusu olmalı.

Yapacağı tüm işleri hakkaniyet üzerine kurmalı.

Aksi taktirde ne kendisi öğretmen olabilir ne de karşısındakini eğitebilir.

Hatta öyle ki, bir öğretmen farkında olmadan bir çocuğun geleceğine ışık olabileceği gibi, yapacağı bir hatayla çocuğun geleceğini de karartabilir.

O yüzden öğretmenlik diğer mesleklere benzemez ve çalışma koşulları da farklı olmalıdır.

Her hangi bir işte yaptığınız hatanın telafisi olabilir ama eğitim gibi, sağlık gibi ya da direk insan hayatıyla ilgili meslekler hata kaldırmaz.

Örnek  siz bir çocuğa iyi bir model olursunuz, çocuk sizinle hayata ve geleceğe tutunur.

Ama hiç önemsemediğiniz ufacık bir eleştiri de bir çocuğu gelecekten hatta hayattan koparabilir.

Şimdi diyeceksiniz ki, “öğretmenler hatasız mı?” ya da “ öğretmenlerin kaçta kaçı bu dediğinize dikkat ediyor” diye.

Elbette ki öğretmenler de insandır ve hatasız değildirler.

Ancak bir öğretmen, öncelikle çocukla arasında bir bağ oluşturmayı bilirse ve gerçekten çocuğa değer verip saygı duyduğunu hissettirirse, çocuk öğretmenin yaptığı hatalardan olumsuz etkilenmez ve hatta insanları hatalarıyla sevmeyi öğrenir.

Buna rağmen öğretmenler, dillerinden, giyimlerine kadar, hareketlerine kadar azami özeni göstermek zorundadırlar.

Zaten içinde çocuk ve öğretmenlik mesleği sevgisi bulunan tüm öğretmenler, farkına bile varmadan bunu yapıyorlar.

Ama her meslekte olduğu gibi, öğretmenliği de sadece iş olarak görüp hata yapanlar var.

Bu tür tek tük hatalar, ya diğer öğretmenler ya da çocuğun kendisi tarafından telafi edilebilir.

Ama  ne yazık ki, dün iki öğretmen sendikası öyle bir yanlışa onay verdi ki, çocuklarda telafisi mümkün olmayan cinsten yaralar açabilir.

 Bakanlıkla anlaştıkları  ders  başlama saati ile çocuklar arasında sınıfsal ayrım yaratılmasını onayladılar.

Memur ve üst tabaka kişilerin çocuklarıyla, özel sektör çalışanı ve işçi çocuklarının ayrışmasını onayladılar.

Anne, babası özel sektörde çalışan, ya da işçi olan çocukları ile öğretmen çocukları, daha güneş doğmadan okula gelecek ve en az 1 saat diğer kesimin çocuklarının okula gelmesini bekleyecekler.

Tabi ki köyden gelecek çocuklar da ayrı bir muamma.

Muhtemelen öğrenci taşıyan köy otobüsleri, saat 8.30 a göre gelecektir.

Geriye kalanlar nasıl gelecek bilinmez.

Sabahın kör karanlığında okula gelen çocuk bu 1 saatlik zaman diliminde ne yapacak?

O saatlerde okul önlerinde biriken çok afedersiniz ama işsiz güçsüz hayta gençlikle nasıl baş edecek?

Hepimiz biliyoruz ki, uyuşturucu ortaokullara kadar inmiş durumda, bu tür kötü alışkanlıklardan nasıl korunacak çocuklar?

Nöbetçi öğretmenler bakıcılık yapıp koruyacak öyle mi?

Çocuk okula varmadan, okulun çevresinde başına bir şey gelirse ne olacak?

Hadi diyelim okula vardı.

Kaç öğretmen görevlendireceksiniz ki, boş olan çocukları ve aynı zamanda okul çevresinde birikenleri kontrol edebilsin?

Kaldı ki, bırakın diğerleriyle ayrıştırılmasının yaratacağı ezikliği, her gün 1 saatini boş geçiren çocuğun psikolojisi ne durumda olacak?

Ya da bu çocuklardan verim beklenebilecek mi?

Güne gece bekçisi olarak başlayıp, kolluk kuvveti göreviyle devam eden öğretmenden verim alınabilecek mi?

Okula özel arabayla getirilen çocukların zaten büyük bir sorunu yoktu, asıl sorun toplu taşıma ile ya da yürüyerek gelen çocuklardaydı.

Madem bunların sorunu devam edecektiyse, öğretmen ve özel sektör çalışanları ile  işçi kesimi yine gecenin karanlığında yola düşecektiyse niye grevler, eylemler yapılıp, sivil itaatsizlik adı altında onca eziyet çekildi ve çektirildi?

Bundan önce bu çocukların başına herhangi bir şey gelirse sorumluluğu hükümete aitti.

Ancak şimdi bu sorumluluk, hükümetle birlikte bu anomaliye onay veren sendikaların yöneticilerinin de boynuna asıldı.

Hadi KTAMS yöneticileri bunu düşünmemiş olabilir ya KTÖS ve KTOEÖS yöneticileri?

Çocuklar arasında böylesi bir sınıfsal farkı yaratan karara onay verenlerin, yöneticilikleri yanı sıra öğretmenlikleri de sorgulanmalı bence.

Zira sadece üyelerini ve eylemi başlatan gençleri zor durumda bırakıp, sendikaların sorgulanmasına sebep olmakla kalmayıp,çocukların gelecekleriyle de oynadılar.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.