ÖĞRETMENLERİMİZ EVLATLARIMIZ
Özcan ÖZCANHAN
04 Nisan 2015 Cumartesi 07:56
Genç, dinamik öğretmenlerimiz, üyesi oldukları sendikalar Ve de sendikacılar, görülmemiş boyutlarda protestolar, eylemler ve grevlerle, zaten darmadağın olan yaşamımızı, daha da olumsuz şekilde etkiliyor. Allahın günü, bir veya birkaç okulda eylem, grev, protesto... sanki de günün normal bir parçası halinde. Öğretmenlerimiz huzursuz. Öğrenciler huzursuz. Ebeveyinler huzursuz.. Kısacası, namuslu, bilgili, terbiyeli evlatlar yetiştirmeleri için ellerine teslim ettiğimiz çocuklarımız da, eğitim sistemimizdeki düzensizlikten, yanlış uygulamalardan , kayırmacılıklardan, siyasi müdahalelerdan, olumsuz biçimde etkileniyor. Saygı, sevgi, verimli çalışmaların yerelerini akıl almaz davranışlar almış durumda. Neden acaba ? Neden öğretmenlerimiz sokaklara dökülmüş, protestolar, grevler ve eylemlerle meşgül.?? Meclis salonunu işgal edecek kadar ileri giden öğretmenlerimizin bu davranışlarını yetkili yöneticilerimiz görmüyorlar mı ? Ortada, haksızlık, eksiklik, düzensizlik varsa ve yaşanıyorsa, neden, çare bulunmuyor ? Hükümet nerede? Eğitim Bakanlığı yetkilileri nerede? Öğretmenlerimizin sık sık eylemlere başvurmalarının sebebini hiç mi sormuyor, araştırmıyor ilgili yetkililer, bakanlar, hükümet edenler ? Toplumumuzda özel, mütevazi , saygınlığı olan öğretmenlerimiz çok mu sorumsuzca davranıyorlar? Kendilerini ve evlatlarımızı sıkıntılara sokuyorlar? Öğretmenlerimiz, eskiden, köylerde, kasabalarda, halk arasında müstesna yeri olan kişilerdi. Halk, öğrenciler onlara çok saygılı idi, onları hep muhabbetle selamlıyorlardı...Büyüklerimiz bile herhangi bir sorunla karşılaşsa öğretmenlere danışırlardı. Kızlarını , oğullarını everecekler dahi öğretmenlerimizden görüş alırlardı? Öğretmenleri cankulağı ile dinlerlerdi. Varoluş mücadelesi yıllarında, her köyde, kasabada, saf da en önde yer alan öğretmenlerimiz değil miydi? Ne oldu bu aydın kesime ? Politikacıların, süper milliyetci geçinenlerin, çıkarcı politikacıların bazı öğretmenlerimizi, sağcı solcu, komünist, Rumcu, Dervişci, Talatcı, Soyerci vs. diye sicillemeleri değil midir eğitim sistemimizi yozlaştıran ? Yazımı, daha fazla uzatmadan, başıboşluğa, haksızlıklara, hukuksuzluklara, sorumsuzluklara son verilmesi için yöneticileri de yönetilenleri de aklı selime davet ediyorum. Hoşgörü, uzlaşma, anlaşma, ortayol bulma, evlatlarımızı, öğretmenlerimizi ve eğitim sistemimizi sağlıklı yola çevirme çok mu zor? İllaki, eylem, protesto, grev, polisleri ve halkı, ebeveyinleri öğretmenlerimizle karşı karşıya getirmek mi lazımdır ? İyi düşünelim, sağlıklı, halk ve eğitim yararına uğraşmaya başlayalım.. ** ** ** Değerli okuyucular, Yaşım 77. Yaklaşık yarım asırdan fazla gazetecilik yaptım. Hep doğruları yazmaya, halkımın yararına çalıuşmaya gayret ettim. Saldırıya, eleştiriye uğradım, darbedildim. Yılmadım. Fakat, sağlık nedeniyle, bir de gazetecilerin mahkeme kapılarında ezilmesine göğüs gerebilecek dermanım kalmadığından , ara verdim. Yaşananları gördükçe, daha fazla boş duramadım. Arada bir yazı-yorum-eleştiri yapmaya karar verdim. Mizacım itibarıyla zaten, atıl vaziyette bir kenarda daha uzun süre kalamazdım. O nedenle, siz okuyucularla, halkla dertleşmeyi, düzenli yol, hak, hukuk ve itibarımızı savunmayı uygun gördüm. Kıbrıs Türk halkı, öğretmeni, öğrencisi, çalışanı, emeklisi, işçisi, üreticisi, hayvancısı vs.... hepimiz, çok daha güzel , müreffeh , güvenli bir yaşam hak etmişizdir. Bizlere, tüm bunların sağlanmasında gayret edecek yöneticiler, vekiller, bakanlar, başbakan, Cumhurbaşkanı lazımdır. Onları da tespit ederek seçmek, bizlerin elindedir. Oylarımızı değerlendirmesini bilelim... Denenmişleri değiştirme zamanı gelmedi mi? Ne dersiniz?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.