24 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa13°C
  • Girne17°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele13°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara3°C

ÖĞRETMENİM, CANIM BENİM…

Kıvanç BUHARA

21 Eylül 2015 Pazartesi 11:58

Herkes konuştu; akıllı, bilgili, görmüş geçirmiş yazarlar- çizerler, eğitim-öğretim sistemimizi eleştirdiler! Birkaç gündür takip ediyorum da, görüş beyan eden, çareler üreten pek yok! Herkes lak lak ediyor! “- Eğitim çöktü, olan yavrularımıza oldu, öğretmenler paraya doymadı, özel okullar – dershaneler her yerde. Gelmiş geçmiş en ıskarta Eğitim Bakanı!” Ve daha neler… Bre efendiler; Nedir sizin gevelediğiniz? Bu toplumda insani olan her şeyi; saygıyı, sevgiyi, adalet duygusunu, toplumcu olmayı ortadan kaldıran, yok eden siyaset değil mi? Partizanlık, tarafgirlik, bencillik kimlerin eseridir vre!! Sistem, siyaset değişti mi ki, yırtınıyorsunuz… Asıl olan bu sistemi değiştirmek, siyaset kurumunu sil baştan yenilemek değil mi? Her yıl okullar açılırken, son anda yani, bir bardak suda koparılan kasırga; etrafı yıkmaktan, kırıp geçirmekten başka neye yarar? Hele sendikalar ve bazı medya organları… Sosyalist, toplumcu “ geçinen bazı aydın öğretmenlerimizin o ikiyüzlülükleri yok mu? Bir tarafta dershane sahibi olacaksın, para uğruna “ toplumsal eğitimin “ içine edeceksin… Diğer tarafta ise, “ özel dershaneler kapatılmalıdır!” diye yırtınacaksın! Okullarda “ tam gün “ eğitimden yana olacaksın, ancak kendi çocuklarını, öğretmeni olduğun okulda değil, özel okullarda okutacaksın! Kendi çocuklarını özel okullarda okutan öğretmenler, bizim çocuklarımızı okutur mu ya? Ne eğitimi, ne okutması! *** 1974’ten günümüze gelinceye kadar, “Milli Eğitimimizin” geldiği çıkmazı yukarıda özetlemeye çalıştım… Birinci derecede suçlu elbette siyaset kurumudur! Kimdir bu siyaset kurumu? Başta, gelmiş geçmiş çok saygın Cumhurbaşkanlarımız! Sonra, siyasi partilerimiz ve onların bilgili uz ve uzman kadroları… Yani hükmedenler, hükümet edenler!     *** Okullarımıza İngiliz bayrağı çekip, her sabah “ yaşasın Kraliçemiz “ diye dua ettiğimiz zamanlardaki eğitim, şimdikinden bin kat daha kaliteliydi! 1960’tan sonraki yıllarda ise, tam gün eğitim vardı! Bana, Baf Kurtuluş Lisesinde öğretilen İngilizceyle, bugün hala her konuda kendimi ifade edebiliyorum! Kimdi hocamız bilir misiniz? Işıklar içinde yatsın, öğretmenlerin öğretmeni Hüseyin IRKAD hocamız! Hatırası önünde saygıyla eğiliyorum… Bugün, hatırası önünde eğilip, ellerinden öpebileceğiniz kaç öğretmen kaldı? *** Çare? Nasıl düzelir? Önce, bütçeden Milli Eğitim’e ayrılan pay, olanaklar ölçüsünde artırılmalıdır! Özel dershaneler derhal kapatılmalıdır… Tüm okulların eksikleri, ders yılı başlamadan önce tamamlanmalıdır! Başarısız öğretmenler terfi ettirilmemeli, hizmet içi eğitim almaları sağlanmalı… Ve Bakanlık kadrolarına atananlar, gerçek uzman kişiler olmalı! “ Bendensin, benden değilsin “ kaygılarıyla atananlardan bundan daha fazlasını beklemek… Kafalar değişmezse… Vay halimize!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.