22 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa18°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul18°C
  • Ankara14°C

O ÜLKE 'HEMEOPATİ'Yİ KAMUSAL SAĞLIK GÜVENCESİNİN DIŞINDA BIRAKTI

O ülke 'hemopati ilaçlarını' artık finanse etmeyeceğini açıkladı. Şimdi ne olacak?

O Ülke 'Hemeopati'yi kamusal sağlık güvencesinin dışında bıraktı

14 Ağustos 2018 Salı 18:01

İngiltere'de hemeopati tedavisinin finanse edildiği son bölgeler olan Bristol, North Somerset ve South Gloucestershire'da  hemeopati ilaçlarının artık finanse edilmeyeceği duyuruldu.

 

KANITA DAYALI TIP ADINA ZAFER

İngiltereli kuruluş Humanity UK, kararı kanıta dayalı tıp adına bir zafer olarak niteledi.

Klinik Hizmet Topluluğu adına açıklama yapan Dr Jonathan Hayes, Kanıtlarla bilgilendirilmiş bir organizasyon olmak için çok çalıştıklarını,  insanlara en geniş çapta tedavi ve bakım sunmak için tüm kaynaklardan en iyi şekilde faydalanmaları gerektiğini ifade ederek,  hemeopati finansmanı kararının, bu konuda atılmış bir adım olduğunu belirtti.

Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) yönetimi, geçen Kasım ayında tüm CCG'lerin homeopati ödemelerini durdurması ve Sağlık Bakanlığı'nın homeopatiyi “kara liste”ye alması gerektiği önerisinde bulunmuştu.

 

Homeopati Nedir? Tavşanın suyunun suyu

Diyelim ki uykusuzluk çekiyorsunuz….

Bir adet kahve çekirdeği alın, iyice havanda ezip toz haline getirin. Sonra bu tozu – evet tek bir kahve çekirdeğinin tozunu- yanınıza alarak bir deniz kenarına ya da büyükçe bir göle gidin. Yaşadığınız yere göre Ege kıyısı, Boğaz, Akdeniz veya Van gölü veya herhangi bir deniz olabilir. Ezdiğiniz bir adet kahve çekirdeği tozunu  tercihan dalgalı bir günde suya boca edin. Suyla iyice karışması için biraz bekleyin….

Artık denizden bir çorba kaşığı su içip, hızlıca yatağınıza gidebilir ve bu güçlü (!) karışımın etkisiyle mışıl mışıl uyuyabilirsiniz.

Bu yazdıklarım size tuhaf gelmiş olabilir, ama homeopatiye inanan ve onun etkili olduğunu düşünen pekçok insana garip gelmiyor. Homeopati, son yıllarda doğallık akımları ve alternatif tıbba olan ilginin artması ile gün geçtikçe daha popüler olmaya başladı. Yakın zamana kadar Türkiye’de pek bilinmezken, son birkaç aydır çeşitli radyo ve televizyon programları, haber siteleri ve bloglarda Homeopati ile ilgilenen, Homeopatik tedavi uyguladığını iddia eden kişiler ardarda boy göstermeye başladılar. Bu kişilerin yaptıkları açıklamaların ve verdikleri demeçlerin ortak bir yanı var: Hepsi, modern tıbbın nasıl bazı hastalıklar konusunda karşısında çaresiz olduğundan ve homeopatinin nasıl mucizevi bir şekilde iyileştirilemeyen hastalıklara karşı etkili olduğundan bahsediyorlar. Çoğu, homeopatik ilaçların hiçbir yan etkisinin olmadığının altını çiziyor.  Ama hemen hiçbiri Homeopati’nin gerçekte ne olduğunu anlatmıyor.  

Otomatik alternatif metin yok.

Homeopati ile uğraşanlar, genelde homeopatinin ana prensiplerini anlatmamayı tercih ettiği için , çevremdeki insanlara, arkadaş ve akrabalarıma “Homeopati nedir?” diye sorduğumda sıklıkla iki cevap alıyorum:

  1. Homeopati bitkilerle yapılan doğal bir tedavi yöntemidir.
  2. Homeopati Akupunktur ya da Ayurveda  benzeri antik bilgeliğe dayalı bir tıbbi yaklaşımdır.

İşin tuhafı, insanların Homeopati hakkında bildiklerini sandıkları bu iki kavram da yanlış.  Homeopati ne bir bitkisel tedavi yöntemi, ne de tarihçesi antik çağlara dayalı. Aksine, 1700’lü yılların sonlarında Almanya’da yaşamış Samuel Hahneman isimli bir doktorun bulduğu, üç temel prensip çerçevesinde gelişmiş bir alternatif tıp akımı.

Gelin, homeopati’nin bu üç temel ilkesine biraz yakından bakalım.

Homeopati’nin Temel İlkeleri

1- “Benzer benzeri iyileştirir.”

Homeopati’nin en temel ilkesi benzer benzeri iyileştirir ilkesi: Homeopatik bakış açısına göre, bir belirti, ancak aynı belirtiyi ortaya çıkaran bir madde ile tedavi edilebilir.

Modern tıp, bir hastalık karşısında hastalığa neden olan etmeni bulup, onu ortadan kaldırmaya çalışır. Oysa homeopati hastalıklara bir belirtiler bütünü olarak bakar ve tedavi için önerdiği maddeler bu belirtileri ortadan kaldırmaya yöneliktir.

Bir örnek ile açıklamaya çalışalım: Örneğin sıtma hastalığında, modern tıbbın hedefi sıtmaya neden olan ve alyuvar hücrelerimize yerleşerek onları tahrip eden Plasmodium falciparumisimli paraziti ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle sıtma olan kişiye, bu parazitleri öldüren kinin içeren maddeler verilir. Plasmodium parazitleri öldüğünde, bu parazitlerin kan hücrelerimizi parçalaması sonucu ortaya çıkan üşüme, titreme ve ateş gibi belirtiler de ortadan kalkar.

Oysa Homeopati, sıtmaya üşüme, titreme ve terlemeden oluşan bir durum olarak bakar. Tedavi yaklaşımı, üşüme, titreme ve ateş belirtilerini ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle hastaya sağlıklıyken alındığında bu yan etkileri gösteren bir maddeden yapılmış homeopatik ilaç tavsiye edilir.

Homeopatlar, inandıkları bu benzerlik ilkesi gereği, tedavi sırasında karşılaştıkları hastalığa benzer semptomlar oluşturacak maddeleri ilaç olarak kullanırlar.  Örneğin uykusuzluğun tedavisi kahve iken, kaşıntı tedavisinde ısırgan otu özütü kullanımı önerilir. Yine bu nedenle benzer belirtiler gösteren ancak ortaya çıkış nedeni birbirinden çok ama çok farklı olan hastalıklarda aynı homeopatik ilaçlar kullanılabilir. Örneğin hem cildin bazı mantar hastalıkları hem de bazı karaciğer problemleri kaşıntıya neden olurlar. Modern tıp, ilkinde mantarı ortadan kaldırmaya, ikincide karaciğer fonksiyonlarını düzeltmeye çalışırken, homeopati ile uğraşan bir kişi, her iki hastaya da muhtemelen sülfür veya ısırgan otu’nda yapılmış bir homeopatik çözelti reçete edecektir.

Benzerlik ilkesi gereği, sadece bitkisel maddeler değil, bitkilerin yanısıra mineraller, kimyasal bileşenler, hayvanlardan ve insanlardan elde edilen süt, kan, dışkı, idrar,  tırnak, yara kabukları, irin gibi maddeler homeopatik ilaç bileşeni olarak kullanılabilirler. Örneğin sıtmaya karşı koruyucu olduğu iddia edilen bir homeopatik çözeltinin içinde Afrika’daki sivrisineklerin ürediği bir gölden gelmiş ezilmiş çürümüş bitkiler kullanılmaktadır.

Devamı için tıklayınız: YALANSAVAR

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA