25 Aralık 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa13°C
  • Girne17°C
  • Güzelyurt10°C
  • İskele13°C
  • İstanbul11°C
  • Ankara10°C

NÖROLOJİ UZMANI DR. ÖZARSLAN: 'ALZHEİMER KADER DEĞİL'

Her yıl binlerce kişiyi etkileyen ciddi ve yaygın bir hastalık olan Alzheimer hakkında Nöroloji ve Elektronörofizyoloji Uzmanı Melek Özarslan ile konuştuk. İşte, Alzheimer hakkında bilmeniz gereken her şey.

Nöroloji Uzmanı Dr. Özarslan: 'Alzheimer kader değil'

24 Aralık 2024 Salı 13:36

Dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen Alzheimer hastalığının kesin tedavisi henüz bulunamamış olsa da arkasındaki nedenleri hedef alarak hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak ve yaşam kalitesini artırmak mümkün.

Halk arasında bunama olarak bilinen Alzheimer, yaşlanma ve beyin dokusundaki yıkım nedeniyle ortaya çıkan, kazanılmış yeteneklerin kaybına yol açan bir hastalık olarak tanımlanıyor.

Demans ise beyni etkileyen, yaşla ve zamanla kötüleşen bir dizi nörolojik rahatsızlığı tanımlamak için kullanılan genel bir terim.

Alzheimer, demansın sık görüldüğü hastalıklardan biri olurken, Alzheimer hastalığı tüm demansların yüzde 60'ından fazlasını oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ-WHO) göre, demans hastalarının sayısının 2050’de 152 milyona ulaşması beklenirken, bunun yüzde 60 ile 70 arasındaki bir bölümünü Alzheimer hastaları teşkil edecek.

Euronews'a konuşan Nöroloji ve Elektronörofizyoloji Uzmanı Dr. Melek Özarslan, "Demans, kişinin işlevselliğini etkilemeye yeni başladığı en hafif aşamadan, kişinin günlük yaşamın temel aktivitelerinde yardım için tamamen başkalarına bağımlı olması gereken en şiddetli aşamaya kadar bazen yavaş bazen de hızlı bir şekilde değişiyor. Alzheimer hastalığı, en sık görülen demans tipi olup önce hafızayı ve düşünme becerilerini ve en sonunda hayati görevleri dahi yerine getirememe ile sonuçlanabilir," dedi.

Demansın nedenlerinin, beyinde meydana gelebilecek değişikliklerin türlerine bağlı olarak değişebileceğini de sözlerine ekleyen Nöroloji uzmanı, Alzheimer'ın "kader" olmadığını vurguladı.

Türkiye ve dünyadan veriler

Türkiye Alzheimer Derneği'nin 2023 verilerine göre, ülkede yaklaşık 600.000 aile Alzheimer hastalığı ile mücadele ediyor.

65 yaş üstü nüfusun hızla artmasıyla birlikte, demans ve Alzheimer hastalarının sayısında da artış gözlendi.

Alzheimer hastalığı, kadınlarda daha sık görülüyor. 65 yaşından sonra her altı kadından 1'i Alzheimer hastası olurken, erkeklerde bu oran 11'de bir.

DSÖ tarafından 2022'de açıklanan verilere göre, dünya genelinde 55 milyon Alzheimer hastası bulunuyor. Bu sayının 2030'da 78 milyona, 2050'de ise 139 milyona ulaşması bekleniyor.

Her yıl dünya genelinde Alzheimer hastalarına 10 milyon yeni vaka ekleniyor.

Alzheimer, küresel çapta en çok ölüme neden olan hastalıklar sıralamasında yedinci olarak kabul ediliyor.

Alzheimer's Disease International (ADI) tarafından yayınlanan 2024 Dünya Alzheimer Raporu'na göre, halkın yüzde 80'i demansın yaşlanmanın normal bir parçası olduğunu düşünüyor, bu oran 2019'da yüzde 66 idi.

Küresel demans algılarını ve tutumlarını inceleyen kapsamlı bir çalışma olan bu rapor, 166 ülkeden 40.000'den fazla kişinin katıldığı bir anketin sonuçlarını ve 24 uzman makalesini içeriyor.

Rapor ayrıca, demansla yaşayan kişilerin yüzde 88'inin ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koydu.

Bakıcıların ve genel halkın yüzde 90'ından fazlası, demans için hastalığı değiştiren bir tedavi mevcut olsaydı teşhis konulmasını teşvik edeceklerini söylüyor.

Alzheimer'ı kim buldu?

Hastalık ilk kez 1906'da psikiyatrist ve patolojist Alois Alzheimer tarafından tanımlandı.

1906'da Dr. Alzheimer, alışılmadık bir akıl hastalığından ölen bir kadının beyin dokusunda değişiklikler tespit etti. Hastanın semptomlar arasında hafıza kaybı, dil sorunları ve uygun olmayan davranışlar da bulunuyordu. Birçok anormal küme (şimdi amiloid plaklar olarak adlandırılıyor) ve karışık lif demetlerine (şimdi nörofibriler veya tau, düğümler olarak adlandırılıyor) rastladı.

Beyindeki bu plaklar ve düğümler hala Alzheimer'ın başlıca özelliklerinden bazıları olarak kabul ediliyor.

"Ancak beyindeki değişiklikler, semptomlar ortaya çıkmadan on yıl veya daha uzun bir süre önce başlayabiliyor," diyen Özarslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alzheimer'ın bu çok erken evresinde, beyinde amiloid plaklar ve tau düğümleri oluşturan anormal protein birikimleri de dahil olmak üzere toksik değişiklikler meydana geliyor. Daha önce sağlıklı olan nöronlar işlevini yitirirken, diğer nöronlarla bağlantılarını kaybedip ölüyor. Alzheimer'da birçok başka karmaşık beyin değişikliğinin de rol oynadığı düşünülüyor."

"Aslında Alzheimer hastalığı nöronların değil onları besleyen glial hücrelerin harap olmasından kaynaklanıyor. Hasar ilk olarak beynin hafıza oluşturmada önemli olan kısımları olan hipokampüs ve kortekste meydana geliyor gibi görünüyor. Daha fazla nöron öldükçe, beynin ek kısımları etkileniyor ve küçülmeye başlıyor. Alzheimer'ın son evresinde, hasar yaygın ve beyin dokusu önemli ölçüde küçülmüş oluyor."

Hafıza sorunlarının genellikle Alzheimer ile ilişkili bilişsel bozukluğun ilk belirtilerinden olduğunu belirten Özarslan, "Hafıza sorunları olan bazı kişilerde hafif bilişsel bozukluk (MCI) adı verilen bir durum vardır ve bu kişilerde yaşlarına göre normalden daha fazla hafıza sorunu vardır ancak semptomları günlük yaşamlarını etkilemez. Zaman ilerledikçe hareket zorlukları ve koku alma duyusuyla ilgili sorunlar da MCI ile ilişkilendirilmiştir. MCI'li yaşlı kişilerde Alzheimer geliştirme riski daha yüksektir ancak bazıları normal bilişsellik hali ile devam edebilir," dedi.

Alzheimer'ın ilk belirtilerinin kişiden kişiye değişiklik gösterdiğini söyleyen Özarslan, "Birçok kişi için, kelime bulma, görme/mekansal sorunlar ve bozulmuş muhakeme veya yargılama gibi bilişsel işlevlerin hafıza dışı yönlerinde gerileme, hastalığın çok erken evrelerine işaret ediyor olabilir," diye ekledi.

"Araştırmacılar, MCI'li kişilerin ve Alzheimer'a yakalanma riski daha yüksek olabilecek bilişsel olarak normal kişilerin beyindeki erken değişiklikleri tespit etmek için biyobelirteçlerin (beyin görüntülerinde, beyin omurilik sıvısında ve kanda bulunan biyolojik hastalık belirtileri) incelenmesi gerekir."

Alzheimer hastalığının evreleri

Alzheimer kötüleştikçe, insanlar daha fazla hafıza kaybı ve diğer bilişsel zorluklar yaşıyor. Sorunlar arasında "kaybolma, faturaları ödemede sorun yaşama, soruları tekrarlama, normal günlük görevleri tamamlamanın normalden daha uzun sürmesi ve kişilik ve davranış değişikliklerinin" yer aldığını belirten Nöroloji uzmanı, "İnsanlara genellikle bu aşamada teşhis konuyor," diyor.

"Bu aşamada, dil, muhakeme, bilinçli düşünce ve sesleri ve kokuları doğru şekilde algılama yeteneği gibi duyusal işlemeyi kontrol eden beyin bölgelerinde hasar meydana gelir. Hafıza kaybı ve kafa karışıklığı daha da kötüleşir ve insanlar ailelerini ve arkadaşlarını tanımada sorun yaşamaya başlar. Yeni şeyler öğrenemeyebilir, giyinmek gibi çok adımlı görevleri yerine getiremeyebilir veya yeni durumlarla başa çıkamayabilirler," diyen Özarslan, bu aşamadaki kişilerde halüsinasyonlar, sanrılar ve paranoya görülebileceğini ve dürtüsel davranabileceklerini belirtti.

"Cinsel isteklerde artma yada azalma, saldırganlık ya da ajitasyon görülebilir."

Şiddetli Alzheimer'ı olan kişilerin iletişim kuramadığını ve bakımları için tamamen başkalarına bağımlı olduklarını söyleyen Özarslan, "Son dönemde ise vücut kapandığı için kişi zamanının çoğunu veya tamamını yatakta geçirebilir," dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA