NEYMİŞ BU MEGA DÖNÜŞÜM!
Derviş DOĞAN
08 Haziran 2016 Çarşamba 08:10
Bir mega dönüşüm lafı doladılar dillerine.
Ha bire sallıyorlar.
Peki kimler?
Memlekete ekonomik düzenlemeler altında kültürel, sosyal ve toplumsal yapı üzerinden ayar vermeye yeltenenler.
Oturdular karar verdiler ve adına yapısal dönüşüm dediler.
Bunların bir de borazancıları var buralarda.
İmzacılar, hay hay efendim emriniz olur diyenler ve onların palyaçoları.
Üç beş yaltakçı.
Her dönem güçlünün yanında saf tutmayı kendine görev addetmiş yalakalar.
Üç beş aklı kendine yetmez işgüzar.
Menfaat düşkünleri.
Ekonomik ve Mali Protokolün imzalanması sonrası başladılar yazmaya çizmeye, boş boş konuşmaya.
Bir de ek protokol imzalanınca kimse tutamaz bunları.
Toplum mühendisliğine soyundular.
Kraldan kralcı oldular gene.
Her şeyi en iyi bilenler onlar ya.
Onlardır,Kıbrıs’ın çıkarlarını en iyi düşünen yaltakçı takımı.
Geriye kalanlar da düşünemeyenler, fikri olmayanlar Kıbrıs için neyin iyi neyin kötü olduğuna dair kanaat geliştiremeyenler.
Bunların aklı herkese yeter nasıl olsa.
Öyle zannediyorlar.
Herkesi kendileri gibi aciz zannediyorlar.
Ve toplumu da aciz pozisyonuna sürüklüyorlar.
Şimdi yapısal dönüşüm mega falan demeye başladılar.
Neyin dönüşümüymüş bu dönüşüm?
Bilen var mı?
Yok!
Neden?
Çünkü öngörülen teknolojik bir hamle, münevver bir toplum, daha refah bir hayat, adil bir sistem, sürdürülebilir bir ekonomi, Türkiye ile düzeyli bir işbirliği, çağdaş bir kamu düzeni değildir.
Öngörülen Ankara'ya yakın biat etmeğe meğilli , verilen kararları sorgulamayacak bir siyasi iradenin eliyle topluma ayar vermektir.
Dindar bir yapı, tamamı ile Ankara'ya itaat edecek bir siyaset, onların hükmedebileceği bir yargı, nüfus ayarı, kısacası top yekün tavla teslim bir dizayn öngörülmektedir adanın Kuzey'i için.
Bunun ekonomi ile yakından uzaktan bir ilgisi de yoktur.
Keşke olsaydı.
Ama değil.
Zira değişimin veya da onların tabiri ile dönüşümün maksatında reforum odaklı bir süreç değildir planlananlar.
Yapılmaya çalışılan ise Türkiye'ye entegre sürecinin hızlandırılmasıdır.
Açıkçası bu aşama da çözüme endeksli bir hazırlık söz konusu değildir.
Lakin olur da bir mucize olur ve çözüme ulaşılırsa, Birleşik Kıbrıs üzerinde Kuzey'de yapılmaya çalışılan böylesi bir ayardan sonra Türkiye'nin ada üzerindeki tahakkümü güçlü şekilde sürdürülecektir.
Bütün mesele budur.
Gerisi de teferruattır.
Kağıt üzerinde göze hoş gelen arka arkaya sıralanan sözde reforumlardır.
Yoksa mevcut yapı içerisinde Kuzey Kıbrıs'ta sürdürülmeye çalışılan çarpık düzenin savunuculuğunu elbette yapmam.
Yapamam.
Düzeltilmesi gereken çok şeyimiz var.
Ekonomik yapı başta olmak üzere alınması gereken tedbirler, yapılması gereken elzem icraatlar var.
Sürdürülebilir bir yapı değildir içinde bulunduğumuz ve sürekli cebelleşip durduğumuz bu yapı.
Bu konuda zaten hepimiz hemfikiriz.
Dolayısı ile keşke bu nokta da öngörülen,mevcut yapının sürdürülemez gerçeği ısığında kendi dinamiklerimiz ve siyasetimiz doğrultusunda sürdürülebilir bir sistemin tesis edilmesine katkı sağlanabilseydi.
Ama amaç bu değil.
Zira daha fazla cami inşaatı ile, daha fazla nüfus yaratma çabaları ile, daha fazla siyasete tahakküm etme gayretleri ile, bağımlılılığı daha fazla artırma eğilimleri ile böyle bir amaç güdülmez.
Yapılmak istenen çok belli.
Dolayısı ile buna çanak tutabilecek siyasi anlayışa büyük destek verecekleri de gün gibi ortada.
Hoş şu an da bunu yapıyorlar zaten.
Her istediklerini rahatça hayata geçirebilecekleri bir siyaset alanı yarattılar kendilerine.
Aciz duruma düşürdükleri bir halk olduk sayalerinde.
Düşünemeyen,fikir üretemeyen, uygulama yapamayan , kısacası beceriksiz bir topluluğun parçaları yapıldık.
Şimdi de mega dönüşüm diye lanse etmeye çalıştıkları bir toplumun entegresi için yapılması gerekenlerin hayata geçirilmesidir.
Bunun daha da ötesi, sonrası yoktur.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.