NE OLDUĞUMUZU ANLAMAK…
Arif Alasya
06 Mart 2017 Pazartesi 08:17
Önce KKTC’ye dıştan bakan Ülkelerin KKTC’ye nasıl baktıklarını görelim.
VİKİPEDİ’ye göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de facto olarak nitelendirilmektedir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi 'ne göre, Türkiye'nin işgali altındadır.
Bağımsızlık ilanından bu yana Türkiye tarafından ekonomik, siyasi ve askerî olarak desteklenmektedir. Türkiye'de "Yavru vatan", "Yeşil ada" ya da "Cennet Ada" diye de bilinir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kendisine uygulanan ambargolardan dolayı ekonomik olarak Türkiye'ye bağımlı hale gelmiştir.
Youtube’ye girip KKTC Milli marşını sorarsanız da KKTC Marşının İstiklal marşı olduğunu görürsünüz.
Diğer ülkelerin bizlere bu bakış açısını kabul eden hatta memnun olan kesimlerin olduğunu bilen birisiyim
Bu kendini milliyetçi olarak kabul eden kesim sadece ‘’Ana vatan Türkiye sana şükran olsun’’düsturu içinde Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’deki tüm uygulamalarının destekçisidirler.
1974’den itibaren bize ait olan 162 fabrika dahil sanayi sektörünü,ABAT kararları ile ihracatımızı,Anayasanın geçici 10.ncu maddesi ile tüm yönetimimizi Türkiye’ye devrederek tam bir alt yönetim olduklarını ispatlamışlardır.Zaman zaman Serdar Denktaş gibileri kendince baş kaldırarak biz TC Yardım heyetinin bizi yönetmesini kabul etmiyoruz dese de kısa bir süre sonra onun ayak işlerine bakacak bir makamı kabul ederek onun aracılığı ile yapılacak işlerin savunucusu olabilir..İşte bu yapıyı kabul edenler VİKİPEDİ’de tarif edilen Alt yönetim olgusunu kayıtsız şartsız kabul edenlerdir.Bunlar yönetmeyi bilmediklerinden Kuzeyi ya hep bir başkası yönetmelidir düşüncesindedirler.Önlerinde iki seçenek vardır bu kesim içim
!- Yönetecek olan Türkiye olacak.
2-Yönetecek olan Rum.
Bu nedenle onlar tercihlerini Türkiye’den taraf kullanmaktadırlar. İşte bu nedenle onlara karşı olanlar Rumcudur.
Hâlbuki gerçek bu değildir. Burda paralel yapı. Türkiye ile imzalanan ve sözde ‘’Ekonomik ve sosyal kalkınmayı’’sağlayacak paketlere sadık kalınarak,Hatta her ay pakete uyacaklarını içeren belge veren hükümetler ile yürütülmektedir.
Sadece hükümete geldiklerinde az, hükümetten gittiklerinde daha fazla Türkiye’den gelen önerilere tamamen katılmayıp belli bir direnç göstermeleridir. Çoğunlukla öneriler çok çok ufak değişikliklerle kabul edilmektedir Fakat bazı hazmedilemeyecek yasalar gündeme gelirse yapmaktan kaçınarak görevi Türkiye ne derse biz yaparız efendimcilere devretmektedir.
Görüldüğü gibi burada paralel yapının devamı gel git oyunu ile sağlanmaktadır. Sanki gece silahlı gündüz külahlı bir oyun oynanmaktadır.
Bu olguya karşı çıkanlar Rumcu’lardır..Ne güzel bir yakıştırma ile işin içinde sıyrılıyorlar hemen.
Artık bu oyunun sonuna gelindi. Bir olma birlik olma zamanı gelmiştir. Biz artık bir alt yönetim olmak istemiyoruz, biz kurumlarımıza sahip çıkmak istiyoruz. Dayatma paketlerle yönetilmek istemiyoruz. Kendi ayaklarımız üzerinde durabileceğimiz koşulları oluşturmak istiyoruz. Türkiye söylediği ve deklere ettiği gibi bizi tanıyan bir dost ülke ise bizi besleme yerine koyup bizden diyet beklemekten vazgeçmelidir.
Gelinen noktada artık ödeyeceğimiz diyet kalmadı bunu biliniz ya Kıbrıs Türkü olarak var olacağız ya da asimile edilmiş kendi ülkemizde üçüncü sınıf vatandaş.
Bilmediğini bilmek en iyisidir.
Bilmeyip da bildiğini sanmak
Tehlikeli bir hastalıktır…Lao.Tzu
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.