MURATAĞA,SANDALLAR VE TAŞKENT

Geçtiğimiz gün Doğulş Derya’nın mecliste yaptığı konuşma bazı gerçekleri açık açık yeniden konuşulmasını sağlayabilecek mi? Tartışma açıkça olan biteni konuşmaya evrilebildiği sürece Kıbrıs’ta toplumlar arası çatışmalarda neler olduğunu daha açık ve şeffaf bir şekilde iki toplumda öğrenebilecek. Gerçekle yüzleşebilcek. Kolay değildir tabi bu kadar öfke kin ve intikam yemini edenlerin arasında barış dilini konuşmak. Dün AKEL de yaptığı açıklama ile konuya bambaşka bir boyut daha kattı. AKEL açıklamasında : Doğuş Derya’nın cesur tutumunu olumlu bir hareket olarak görüp Kıbrısrum toplumundan selamlayanların benzer cesareti de göstermeleri gerekir dedi. Akel açıklamasında ” Bizim toplumumuzun işine gelmeyen gerçekleri de söyleme cesaretini göstermeleri gerekir. Kıbrıslıtürk sivillerin ve esirlerin aleyhine Kıbrıslırum faşistlerin cinayetler işlediklerini de kabul etmeleri gerekir. 1974’te kadınlara tecavüz edip, çocukları öldürüp, silahsız esirleri infaz ederek, Muratağa/Maratha’yı, Atlılar/Aloi’yi, Sandallar/Sandalaris’i ve Taşkent/Tohni’yi kana bulayanlar bazı Kıbrıslırumlar değil miydi?” dedi. AKEL’in bu çıkışı Rum fanatikleri sevindirmeyebilir. Hatta açıklamanın içerisindeki bazı kelimelerde bizdeki bazı kesimleri sevindirmeyebilir. Ancak macun tüpden artık çıkmıştır. Ya da başka bir deyişle ok yaydan fırlamıştır. Gerçekler elbette daha önce alçak sesle evlerde gizli gizli konuşulan acı ama yüzleşmemiz gereken gerçekler ortaya yavaş yavaş çıkacak. Yoksa siz hem Kıbrıslı Rum hem de Kıbrıslı Türk kayıpların toprak altında bulunan kemiklerinin birileri tarafından paraşütle uçaktan atılıp mı toplu olarak mezarlara gömüldüğünü sanıyordunuz?