MÜLTECİ KRİZİ: AB VE TÜRKİYE
Burak ÇİFLİKLİ
22 Ekim 2015 Perşembe 01:38
Almanya Başbakanı Angela Merkel, mülteci krizine karşı Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında işbirliği eylem planını görüşmek üzere geçtiğimiz hafta sonu İstanbul'daydı. Bu görüşmede mülteci krizinin yanı sıra Türkiye'nin AB üyeliği yolunda yeni fasılların açılması ve Türkiye'ye vize kolaylığı sağlanması da masaya yatırıldı. Sovyetler Birliği’ne karşı Avrupa’ya tampon işlevi gören ve büyük bedeller ödeyen Türkiye, soğuk savaşın ardından bir anda unutulmuştu. Demir perde ülkelerinin bile girdiği AB kapısında yıllardır süründürülen Türkiye, yeni bir kriz ile tekrar Avrupa’nın gündeminde. AB'nin üyelik müzakereleri çerçevesinde zaten yapması gerekenleri tavşana sallanan havuç misali mülteci krizi vesilesi ile bir pazarlık unsuruna dönüştürmüş olması tam da AB'ye yakışan bir hareket. Mülteciler kapılarına dayanana kadar Suriyelilerin yaşadığı insanlık dramı ile ilgilenmeyen Almanya önderliğindeki Avrupa, bu ziyaret ile mülteci krizinin çözümü için çabalıyormuş imajı çizmeye çalışıyor. Avrupa'nın yürütmeye çalıştığı faaliyetlerin özünde ise mültecileri Avrupa'dan uzak tutma ve Türkiye sınırları içerisinde barındırma arzusu bulunuyor. Evini barkını terk etmek zorunda kalan insanları amiyane tabirle parası neyse verip kendi evlerinden uzak tutmaya çalışıyorlar. Avrupa ne kadar mültecileri kendisinden uzakta Türkiye sınırlarında tutmaya çalışırsa çalışsın unutulmamalı ki mülteciler canlarını kaybetmek pahasına Avrupa'ya gitmeye çabalıyor. Akdeniz'de kıyıya vuran cesetler bize gözden kaçırılan bu gerçeği anlatmaya çalışıyor aslında. Canını kaybetmeyi göze alan insanlar AB ülkeleri Türkiye'ye para yardımında bulundu diye Avrupa'ya gitmekten vaz mı geçecek? Elbette hayır. Yine insanlar teknelere atlayacak, yine masum cesetler kıyılara vuracak. Fakat Avrupa yaptığı maddi yardımlar karşılığında bu ölümlerdeki sorumluluğunu üzerinden atmış olacak. Son dönemde kamuoyunda oluşan tepkilere karşı üzerindeki baskıyı azaltmak isteyen AB, Türkiye ile varılacak olası bir antlaşma sonrası hem göstermesi beklenen çabayı göstermiş algısı oluşturacak hem de bunu soğuk savaş günlerine benzer bir şekilde yine Türkiye’yi tampon bölge olarak kullanarak yapacak. İş verilen sözlerin tutulmasına geldiğinde ise fasıllar üzerinde müzakereler yürütülse de kimse Türkiye'nin tam üyeliğinden zaten bahsetmiyor. Ayrıca Türkiye’ye vize kolaylığı sağlanması da bence pek mümkün değil. Vize kolaylığından kastedilen vize başvurusunda artık banka hesap cüzdanı istememek değilse tabi. Sınırlarından Suriyelileri uzak tutmak adına harekete geçen Avrupa’nın Türkiye vatandaşlarına kapılarını açacağına inanmak oldukça zor. AB üyelik müzakerelerinde sütten ağzı yanan Türkiye de elbette bu süreçte yoğurdu üfleyerek yiyecektir. Türkiye’nin AB’den gelen parayı mültecileri Avrupa’dan uzak tutmak için cansiperane çabalar uğruna harcayacağına inanmak da bir o kadar zor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.