27 Kasım 2024
  • Lefkoşa8°C
  • Mağusa7°C
  • Girne10°C
  • Güzelyurt5°C
  • İskele7°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara-3°C

MORAL LAZIM

Oshan SABIRLI

13 Haziran 2015 Cumartesi 11:10

  Gazete aracılığı ile hep felaket haberleri veriyoruz. Dövizin tavan yaptığı bir ortamda trafik kazaları sıcağın başımıza vurmasıyla artış gösteriyor. Ülkemiz gençleri uyuşturucu batağında kelepçeler ile objektiflere takılırken bir de Türkiye’den ülkemize gelen sanatçı, modacı, işçi gibi turistler de uyuşturucu ile yakalanıyor. İş kazası mı istersiniz? Yoksa kanser hastalıklarından ölümler mi? Bu haberler uzun uzadıya verilebiliyor. Güzel haberleri bulmak, vermek için aradan cımbız ile çekim almamız lazım bir şeyleri. Günün telaşında bulmak almak bile zor bu gibi gelişmeleri. Yan tarafta Mustafa Akıncı, Derviş Eroğlu ve Mehmet Ali Talat’ın bence tam da ihtiyaç duyduğumuz türden bir fotoğrafı var. Aslında son zamanlarda devlet adamlarımızdan veya tüm siyasi figürlerimizden benzer haberlerin, fotoğrafların kamuoyu ile buluşturulmasına ihtiyacımız var. Uzun zamandan sonra geçtiğimiz günlerde duyduğum bir söz beni oldukça mutlu etti. Yaşlı bir teyze bir arkadaşa nasihat veriyordu; “evladım yuva yıkmak çok kolaydır ama yuva kurmak zordur” diyerek eşiyle boşanma aşamasında olan bir arkadaşa evine geri dönmesini söylüyordu bu teyze. Bir şeyleri kırmak, bozmak, yok etmek gerçekten kolaydır. Ancak üretmek, şekillendirmek ve başarmak o kadar kolay değil. İşte bu nedenlerle hayatın güzelliklerini ve imkanlarını, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kullanabilmeli. Bizim ülkemiz gibi sakat olmayan ülkelerde günlük yaşam hep nasıl geçer merak etmişimdir. Kıbrıs sorunu gibi sorunların olmadığı, seyahat özgürlükleri olan, ekonomik sıkıntıları bulunmayan, göçün ve işsizliğin tavan yapmadığı ülkelerin yaşam koşulları içerisinde hayattan beklentiler nedir dersiniz? İsveç, Norveç gibi ülkelerde günün 24 saati nasıl tükenir dersiniz? Yazının başlığında “Moral Lazım” ifadesini kullandım. Bu moral, çocuklarımızın daha iyi koşullarda yaşaması için yapacağımız uğraşlara ulaşmanın da hedefi değil de nedir? Ganimet kültürünün, savaş kültürünün kirlettiği, kolaycı bir nesil üretildi. Üstelik hazıra konan bu neslin başka alternatifi de yoktu. Zaten yıldızlı diplomaların bile hiçbir işe yaramadığı bir ülkede, “neyi değil, kimi bildiğinizin önemi olan” bir ülkede yaşam damarlarınız da tükenmiş demektir. “Bu gece nerede işsek?”, “arabanın modifiye parçalarını nasıl değiştirsek?”, “yeni bir mekan açıldı, insan kaynıyor”, “askere gidip hayatımın 1 senesini neden boşu boşuna harcayayım”, “zaten torpilsiz hiçbir şey olmaz bu ülkede” gibi sözleri sık sık duyarız. Aslında tümünün temelinde, basiretsiz siyaset, meclise olan güvensizlik, sisteme karşı kaybedilen inanç var. Uyuşturucu da parlar bu ülkede, soygun da, taciz tecavüz gibi suç oranları da. Çünkü nereden tutsak tutarsızlık, hep bir angarya, hep bir sahtelik var. Bu ülke gerçeklerinde hazmedebilirseniz yaşananları, gelin de moral bulun bu topraklarda. ***** Alışılmamış manzara MANZARACumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile öğle yemeğinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı basın bürosundan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanlığı’nda yer alan yemekte, Cumhurbaşkanı Akıncı, Talat ve Eroğlu ile Kıbrıs sorunu başta olmak üzere çeşitli konularda görüş alış verişinde bulundu.   ***** ÖDÜLLÜ FOTOĞRAF PULTZERBir Anne’nin Öyküsü... Renée C. Byer 'a pulitzer ödülünü getiren bir anne ile çocuğunun kanser karşısındaki savaşının tasviri... Byer’a  2007 yılı Pulitzer ‘öykü analiz' ödülünü kazandıran hikayede Cyndie French ve oğlu Derek’e ait. Oysa hikaye çok da güzel sonlanmıyor Cyndie French, 2004 yılında, 10 yaşındayken sinir hücrelerinden çıkan tümör anlamına gelen Nöroblastom adındaki nadir görülen bir çocuk kanserine yakalanan Derek’in annesi. Cyndie French, hastalık teşhisinin konulduğu andan itibaren her anını onun biraz olsun gülümseyebilmesi ve biraz daha mücadele verebilmesi için ona adadığı oğlunun annesi. Taviz vermeden, pes etmeyi aklından bile geçirmeden, her daim azmi, her daim sabrı seçen bir anne. Oğlunu şefkatle bağrına basan, ve on sekiz aylık hastalık döneminde küçük Derek için koşulsuz sevginin ve kararlılığın simgesi olan anne. Derek on sekiz aylık hastalık sürecinden sonra 11 Mayıs 2006’da, Anneler Günün’den üç gün önce hastalığına yenik düşerek bedenini teslim etti. Cyndie, Andrea Bocelli’nin ‘Because We Believe (Çünkü İnanıyoruz)’ şarkısını fısıldayarak, oğlunu kollarının arasında yolcu etti:  ‘Her yaşamda bir kez, bir an gelir, tek başımıza yürüdüğümüz…Işığa doğru…’    ***** ESKİ FOTOĞRAFLAR ESKI1Zaman farklı ama… Kıbrıs’ta neredeyse 1974 ile kopan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların ilişkileri 1991’de farklı bir dönemece girdi. Bu fotoğrafta iki taraf parti liderlerinin ilk buluşması objektiflere yansıdı. Klerides, Hıristofyas, Rolandis o tarihte ilk kez kuzeye geçti. Zeytin dallarıyla karşıladılar. Akıncı da güneye geçmişti. Çok ses getirmişti ritüel. ESKIBu önemli buluşmaya Özker Özgür önayak olmuştu. Glafkos Kledires'le ortak basın toplantısı düzenledi ve Klerides "Enosis'ten vazgeçtik" dedi. Sonra hep birlikte yemeğe gidildi, rakılar içildi. Şimdi aradan geçen bu zamanda barış görüşmeleri devam ediyor.  Yine zeytin dalları, yine rakılar var. Oyuncular biraz değişti belki ama sahne ayni sahne. Oyun galiba bu kez biraz farklı olacak. ***** TARİHTE BUGÜN KKTC1991’den 2015’e Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında pasaport uygulaması bundan tam 24 yıl önce resmen kalktı. O yıllarda pasaportun bizim için daha anlamlı olduğunu hissettiğimizi hatırlıyorum. Kıbrıslı Türkler Türkiye’ye ve biraz sorunlu da olsa dünyanın başka ülkelerine pasaport ile gider, özellikle Türkiye’den ülkemize gelenler de pasaportlarını gösterirdi. Aidiet duygusu o yıllarda daha fazlaydı. En son KKTC pasaportumu kullandığım yıl 2002. Açıkçası pasaportumu ne zaman kaybettiğimi bilmiyorum bile. Çıkarmak için ciddi bir neden de bulmuş değilim hani.      

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.