25 Ekim 2024
  • Lefkoşa21°C
  • Mağusa24°C
  • Girne24°C
  • Güzelyurt20°C
  • İskele24°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara9°C

MİNİCİK BİR DALA HAYAT VEREN KOCA ÇINAR…

Ayşegül Garabli

12 Eylül 2015 Cumartesi 09:20

Kocaman bir çınar ağacını hayal ediyorum. Her bir dalında ayrı bir taze dalın filizlendiği bir çınar ağacı. Üstü filizlerle dolu ve her bir filiz, ayrı iki dalın birleştiği noktada boy vermiş. Yani her bir filiz, iki dala bağlı oluşuyla hayat buluyor. Tabi ki, bağlı olduğu her dal da başka iki daldan yaşam alıyor. Bu iki dalın her biri de başka iki daldan. Sonuçta, gövdede birleşip, o muhteşem kökü oluşturuyorlar. Bu koca çınarın, en tepesindeki filizlerden birisi kızım. Diğerleri, kardeşlerimin çocukları, eşimin kardeşlerinin çocukları, kardeşlerimizin eşlerinin kardeşlerinin çocukları v.s Her biri iki ayrı dala tutunmuş. Her bir dal, ayrı bir kökenden geliyor. Mesela kızımı tutan iki daldan birisinin kökü Türkiye’den, diğeri, Kıbrıs’tan. Kıbrıslı dalı da tutan iki dal var; biri Kıbrıslı Türk; diğeri Filistinli. Türkiyeli dalı tutan dallarda da, Türklük de var, Kürtlük de. Ve bu Türk, Kürt, Filistin, Kıbrıs, dallarının her birini de tutan 2 şer dal var. Onların her biri de ayrı bir kökenden. Ayrıca, diğer filizleri tutan dallar da,bir çok kökenden geliyor. Hatta bir çok milletten. Muhacir de var, Laz da, Boşnak da, İngiliz de, Alman da, Perulu da, Arap da, Rum da, Rus da. Tüm bu kökenler, ve milliyetler, bir araya gelip, O minicik dala hayat veren soy ağacının kökünü oluşturmuşlar. Kim bilir, bu ağacın kökünde daha kaç milliyet ve daha kaç etnik köken var. Ama birbirlerine öylesine sevgi ile tutunmuşlar ki; bu gün hala daha dallarından, yeni dallar filizleniyor. Ne geldikleri kökler arasında yaşanmış geçmiş savaşlar, önemli olmuş. Ne de milletlerin bir birine nefretleri. Onlar, bir birlerini, olduğu gibi kabullenip, koşulsuz sevmişler. Düşünüyorum da, bu dallardan hangisi kesilirse, ya da köklerden hangisi sökülürse, kızım“saf kan” olur!! Kıbrıs kökünden gelen dalı kessem, Türkiye’den gelen kök, saf kan değil. Türkiye’den gelen kökü kessem, Kıbrıs’tan gelen kök saf kan değil. Acaba diyorum, tüm ağacı budasam da, en azından bu iki dal mı kalsa. Mesela, bana amcamdan daha yakın olduğu için, enişte değil de amca dediğim, teyzemin kocasının bağlı olduğu acem dalını mı kessem? Ya da annem kadar yakın gördüğüm amcamın hanımının bağlı olduğu muhacir kökünü mü söksem? Ya da Rum kökünü söküp atmalı. Ne de olsa, Rumlarla kötü bir yakın geçmişimiz var(!) İyi de, 6 aylık doğan kızıma can verip, 56 gün yaşam mücadelesinde, elinden gelenin fazlasını yapan Dr. AndreasDemetrius bir Rum ve ben ona minnettarım. Bu süreçte, kızıma anne sıcaklığı ile yaklaşan Rum hemşirelere de. Hangi dalı kesmeye kalksam, hangi kökü sökmeye kalksam, ağaç kökten sallanıyor. Herhangi bir kök sökülse, ağaç tümden devrilir, yok olur. Kızımın geçmişi yok olur, geleceği yok olur. Madem ki, sevgi, bu kökleri, savaşa rağmen, nefrete ve öfkeye karşı birleştirmiş ve koca bir çınar yaratmış, öyleyse, bu gün, bu kökleri sökme, dalları kesme kavgası niye? Köklerimiz gibi, tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen, bir birine sarılıp, yeni dallar yeşertmek varken, geçmişe takılı kalıp, düşmanlıkla geleceği karartmak  niye? Hangimizin, kökü saf kan ve masum ki zaten? Öyleyse, Barışa, sevgiye ve bir birimize sarılarak, yeni çınarlar oluşturmaya karşı gösterilen bu direnç niye?  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.