MEKTUBUM VAR
Arif Alasya
08 Temmuz 2015 Çarşamba 09:54
30.06.2015 Tarihinde bu köşede yayınlanan ‘’Lefke ve madencilik ‘’başlıklı yazıma duyarlı davranan yetkili bana bir mail yollamıştır.Köşemde bu maili yayınlıyorum. Bundan sonraki yazım da bu maile cevabım olacaktır.. Arif Bey, merhaba, Detay Kıbrıs’ta yer alan Lefke ve Madencilik başlıklı yazınızda belirttiğiniz “yabancı” şirketin Şef Jeoloji Mühendisiyim. Birkaç konuda bilgi vermek isterim. Öncelikle tamamı yerli sermaye, Türkiye’nin en köklü şirketlerinden Güriş Holding’i “yabancı” bir şirket olarak ifade etmeniz gerçekten manidardır. Yazınızdan anlaşılıyor ki basın açıklamamızdan haberiniz olmuş, ancak önemle vurgulanan bazı hususların anlaşılmadığını görüyorum. KKTC’ye yatırım amaçlı gelen şirketimiz, ilgili kurumların yönlendirmesi sonucu, gerek Lefke ve çevresinde maden arama çalışmaları yapmak , gerekse yıllardır temizlenmeyen CMC atıklarının temizlenmesi için başvurularda bulunmuştur. Maden arama ruhsatımız önce 1 yıl ve akabinde 2 kez 6 aylık sürelerde uzatılmıştır. 2 yıllık arama çalışmaları sonucunda ekonomik bakır rezervine ulaşılmıştır. Şirketimiz, 13.11.2012’den bu yana yaptığı başvurular ile CMC atıklarının temizlenmesi ve bölgenin rehabilitasyonu için talip konumdadır.. Bu konu sivil toplum örgütlerinin de bilgisindedir, ancak 2,5 yılı aşkın süredir bu talebimiz cevaplanmamıştır. Bakın 2,5 yıl önce CMC atıkları bize verilse idi, bugün projede gözle görülür ilerleme kaydedilmiş olacaktı. Hem CMC sorunundan dem vurup, hem de bu konuda ciddi bir firmanın talebini göz ardı etmek çelişki değil midir? Firmamızın talebi “işletme ruhsatı” içindir. Bu işletme ruhsatı, üretime başlanılması anlamına gelmemektedir. İşletme Ruhsatı sonrasında, tesis yeri tahsisi ile birlikte basın açıklamamızda 7 maddede belirtilen aşamalar tamamlanarak ÇED iznine başvurulur. Üretim projemiz olmadığından bahsetmişsiniz, gönül isterdi ki madencilik faaliyetinin aşamaları ile ilgili Jeoloji ve Maden Dairesinden bilgi alınarak bu bilgiler ışığında değerlendirme yapılsın. Bir örnekle açıklayayım, bir bina inşa etmeyi planlıyorsunuz ancak bu binanın yeri belli değil, bu taktirde binanın temel-zemin etüdü, elektrik , su tesisatı, izolasyon gerekliliği vb. pek çok konuda projelendirme yapamazsınız. Çünkü bunlar spesifik olarak binanın yerine göre projelendirilir. Madencilikte de tesis yeri belli olmadan ve detaylı fizibilite çalışması yapılmadan yapılacak bilgilendirmenin doğru olabileceğini söyleyebilmek mümkün değildir. Belirttiğinizin aksine, maden işletmeciliğinde ağır metaller kullanılmaz. Atık yönetimi ve rehabilitasyonu uygulanmadığı taktirde ağır metal kirliliği söz konusu olur (bkz. CMC Atık alanı). Madencilik bir macera değildir, çevresel etkilerinin tamamının önceden öngörülebileceği, uluslar arası standartta alınacak önlem ve uygulanacak yöntemlerin net olarak ortaya konulabileceği bir ekonomik faaliyettir. Dünyada gelişmiş ülkelerin tamamı, yeraltı kaynaklarını ekonomilerine kazandırmanın yollarını aramaktadırlar. Burada önemli husus ilmi yöntemlerle, modern madenciliğin uygulanmasıdır. Keza yanı başımızda bir A.B. ülkesinde madencilik yapılmaktadır. Yazınızın sonunda belirttiğiniz gibi, Sivil Toplum Örgütlerinin aktivasyon içerisinde ve bilinçli olması bir bölge için çok faydalıdır. Madencilik faaliyetlerine de temkinli yaklaşmaları, sürecin, uygulamanın, çevresel önlemlerin takipçisi olmaları, sürece doğrudan dahil olmaları bizleri de memnun edecektir. Ancak hiçbir bilimsel gerekçe olmadan ‘madenciliğe hayır’ yaklaşımı doğru değildir. CMC sorunu, belirttiğiniz gibi bölgenin en önemli sorunudur, bu konuda elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu belirterek ilgili kurumlara müracaatlarımız oldu, yeter ki önümüz açılsın… Selam ve Saygılarımla.. H.Eray YURTSEVEN Şef Jeoloji Mühendisi
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.