[caption id="attachment_24474" align="alignleft" width="100"] OSHAN SABIRLI[/caption] Bu yıl Detay projesi ile çok farklı sevinçleri ve heyecanları yaşamaya başlamamız ile hayatımda ilk kez haberlerin bu kadar yoğun şekilde üzerime üzerime geldiğini hissettim. Yıllardır gazeteciliğin içinde olmama karşın, laf aramızda, hem bir gazetenin ortaklarından olmak, hem bir çalışan, hem de gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olmak zaman zaman beni oldukça yoruyor. Yorgunluk yaptığımız işi, okuyucuyu ciddiye almamızdan, günü kurtarma derdinde olmamamızdan kaynaklanıyor. Detay’ın tam 175’inci sayısına ulaştık. Bebeğimiz 6 aylık oldu. Bu süre zarfında çok eğlenceli haberlere imza atarken birçok haber için ise ne şekilde verilmeli, nasıl yapılmalı, gerginliklerini yaşadık. Mağdurların yanında durduğumuz, onların sorunlarının çözümüne katkı koyduğumuz için çok kez “hayır dua” aldığımızı da belirtmeliyim. Kolaycı olmak, bazen insanı çok da az yorar. Biz kolay olanı seçmedik. Etik yayıncılık diye tutturduk hep. Ahlaklı olmaya çalıştık. Yavşaklık, yalakalık yapmadık. Oysa, yavşaklık, yalakalık yapsak, etik yayıncılığı çok fazla takmasak, bazı diğer gazeteler gibi olsak, daha namuslu mu olurduk dersiniz? Geçtiğimiz gün, Medya Etik Kurulu’ndaki arkadaşlarımız yine bir rapor hazırladı. Bu raporda bazı medya organları açık isimleri ile eleştirildi. Bu eleştirilen yayın kuruluşlarının neredeyse hiçbiri kendilerini eleştiren raporu gazetelerine taşımadı. Gazetecilik koşuşturmasında, dizgi aşamasında, tashih aşamasında bizim gözümüzden de birçok şey kaçabilirken, etik duruşumuzdan ödün vermemeye çalıyoruz hep. Oysa bizi de eleştirseler, “baylar bayanlar, yanlış yaptınız” deseler, ne okuyucunun gözünde, ne de diğer meslektaşlarımızın gözünden düşmeyeceğimiz aşikar. Oysa ayni raporda, etik değerlere önem verdiği için diğer gazetelere de teşekkür edilse (ki etik olanlar olmayanlardan çok da azdır) hatta bu takdir farklı şekillerde taçlandırılsa Medya Etik Kurulu’nun çok daha fazla ciddiye alınacağından kuşkum yok. Verilen emeğe, okuyucuya verilen değere destek olunması gerekirken, yasal cezai yaptırımdan çok, takdir mekanizmasının işletilmesi gerekiyor. Detay Medya Grubu olarak, radyo projemize de hız verdik. Detay gazetesi, haber portallarımız ve radyo gibi projelerimiz ile Medya Etik Kurulu’nun çalışmalarını yalnızca seyrediyoruz. Kurulun tüm üyelerini gayet net tanırken, bilirken hatta çok severken, kurumsal anlamda Kurulu tanımıyoruz. “Medya Etik Kurulu Deklarasyonu” veya “İnternet Gazeteciliği Deklarasyonu” hiç umurumuzda değil. Çünkü bizim iş yapmamız için sözde dayatma denklerasyonlara ihtiyacımız yok Medya Etik kuruluna sözde “Destek Veren Medya Kuruluşları” bile eleştiri haberlerini yayınlamazken kurulun yapısını ve faaliyetlerini yeniden sorgulaması gerekiyor. Sayın Süleyman İrvan, Medya Etik Kurulu’nun eleştirilerini yayınlamaya tenezzül etmeyen ve kurul faaliyetlerine sözde “destek veren medya kuruluşları” hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ettik doğrusu. Sayın Prof.Dr. Abdullah Öztoprak, anlaşılan uzun süredir suskunluk yaşayan DAÜ VYK’dan size yeni 5 yıl için güçlü bir destek geliyor. Gözünüz aydın ve şimdiden yeni 5 yıl hayırlı olsun. Sayın Pervin Gürler, polis teşkilatı ile ilgili gazetemiz Detay’a sürekli olumsuz haberler gelmeye devam ediyor. Açıkçası polis teşkilatı hakkında olumsuz haberler yapmak bizi de üzerken, iyi bir çekidüzen ve halkla ilişkiler faaliyetlerinin güçlendirilmesi elzem oldu. Sayın Özdil Nami, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili olarak adınız daha güçlü şekilde geçerken ve müzakerelerin garip bir dönemece girdiği bu aşamada Birleşik Krallık Adalet Bakanlığı ve Temel Haklardan Sorumlu Devlet Bakanı ve hükümet ortağı Liberal Demokrat Parti'nin Başkan Yardımcısı Simon Hughes ile yaptığınız görüşme büyük takdir gördü. Sayın Mustafa Arabacıoğlu, bu yıl yaz döneminde bakanlığın okullardaki tadilatlar ile ilgili ciddi bir çalışma yürüttüğünü gözlemledik. Sendikaların gözü üzerinizde. Umarız bu eğitim yılına da grevlerle başlamayız. Sayın Teberrüken Uluçay, Merkezi Cezaevi'nde başlatılan süresiz grevin, bakanlığınız ile Cezaevi'nde örgütlü sendikalar arasında uzlaşıyla varılması sanıyoruz herkesi sevindirdi. Umarız uzun bir süre cezaevinden daha fazla olumsuzlukla buluşmayız.

 NOSTALJİ

[caption id="attachment_32947" align="alignleft" width="300"] Yıl 1968 ve Bekirpaşa Ticaret Lisesi öğrencileri Trodos’ta okul gezisinde.[/caption]

GÜNÜN RESMİ

[caption id="attachment_32946" align="alignright" width="300"] Tarihe kara bir leke olarak düşen 6-7 Eylül olayları 1955 yılında gayri Müslimlere yapılan zulüm ve talan, bugün bile utançla hatırlanıyor. Türk basınına göre 11 kişi, bazı Yunan kaynaklarına göre 15 kişi öldürüldü. Resmî rakamlara göre 30 kişi, gayrı resmî rakamlara göre 300 kişi yaralandı. Resmi rakamlara göre 60 olan tecavüze uğrayan kadın, utanmalarından veya korkmalarından dolayı şikayette bulunamayan 400 kadın olduğu tahmin ediliyor.  4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğradı.[/caption]