24 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa15°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele15°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara1°C

MECLİS AÇILIYOR

Derviş DOĞAN

18 Eylül 2015 Cuma 13:12

Uzun bir tatilden sonra yasama yılı 1 Ekim'de başlıyor. Meclis Başkanlığı ve divan seçimlerinden sonra vekilleri yoğun bir tempo bekliyor olacak. Umalım ki meclisin performansı hepimizi şaşırtsın. Önyargılı olmak istemiyorum ama önceki gün CTP/BG Milletvekili Asım Akansoy'un çok net bir açıklaması vardı. Ne diyordu Sayın Akansoy, mecliste komiteler tıkandı, çalışamıyoruz. Peki gerekçesi ne idi? UBP'nin kurultay sürecine girmesi dolayısı ile komitelerde bulunan UBP'li  vekillerin çalışmalara katılmamasıydı. Bu arada bilgi olarak vereyim, meclis tatilde iken güya komiteler çalışacaktı. Sayın Akansoy'un açıklamalarından anlıyoruz ki bu süreçte de yeteri kadar verimli çalışamadı komiteler. Şimdi umudumuz yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte mecliste. Ha şimdi diyeceksiniz ki bu yapı ve mantalite  ile meclisten çok fazla birşey beklemek gerçekçi değil. Peki ne yapalım? Çareyi nerede arayalım? Malum şu an için için elimizde olanlar bunlar. Başka meclisimiz de olmadığına göre toplumsal beklentilerimizin hayat bulacağı adres burasıdır. Dolayısı ile vekillerden büyük bir performans bekliyorum. Tabi en fazla da iktidar koltuklarında oturanlardan. Bildiğiniz üzere meclisteki koltukların çoğunu iktidar milletvekilleri dolduruyor. Bu da ne demek oluyor? Hükümetin yapacağı icraatlarda eli güçlü. CTP/BG Genel Başkanı aynı zamanda 2.Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat ile UBP Genel Başkanı Sayın Hüseyin Özgürgün bir risk alarak CTP/UBP koalisyon hükümetini kurdular. O günkü koşullarda bana göre de bu koalisyon kararı doğru bir karardı. Bunun sebeplerini de bir başka yazıda belirtir, tartışırız. Lakin o gün için yapılabilecek en doğru hükümet modeli bu idi. Mecliste çoğunluğu sağlamış bir iktidar. Üstelik farklı ideolojilerden oluşan 2 partinin toplumsal uzlaşıyı sağlayıp yapısal sorunları ortak akılla giderebilecek ve bu yönde icraatlar yapabileceği bir zemin yaratılacaktı. Ki o da yaratıldı. Peki, şu ana kadar ne yapıldı? Malum Kalyoncu Hükümeti 1 aylık bir süreyi geride bıraktı. Bu güne kadar hükümet adına "işte budur"  diyebileceğimiz bir icraatları  var mı? Yok. Aksine bu sürede halk nezdinde güven yitirildi. İnançlar zayıfladı. Hatta bu durum giden de aynı, gelen de aynı öngörüsünü kuvvetlendirdi. Bu sürece gelinmesinde ortağı UBP'nin kurultayına dönük bakan ve bürokrat atamalarının etkisi büyüktü. Şimdi diyorlar ki, uyumlu bir hükümet kurduk. Bakanlar kurulunda verimli çalışıyoruz. Peki, siz verimli çalışıyorsunuz da biz bunu nasıl anlayacağız? Bu uyumun ve verimli çalışmanın halka yansıyan bir yönü oldu mu? Yok.. Hoş önyargılı olmak istemiyorum. Zaman henüz erken. Lakin 1 aylık sürede eğer öne çıkanlar yine görevden almalar, göreve atamalarsa, ve bu atamaların altında bir partinin kurultay hesapları yatıyorsa nasıl olumlu düşünebilirim? Dolayısı ile bu mantaliteyi gördükçe ileriye de umut taşıyamıyorum. Ve dönelim başa, Sayın Talat ve Sayın Özgürgün bir risk aldılar. İşler yolunda giderse ne ala. Halk mutlaka bunun takdirini yapacaktır. Ya gitmezse.. İşte o zaman halk nezdinde hem Sayın Talat, hem Sayın Özgürgün dolayısı ile CTP ve UBP büyük bir güven kayıbına uğrayacaklar. Ha bu kadarla kalacak mı? Hayır kalmayacak. Halk farklı alternatiflere yönelecek. Bu alternatiflerin görünür olmasını sağlayacak Kendine siyasette bir çıkış yolu arayacak, ve bulacak da..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.