23 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa17°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt15°C
  • İskele17°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara8°C

MAYIS VE PAPATYALAR

Mesut GÜNSEV

29 Mayıs 2017 Pazartesi 08:25

Baharın son ayı “mayıs”  geldi, gidiyor… Yazı masamdan deniz gözüküyor… Denize doğru da hala canlılığını yitirmemiş baharın son sapsarı papatyaları …Özellikle gündemden ,sıkıldıkça denize ve onlara bakıyorum …Bahçedeki doksan metre karelik kütüphanemi ve arşivimi bir türlü düzene sokamadım… İçi resimler, fotoğraflar, mektuplar, gazete kesikleri, broşürler,basılmış mesajlarla dolu koliler,binlerce dergi,binlerce kitap benden onlara  daha fazla zaman ayırmamı ve” cesaretle !” iyi bir ayıklama yapmamı bekliyor… Kapattığım bürodan getirdiğim çiçekler “yerini beğenmedi herhal ”bir türlü canlanamıyorlar… Yazılacak yazılar var… Canım sıkılıyor… Araya ufak ta olsa sağlık sorunları girdi…”Bu güzel mayıs ayının tadını çıkaramıyorum” diye düşünüyordum ki gazetemizin yazarlarından Hare Ergen’ in köşe yazısını okudum… Hemen dışarı çıktım evin önündeki tarladan denize inen yolun kenarında kendi kendine biten (eskiler bu tip bitkilere “hüda-i nabit” diyorlardı sanırım. Allahın kendi kendini yetiştirmesine güç verdiği nebatat anlamında… Sevgili Harid Fedai üstadımıza sormuştum anlamını…) Birkaç mersin dalı ve papatya topladım… Vazoyu da çalışma masamım üstüne koydum… Şimdi kendimi çok daha iyi hissediyorum… ve Hare Ergen ‘in yazısını sizlerle bir kez daha paylaşıyorum… Selam olsun…

“Hayat; biz kendi kendimize planlar yaparken önümüze sunulandan ibaret değilmiş...

Geçen hoşuma giden bir cümle okudum.

“İnanarak yürüdüğüm yolda, kaybolduğumu anladığımda yol kenarındaki çiçekleri toplamaya başladım. Kaybolmanın da baharı vardır...”

Bazen bir gün içerisinde iki, üç veya dört mevsim yaşarız.

Hayatı yaşarken,

Sen kendi planlarını yaparken,

Aniden fırtınaya tutulursun, aniden bastıran yağmurdan iliklerine kadar ıslanırsın...

Bocalar ve ne yapacağını bilemezsin. Bazen tökezlersin hatta düşersin. Ömür boyu tökezlediğin veya düştüğün yerde kalamayacağına göre, toparlanıp kalkarsın. Daha önceden inanarak yürüdüğün yolda başına gelenler karşısında sen yine hayatında bazen iki, bazen üç, bazen ise dört mevsimi yaşarsın tıpkı daha önceleri yaşadığın gibi...

Kış mevsimini atlattıktan sonra fark edersin ki meğer bu tökezlemenin de bir baharı varmış, yazı ve kışı varmış...

Ne zaman böyle bir durumda olduğunu anladığında hiç üzülme, korkma...Her şey gibi bu da geçer...

Doğaldır üzülmen, korkman, bocalaman...Önemli olan yaşamakta olduğun kış ve sonbahar mevsimlerinin kalıcı olmadığını bilmen ve hiç unutmamandır.

Kış mevsimini hatırla, soğukta nasıl da sıcacık mis gibi salep içtiğini, yağan kar tanelerini düşün, etrafın nasıl da bembeyaz olduğunu...

Kardelenleri hatırla, nasıl açtıklarını...

Tökezlemenin de baharı varmış tıpkı kaybolmanın olduğu gibi...

Etrafına bak, isterse duvarlar olsun, isterse karanlık olsun, senin yaşama direncin ve umudun sahip olduğun en değerli hazinendir...

O duvarların arkasında,

O karanlığın ardında, 

Seni bekleyenleri hatırla,

Sen onların yaşama nedeni ve baharısın, tıpkı onların da senin yaşama sebebi ve umudu olduğu gibi... Hiç yılma...

Sadece o anları yaşaman gerektiğini,

O anların da bir baharı olduğu gerçeğini anlayıp, yol kenarındaki çiçekleri topla...

Her ne olursa olsun birilerinin sizden yaşama sevincinizi çalmasına izin vermeyiniz.

Hayat; biz kendi kendimize planlar yaparken önümüze sunulandan ibaret değilmiş...

Bizler; bize sunulan her ne olursa olsun o durumda bile baharı yaratmayı becerebilen insanlarız.

Gelsin hayat istediği gibi... Seni çiçeklerimizle, umudumuzla içimizde bitip tükenmeyen baharlar ile kucaklamaya hazırız her zaman...

Güzel bir hafta sonu olsun...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.