Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, “Kıbrıs için kadife ayrılık yok” dedi; Guterres Çerçevesi’nin iyi niyet ve siyasi iradeyle, çözüm çabalarına etkin ivme katacak bir stratejik anlaşmayı gündeme getirebileceği görüşünü ortaya koydu.

Mavroyannis Atina-Makedonya Haber Ajansı’na verdiği röportajda Türkiye-ABD ilişkilerini “Rakibimizin sorunlarının illa menfaatimiz demek olmadığı oldukça kaygan ve karmaşık bir ilişkiler örgüsü” sözüyle değerlendirdi. 
Alithia ve diğer gazetelerin aktardığına göre “Kıbrıs’ta kadife ayrılık yok” diyen Mavroyannis, şunları ekledi: 
“İstila ve işgalin sonuçları meşruiyet kazanmaları ile ortadan kalkmaz, insanlarımız haklarından feragat ederek adalete ermez. Kurtuluşun, ülkemizin ve insanlarının normal bir Avrupa toplumunda yeniden birleşmesinin peşindeyiz. Kıbrıs Rum tarafı bu tür şartları (kadife ayrılık) ne düşünür ne de tartışır.” 
Türk tarafının, mevcut müzakere prosedürünün artık sonuç veremeyeceği tezini yorumlaması istendiğinde “bu tutuma tamamen karşıyım” diyen Mavroyannis, bunun, “Türk tarafının çözüm konusunda siyasi iradeye sahip olmadığının bir göstergesi olduğunu” savundu. 
Mavroyannis’e Türk tarafının 30 Haziran 2017, Rum tarafının da 4 Temmuz 2017 tarihli BM parametrelerine atıf yaptığı hatırlatıldı ve aradaki fark soruldu. “Maalesef bu konu fazla öne çıkarıldı” diyen Mavroyannis, Genel Sekreter’in 6 maddesinin belge olmadığını, sözlü ifade edilen ve toplamda, stratejik anlaşma hedefiyle müzakere edilecek siyasi önerileri oluşturan bir fikir ve düşünce taslağı olduğunu söyledi. 
Farklı yorumlanması ve izah edilmesinin, önerinin özünü ortadan kaldırmadığını, bu nedenle çok da sıkıntılı olmadığını söyleyen Mavroyannis, özetle şunları ifade etti:
“Sorun, çerçevenin kendisine almak istediği her şeyi, kendisi hiçbir taahhütte bulunmadan verdiğini savunan Kıbrıs Türk tarafının ala carte (tercihli) yaklaşmasıyla ve Çerçeve’nin stratejik anlaşma olarak imzalanmasını önermesiyle başladı. Bunlar Genel Sekreter’in siyasi yaklaşımının lafzına, mantığına ve ruhuna tamamen aykırı şeylerdir. Çerçeve’nin mantığı, tamamının bir paket olmasıdır.”
“MÜLKİYETTE YAPILACAK ÇOK İŞ VAR”
Mülkiyet başlığı ile ilgili bir soruya karşılık Mavroyannis, “Mülkiyette yapılacak çok iş var. zor ve karmaşık bir konu” vurgusunu yaptı, şöyle devam etti: 
“Söz konusu olan, yerinden edilmişlerimizin haklarına saygı gösterilmesi ve geri dönüş hakkıyla da alakalı rehabilite edilmesidir. Genel Sekreter’in fikirleri bir miktar yön veriyor ancak yapılması gereken çalışmanın yerine geçmeye talip değil. İstenilen, her bir vaka için ayrı olan hal çareleri üzerinde, mal sahibinin  arzu ve tercihlerine yaklaşabildiğimiz ölçüde yaklaşmamız ve kendisine, adil tatmin talebine kurumsal çerçeve sunarak anlaşmamızdır.”
“HARİTA YÜZDE 29,2’Yİ SOMUTLAŞTIRDI AMA…”
“Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritanın Rum tarafını neden tatmin etmediği” sorusunu da yanıtlayan Mavroyannis, Rum tarafının, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın sunduğu haritayı, doğru yönde atılmış adım olarak gördüğünü söyledi.

Mavroyannis “Kıbrıs Türk oluşturucu devletinin toprağı olarak yüzde 29,2 oranını kabul ettiğini somutlaştırdı. Ancak hem bu oran bizim önerimizdekinden bir, reddedilen Annan Planı'ndaki haritanın öngördüğünden de yarım puan daha büyüktür, hem de kriterlerimize uymuyor ve bizim tarafın olmazsa olmazı olan bölgeleri içermiyor. Şükür ki Genel Sekreter’in paketindeki 6 maddeden birinde Kıbrıs Türk tarafından, toprak düzenlemelerine ilave bölgeler ekleyerek önerisini daha da iyileştirmesi açıkça isteniyor” diye konuştu.

Çözümün uygulama mekanizmasının yeni bir garanti anlaşması mı olduğu sorusuna karşılık Mavroyannis “Hiçbir şekilde. Başkan Anastasiadis en küçük bir kuşku kalmasın diye Genel Sekreter’e açıkça sordu. Genel Sekreter de aynı açıklıkla ve kesin bir dille, yeni bir garanti anlaşması olmadığını söyledi. Uygulama mekanizması, çözümün kesintisiz uygulanmasını sağlamak için BM himayesindeki bir dizi düzenlemedir” cevabını verdi. 
Haravgi söyleşiyi “Kıbrıs İçin Kadife Ayılık Yok… A. Mavroyannis: BM Genel Sekreteri’nin Çerçevesi (Guterres Çerçevesi) İyi Niyet ve Siyasi İrade İle Stratejik Anlaşmayı Gündeme Getirebilir” başlığıyla aktardı.