Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Barış Mamalı,  Polis Örgütü’nün sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi için kendi içerisindeki adaletsiz ve hukuk dışı unsurlardan temizlenmesi gerektiğini savundu.

Mamalı yaptığı yazılı açıklamada, polis örgütünün, hukuka, çağdaş demokratik ilkelere sıkı sıkıya bağlı olarak çalışmasına imkan sağlayacak yeni bir Polis Yasası’na kavuşturulması gerektiğine dikkat çekerek, aksi taktirde halkın polis hizmetlerinden faydalanma noktasındaki erozyonunun önüne geçilemeyeceği görüşünü dile getirdi.

Polis Yasası’nın 17. maddesinin “Polis mensupları, KKTC Anayasası ile Yasalarına bağlı kalmak ve KKTC yasalarını özenle uygulamak zorundadırlar”  diyerek polis örgütünün hiçbir koşulda hukukun dışına çıkamayacağını emrettiğine işaret eden Mamalı, “Kaldı ki her polis mensubu örgüte alınırken ‘Yasalara ve Tüzüklere itaat edeceğine’ dair yemin de etmektedir” dedi.

SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ

“Seyahat Özgürlüğü”nün Anayasa’da temel hak ve özgürlükler içerisinde teminat altına alındığını, bu özgürlüğün ancak Yasa ile kısıtlanabileceğine dikkat çeken Barış Mamalı, şöyle devam etti:

“Yasa olmadan kimsenin seyahat özgürlüğü hukuken kısıtlanamaz. Bu emredici anayasal kurala rağmen geçmişteki bir Polis Genel Müdürü, kendisini yasama makamının yerine koyarak verdiği bir ‘Emir’le tüm polis mensuplarının Güney Kıbrıs’taki deniz ve hava limanlarından seyahat etmesini ve ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportlarını kullanmalarını yasaklamıştır. Bu yasak halen devam etmektedir.”

Polis Yasası’nın 77(4) maddesinde “Polis Genel Müdürünün onayı olmadıkça, ‘Hazır Ol’, ‘Alarm’ ve ‘Talim ve Eğitimde’ geçirilen süreler, ek çalışma sayılmaz” denmek suretiyle Polis Mensuplarının Angarya çalıştırılmalarına imkan yaratıldığını da savunan Mamalı, Polis Yasası’nın bu 77(4) maddesi halen yürürlükte tutularak polis mensuplarının ödeneksiz olarak zorla çalıştırılmalarının Genel Müdürün iki dudağı arasına bırakıldığını iddia etti.

Normal çalışma saatleri üzerinde yapılan ek hizmetlerin “Hazır Ol” veya “Alarm” yada “Eğitim” adı altında yapıldığını, Polis Genel Müdürü’nün onay vermemesi sebebiyle de “Ek Çalışma” olarak sayımlamadığını ileri süren Mamalı, “Görüleceği üzere polis mensupları bu anti-demokratik ve insan haklarına aykırı yasa maddesinin kullanılması nedeniyle angarya çalışmak zorunda bırakılmaktadır” dedi.

NAKİLLER…

Mamalı, “Polisin aile durumu, lojman, kiralık ev bulma olanakları ve ulaşım imkanları dikkate alınarak nakillerin yapılması gerektiğini amir bir hüküm olarak tüzükle düzenlenmiştir. Ancak uygulamada bu amir hükme gereğince uyulmadığını görmekteyiz” şeklinde devam ederek, ikamet ettiği yerden çok uzağa nakil olan polislerin, benzin ve yiyecek paralarını kendi bütçelerinden karşılamak zorunda kaldıklarını kaydetti.

Alt yapı, servis ve lojman yetersizliği nedeniyle yapılan nakillerin her açıdan zulme dönüştüğünü iddia eden Barış Mamalı, nakillerin, polisleri birçok açıdan olumsuz etkilediğini, iç huzuru, sosyal yaşam ve ailevi ilişkileri yanında insan haklarını da menfi yönde zedelediğini savundu.

Yasal farklılık nedeniyle GKK çatısı altında olmalarına rağmen emeklilik açısından polis-asker arasında önemli bir ayrım yapıldığına da vurgu yapan Mamalı, belirli bir süre fiili çalışma sonucunda GKK mensubu asker kişiler tam emeklilik hakkı kazanırken, aynı süre fiili hizmet yapan polis mensuplarının yasal yaş haddine gelmeden emekli maaşı alamadıklarına dikkat çekti.

Mamalı şöyle devam etti:

“Görüleceği üzere can, mal ve namusumuzun bekçisi olan, her adım ve işleminin kurala bağlı olması gereken Polis Örgütü’nde tasvip edilemeyecek oranda ciddi bir adaletsizlik ve hukuksuzluk ortamı gelişmeye başlamıştır. Hukukun ve adaletin egemen olmadığı her yerde olduğu gibi Polis Örgütü içerisinde de büyük bir huzursuzluk ve mutsuzluk ortamı hakim olmuştur.

Tüm bu olumsuzluklara karşın siyasiler her daim sessiz kalmakta, bu örgüt sanki de yokmuş gibi ürkek davranmaya devam etmektedirler. Örgütün başına geçmiş genel müdürler ise polis mensuplarının hak ve özgürlüklerini temin etme ve çalışma koşullarını iyileştirme adına bugüne değin somut adımlar atmamıştır.”