16 Nisan 2024
  • Lefkoşa28°C
  • Mağusa29°C
  • Girne24°C
  • Güzelyurt26°C
  • İskele29°C
  • İstanbul26°C
  • Ankara26°C

MAĞUSA SURİÇİ ESNAFI: "AÇIN ŞU KAPIYI"

Mağusa Suriçi Esnafı bugün kepenk kapatarak tarihi "Kara Köprüsü" üzerinde eylem yaptı. Gerçekleştirilen eylemde; verilen sözlerin tutulmadığına, Derinya Kapısı'nın açılmasının hem esnaf için ekonomik olarak katkı sağlayacağına hem da barış için çok öneml

Mağusa Suriçi Esnafı: "Açın şu kapıyı"

11 Haziran 2016 Cumartesi 18:42

Mağusa Suriçi Esnafı bugün kepenk kapatarak tarihi "Kara Köprüsü" üzerinde eylem yaptı. Gerçekleştirilen eylemde; verilen sözlerin tutulmadığına, Derinya Kapısı'nın açılmasının hem esnaf için ekonomik olarak katkı sağlayacağına hem da barış için çok önemli bir adım olacağına inandıklarını belirterek Derinya Kapısı'nın hala açılmadığına dikkat çektiler.

Mağusa Suriçi Esnafı bugün kepenk kapatarak tarihi "Kara Köprüsü" üzerinde eylem yaptı. Gerçekleştirilen eylemde; verilen sözlerin tutulmadığına, Derinya Kapısı'nın açılmasının hem esnaf için ekonomik olarak katkı sağlayacağına hem da barış için çok önemli bir adım olacağına inandıklarını belirterek Derinya Kapısı'nın hala açılmadığına dikkat çektiler.

Tarihi "Kara Köprü" üzerinde gerçekleştirilen eylemde okunan basın bildirisinin tam metni şöyle:

BARIŞ, YAKINLAŞMA VE SÖZLERİN DEĞERİ

Değerli kardeşlerim...

Mağusa halkı olarak Kıbrıs’ta barışa katkı yapmak, ekonomik sıkıntılarımızı aşmak için fırsatlar yaratmak ve iki toplumun işbirliğinden kazançlı çıkacağını yaşayarak göstermek için var gücümüzle çalıştık.

Buralara kadar davetimizi kabul edip gelen siyasiler ve kendiliklerinden bizim desteğimizi almak için gelenlerle görüştük ve sözler aldık. Gelenlere uyarıda bulunduk. Bize verilen sözlerin peşini bırakmayacağımızı söyledik. 

Gelenlerin arasında görüşmeleri sürdüren Cumhurbaşkanı da vardı. Buna rağmen bize verilen sözler tutulmadı. Israrlarımıza karşın bugün- yarın diye tarihler vererek topu birbirlerine atarak aldatmacayı sürdürdüler. Bize verilen sözleri basın yoluyla yanıtladılar ve artık yüzümüze bakamaz hale geldiler.

Ahde vefa, söze bağlılık ve dürüstlük olmadan ciddi görüşme yapılamaz. Bizi aldatanlar başkalarını da aldatırlar. Görüştükleri yabancı siyasi toplum da bunu bilirler. Onun içindir ki görüşmeler ayni konuları dönüp dönüp gene görüşme biçiminde sürüp gidiyor.

"Derinya kapısının açılması konusu Kıbrıs sorununun çözümü demek değildir" demeye başladılar. Elbette tek başına çözüm de demek değildir ama görüşmelerde dünyaya ulaştırılan mesaj görüşmeleri desteklemek için güven yaratıcı önlemlerin alınmasıdır şeklinde idi. Bu sözlere yönelik çaba harcadıklarını göstermek için din adamları arasındaki görüşmeleri görüşmeleri başlatma adımları attılar ve ruhani dünyada birlikte yolculuğa çıktılar.

Ancak Derinya kapısı en derin konu edildi ve AB tarafından destek projeleri onaylandığı halde zorluklardan bahsedilmeye devam edildi. Sözler unutturulmak istenildi. 

Biz izin vermedik unutmadık, unutturmadık. İster istemez mazeretler uydurmaya başladılar. AB’den fazladan para istediklerini, çünkü hazır hale getirmek için gereken masrafı karşılayamayacaklarını belirttiler. AB, kendi katkısını zamanında yapmışken işin sürüncemede bırakılmasına onay verebilir mi?

İki toplumun karşılıklı işbirliği ile refaha katkı yapılması AB’nin barış için en önemli teşviki olarak kayda geçmiştir. Rum yönetiminin beğenmediği genel kararıdır ve Kıbrıs’taki AB merkezlerinin görevlendirme emirlerinde yer almıştır. O merkezlerde isteyen alsın diye sergilenmektedir. Direkt ticaret olanağının bize verilebilmesi için gereken düzenlemeleri de buna koşut olarak o belgelerde görürsünüz.

Derinya kapısının açılması basit bir kapı açmak değildir. Büyük bir olanak olabilecek büyüklüktedir. Maraş’ın yakınında olması dolayısıyla arkasından 1979’dan beri uzlaşma halinde onun da açılmasını ve hava ulaşımının yasallaşması ve büyük bir gelişmenin ortaya çıkması şansıdır. O kadar önemlidir ki Kıbrıslı Türklerin güven kazanmasıyla kendi ayakları üzerinde durup görüşmelerde gerçek bir taraf olarak kaderini eline geçirme gücü kazanacağına başta AB ilgili devletler inanmakta ve destek vermektedirler.

Buna rağmen ilgililerin başta Cumhurbaşkanı olmak üzere oyalamaları diğer konulardaki bitmez görüşmeleriyle birlikte anlaşılmaktadır ki Derinya kapısı açılırsa onu izleyecek isteklerle yükselecek olan çözüm baskısını önleme politikası sürdürmektedirler. 

Bizim refahımızı ve genel ekonomik gelişmeler nedeniyle daralan pazarın ağır yükünü düşünmüyorlar.

Ağır borç yükü altında ezilenlerin alım gücü görülmemiş derecede düştü haberlerini izlememiş olamazlar. Barışa katkı diye alınacak önlemler arasında bu sıkıntının giderilmesine yardımcı da olacak adımları atmak yalnız bizim isteğimiz değil dünyanın da desteklediği bir şeydir. Bize verilen sözleri tutmayanların sözüyle anlaşmaya cesaret etmek kolay değildir. Onun için güvence sorunu da yaratılmaktadır. Refaha destek ve çözüme katkı için sözlerin tutulmasını isteriz.

Mağusalıya bu kadar soğukluk nedendir? Lefkoşa daha çok göz önündedir diye orası gösteri için seçilmiş gibidir. Ama Derinya kapısı önemlidir. Mağusalı olarak bizim de sorunlarımızın düşünülmesini isteme hakkımızı kullanmaya devam edecek ve halkın refahına uygun olmayan ekonomik gelişmelerle bozulan gelir dağılımına yardımcı halka yayılma şansı olan önlemleri savunacağız.

Siyasiler bilsin ki Derinya kapısını açmadıkları sürece kendilerine sempati ile bakmayıp ellerini sıkmayacağız. Bu konuyu çözmedikleri sürece hiçbirisini ne dükkanlarımızda, ne de Sur içinde görmek istemiyoruz. Ne düğünlerimize gelsinler, ne de açılışlarımıza katılsınlar. Eksik olsun onların yapacağı yol.

Son söz olarak "Açın Şu Kapıyı" diyoruz.

Mağusa Sur içi Esnafı

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA