Referandumda Macar halkına, ülkeye Avrupa Birliği kararıyla mülteci alınmasının doğru olup olmadığı soruluyor. AB'nin zorunlu kota uygulamasına göre Macaristan'ın bu yıl alması gereken mülteci sayısı bin 300'ü bile bulmuyor.

Oy verme işlemi yerel saatle sabah 6.00’da başladı ve saat 19.00’a kadar devam edecek.

Evet ve hayır seçeneklerinin bulunduğu referandumdan ezici çoğunlukla ‘hayır’ çıkması bekleniyor ancak seçime katılım oranının yüzde 50’nin altında kalarak oylamanın geçersiz sayılması senaryosunun gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Cumartesi günü yayınlanan ankette seçime katılım oranı yüzde 46’da kaldı.

AB İçişleri Bakanları Konseyi oy çoğunluğuyla Macaristan'ın bu yıl bin 294 mülteci kabul etmesini kararlaştırmıştı. Bu durumda halkoylamasına gerek kalmıyor. Çünkü AB kararları milli parlamentoların kararlarından ağır basıyor.

Referandum, bu yılın kontenjanıyla değil de bundan sonra AB ülkeleri arasında paylaştırılması öngörülen mültecilerle ilgili olacak.

ORBAN’IN İSTİFASI İSTENİYOR

Referandumun geçerli olabilmesi için gerekli yüzde 50’lik oy oranının altında kalınabileceğini gösteriyor. Muhalefet katılım oranı yetmediği takdirde Orban hükümetinin istifa etmesi gerektiğini savunuyor.

Hükümetin radyo spotlarında, ‘Brüksel kaçak mültecileri ülkeye kabul etmemizi istiyor' şeklindeki sloganlara yer veriliyor. Bir yıl önceki mültecilerin AB ülkeleri arasında paylaştırılmasıyla ilgili oylamayı kaybeden Viktor Orban Viyana'da düzenlenen mülteci zirvesinden sonra, “Bizi kandırdılar. Mani olmazsak yine kandırırlar” demişti.

BİN 300 MÜLTECİYİ BİLE İSTEMİYORLAR

Kota uygulamasına göre Macaristan'ın kabul etmesi gereken mültecilerin sayısı bin 300'ü bile bulmuyor. Budapeşte yönetiminin mülteci alma mecburiyetine karşı AB Mahkemesi'ne başvurmasına anlam veremediğini söyleyen hükümet aleyhtarı avukat György Magyar, “Avrupa bir yıl önce, İtalya ve Yunanistan'a gelen mültecilerin paylaşılmasına karar verdi ve Macaristan da bu kararı imzaladı. Böylece karar uluslararası anlaşma özelliği kazandı ve AB hukukuna girmiş oldu. AB hukuku her zaman milli yasalardan üstündür. Bu kuralı değiştirmeye kalkmak, ‘futbol maçında hakemin 70'inci dakikadan itibaren elle atılan goller sayılır' demesine benzer. Böyle şey olmaz” dedi.

SINIRA DUVAR ÖRMÜŞLERDİ

Macaristan mülteci krizi sırasında, Almanya ve diğer AB ülkelerine gitmeye çalışan göçmenlerin güzergâhında yer alıyordu.

Macaristan’da mülteci akınını durdurmak için Sırbistan ve Hırvatistan sınırına duvar örülmüş, ülke içinde destek bulan bu adım insan hakları gruplarının sert tepkisine neden olmuştu.

SCHULZ’DAN MACARİSTAN’A ELEŞTİRİ

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, sığınmacı alıp almamayı referandumla oylayan Macaristan’ı eleştirdi. Alman Funke Medya grubuna yaptığı açıklamada “Macaristan’ın AB içerisindeki dağıtım planına göre sadece bin 300 sığınmacı alması gerekiyordu. Bunu referanduma götürmek tehlikeli bir oyun” ifadelerini kullanan Schulz, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın AB temel değerlerini ihlal ettiğini söyledi. Schulz,”Orban, Macaristan’ın da katkısıyla yapılan Avrupa Birliği mevzuatının yasallığını tartışmaya açıyor” dedi.

Sığınmacı krizinde dayanışma göstermeyen ülkelerin ekonomik yönden cezalandırılmasını savunan Schulz, şu anda AB’ye net katkı sunan ülkelerin sığınmacı politikasının ana yükünü üstlendiğine dikkat çekti. Schulz,”Bazı alıcı ülkeler şayet AB içerisindeki dayanışmadan faydalanma hakları olduğunu düşünüyorlarsa ve kendileri dayanışma sergilemiyorsa, AB harcama planları gözden geçirilirken bu eminim tartışılacaktır” dedi.

Schulz, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn tarafından gündeme getirilen Macaristan’ın AB’den çıkartılması önerisini ise faydalı bulmadığını söyledi.