MAAŞLI İŞSİZLER YÜZÜNDEN AÇ BIRAKILAN İŞSİZLER

Bakanlar, değişir değişmez, bakanlıklara bağlı müsteşarlar, daire müdürlükleri de  top yekun değişiyor. Hadi müsteşarları anladık; bakanlar, kendi politikalarını yürütebilecek en yakın kişiyi atamak istiyorlar. Peki ya müdürlere ne oluyor? Eskiyorlar mı? Görev yapamaz hale mi geliyorlar ki, yerlerine yenileri atanıyor. Yenileri atanıyor da eskileri ne oluyor? Madem ki, her atamada, o işi en iyi yapabilecek kişi atanıyorsa, ne oluyor da birden işe yaramaz hale geliyor da, müşavirler ordusuna katılıyorlar? Hadi anladık, ortada bir devlet politikası yok. Amaç, devlet politikasının devamlılığı da  değil. Peki, aynı parti, kendi atadığı müdürleri neden değiştiriyor? Zaten bu güne kadar ülkede hükümeti, ya UBP kurdu, ya da CTP. Ama, her ne hal ise, UBP, hükümete geldiğinde, müsteşarları, müdürleri değişti; UBP, gitti CTP geldi, müsteşar müdürler tekrar değişti. Sonra tekrar UBP, gelip değiştirdi. Ardından CTP, başa gelip, yeniden değiştirdi., Şimdi, ikisi birden başa geldi ve yeniden değişiyor. Madem, eskiden, bilgisine, becerisine güvenip(!); birisini müdür yaptınız  ama gelen hükümet başkasını atayıp; sizin atadıklarınızı, müşavir yaptı; siz geldiğinizde tekrar eski atadığınız kişileri neden göreve getirmiyorsunuz? Yeni atamalara ne hacet var? Yoksa amaç, tüm partilileri, memnun etmek mi? Eğer amaç buysa, şunu iyi biliniz ki, partililerinizi memnun edeceksiniz diye yine partililerinizi ve tabi ki tüm halkı mağdur ediyorsunuz. Bir tarafta müşavirler ordusu, diğer tarafta işsizler ordusu, ya da boğaz tokluğuna çalışan gençler. Gençler boğaz tokluğuna çalıştığı için, ya da işsiz kaldıkları için de çıkmaza düşen ana ve babalar. Emeklilik yaşına gelmiş ana babalar, ne yapacaklarını bilmez durumdalar. Bir yandan, emekli olup, gençlere iş imkanı yaratmak istiyorlar; diğer yandan, emekli olurlarsa, zaten kendilerinin baktığı evlatlarının, aç kalacaklarını düşünüyorlar. Zira, bu günkü şartlarda, ister çalışıyor olsun, ister çalışmıyor; ister özel sektörde olsun, ister devlet dairesinde, hiçbir genç, ana, baba desteği olmadan geçinemez. Bu ana, babalar, emekli olmadan da, yenilerine yer açılmaz. Peki ne olacak bu işin sonu? Para alarak, bir köşede atıl durumda olan işsizlerin sayısı, çoğaltılarak mı, çözülecek, ana, baba parası ile geçinmek zorunda kalan işsizlerinsorunu? Onca işsiz genç varken, işi abartıp, daire müdürlüklerine başvuru kabul edip, yeni müşavirler yaratmak nasıl bir adalet? Hani, icraat hükümeti olacaktı, UBP-CTP koalisyonu? Bu muydu, icraattan kasıt? Daire müdürlüklerine, başvuru kabul edip, müşavirler ordusuna, yenilerini eklemek miydi? Gençleri, işsiz bırakmak mıydı? Ancak gençler üzülmesinler. Bu gidişle, KKTC’de, müdür ve tabi sonrasında da, müşavir olmayan kalmayacak. Tabi ki, sıkı bir partili ve iyi bir bayrak sallayıcısı olurlarsa.