05 Mayıs 2024
  • Lefkoşa21°C
  • Mağusa17°C
  • Girne22°C
  • Güzelyurt18°C
  • İskele17°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara16°C

LİDERLER SÜRECİ NEW YORK’A TAŞIDI..

Derviş DOĞAN

21 Eylül 2016 Çarşamba 08:20

Evet liderler New York’ta.

Liderler müzakere sürecinde gelinen son noktayı BM Genel Sekreteri ile New York’ta değerlendirecekler.

BM Genel Sekreterinin  sürece daha aktif katılımını da bu vesile ile isteyecekler.

Ve/ fakat gelinen noktada BM Genel Sekreterinin sürece daha aktif müdahil olmasını gerektirecek koşulların ortaya çıkıp çıkmaması da büyük öneme haizdir.

Kısacası bu noktada zeminin oluşup oluşmadığına bakılacak.

Eğer oluşmuşsa ki iddia odur, BM Genel Sekreteri de sürece daha aktif olarak katkı sağlayabilecek.

Bunu 3’lü görüşmenin seyrinden anlayacağız.

Ha elbette BM Genel Sekreterinin de katılımı ile gerçekleşecek 3’lü zirve süreç için önemli bir kavşaktır.

Ve /fakat taraflar Kıbrıs’ta en azından bugüne kadar yapılan görüşmelerde BM Genel Sekreterinin sürece müdahil olabileceği koşulları hazırlayamamışlarsa ki bu olasılıkta yok değil, buradan  sürece etki edebilecek ciddi bir gelişmenin yaşanacağını açıkçası düşünmüyorum.

Zira tarafların liderler nezdinde ortaya koyduğu çözüm iradesine rağmen belli başlı konularda ( Güvenlik, Garantiler, Toprak, Dönüşümlü Başkanlık)  gibi tarafların büyük hassasiyet gösterdiği mevzular da ciddi bir görüş ayrılığı yaşandığı biliniyor.

Her iki liderin de zaman zaman konu ile ilgili yaptıkları açıklamalardan da anlaşılacağı gibi  ortaya koydukları tavırlar doğrultusunda olmazsa olmazlar kapsamına aldıkları bu hassas konuları tabu haline getirip, masada pazarlık şanslarını artırmak istemeleri çok doğaldır ki diplomasi de olağan hadiselerdir.

Bu  bir yere kadar anlaşılır olabilir.

Lakin işin bir de gerçekçi yanı vardır.

Hani şu realiteler dediğimiz noktadan da süreci değerlendirmek durumundayız.

Peki nedir bu realiteler?

Liderlerin çözüm istenci devam ediyor mu?

Evet.

Her 2 lider de bu konuda pozitif bir yaklaşım sergiliyorlar mı?

Evet.

Peki liderler müzakere masasında birbirlerini anlıyorlar mı?

Anladıklarını söylüyorlar ve bu süreci masayı bozmadan yürütüyorlar.

Elbette bu son derece önemlidir.

Peki mutabakat sağlanamayan konularda bugüne kadar ortak bir payda yaratılabildi mi?

Hayır.

Bilakis mutabakat sağlanamayan konular üzerinden tabulaşma yaşanıyor görüntüsü hakim masa dışında.

Yani buna aşılamayan kırmızı çizgiler de diyebiliriz.

Peki toplumlarda yakınlaşmalar sağlanabiliyor mu?

Hayır.

En azından bugüne kadar bu yakınlaşma çabalarının otoriteler tarafından  gerektiği şekilde yürütülemediğini görüyoruz.

Ama diyebilirsiniz ki görüşülen başlıkların açılımlarında mutabakat sağlanan hiç mi bir şey yok?

Elbette var.

Ancak, tüm başlıklarda mutabakat sağlanamadığı sürece hiç bir başlıkta mutabakat sağlanmış da sayılmıyor.

Dolayısı ile bu noktada mutabakat sağlanan konuların da pek bir ehemniyeti de kalmıyor.

Lakin bütün bu soruların yanında çok yalın ve çok gerçekçi duran önemli bir konu daha var.

Ki bunu günlük yaşantılarımızda da bire bir yaşayarak tecrübe ediyoruz.

Nedir o?

Adada mevcut durumun da sürdürülemez olduğu gerçeği..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.