LAÜ Mimarlık Bölümü Akademisyeni Ermiyagil, ilköğretim yapılarında ileriye yönelik tasarım önerilerine dikkat çekti

 Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) İç Mimarlık Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Selen Abbasoğlu Ermiyagil, “Pandemiden  Mimari Çıkarımlar; İlköğretim Yapılarında İleriye Yönelik Tasarım Önerileri” konusu üzerine açıklama yaptı.

   “Geçmişten günümüze insanın gelişiminde eğitim yapılarının büyük önemi bulunmaktadır. Eğitim yapılarının, çevresel faktörlerin, eğitim ortamının bireyi yaşamı boyunca doğrudan veya dolaylı olarak etkilediği bilinmektedir.  Eğitim yapılarının ayni zamanda öğrencilere daha sağlıklı ve kaliteli ortamlar yaratarak şekilde tasarlanması bir gerekliliktir” diyen Ermiyagil, mekanların rahatlığı, konforu, ergonomisi eğitimci, öğrencileri etkilediğini ve başarılarına yansıdığını ifade etti.

   Ermiyagil, günümüzde yaşanan pandemiyle birlikte hiç hazırlıklı olunmayan yeni bir süreçle karşı karşıya kalındığını belirterek, bu noktadan hareketle, özellikle ilköğretim yapılarının eğitimin ilk başladığı mekanlar olarak incelenmesi ve tasarlanmasının önemli olduğunu belirtti. “Mevcut mekanı kullanacak olan bu yaş grubundaki çocukların davranış şekillerinin, ihtiyaçlarının araştırılması, gözlemlenmesi, gerek eğitimci, gerekse pedegoglardan yaş gruplarının piskolojik olarak da yaşanan süreçte yapılacak tasarımlardan etkilenmemesine özen gösterecek şekilde yapılması gerekmektedir” diyen Ermiyagil, bu yaşanan sürece bağlı olarak ortaya çıkan yeni yaşam şeklimizde önemli bir kavram olarak hayatımıza giren sosyal mesafe kavramına bağlı olarakda mekanlar tasarlanması gerekliliğine dikkat çekti. Ermiyagil, “Eski tasarım yaklaşımlarımıza göre tasarlanmış olan ilköğretim yapıları eski normalde  fiziksel, görsel ve sosyal ihtiyaçlara cevap versede, yeni normalimizde yetersiz kalıyor.  Bu noktada mekanların düzenlenmesinde sosyal mesafe, kullanıcı ihtiyaçları ve kullanıcıların  psikolojisiyle olan ilişkisi düşünülerek yeni tasarım önerileri geliştirilmelidir” dedi.

Yeni normalimize bağlı olarak temasın en aza indirildiği mekan tasarımları öne çıkmaktadır

   Ermiyagil sözlerine şöyle devam etti; “Öğrencilerin fiziksel yapısı, özellikle ilkokul ve anaokul çocularının mekan içerisindeki hareketliliği her noktaya ve birbirlerine olan temaslarınında düşünülerek özgür ve konforlu mekanların, yeşil alanların ilkokul yapılarında yeniden düzenlenmesi önemlidir. Tasarımların oluşum ve/veya mevcut mekanların yeniden düzenlenme sürecinde ise kriterlerin göz önüne alınarak kullanıcı(eğitimci-öğrenci-çalışan) ihtiyaçlarının ve ergonomilerinin düşünülerek tasarlanması gerekmektedir. Bu süreçte dünyada ve  Türkiye’de, eğitim yapıları üzerine yoğunlaşan ve araştırmalar yapan farklı mimarlık ofisleri, tasarımcılar bulunmakta, pilot projeler ve öneriler geliştirilmektedir. Bu bağlamda, yeni normalimize bağlı olarak temasın en aza indirildiği mekan tasarımları öne çıkmaktadır. Geliştirilen öneriler ve tasarımlarda ilköğretim yapılarının kapalı mekanlarının, sürekli havalandırılması ve hava sirkilasyonu sağlanması, mekan içerisindeki çocukların hareketi, kapılara olan teması düşünülmekte,  özellikle teması azaltmak için kapılar gerekmedikçe kullanılmamakta ve gerekli durumlarda dokunmatik teknoloji, örneğin otomatik kapılar tercih edilmelidir. Tuvalet ve lavabolarda  kendi kendini temizleyen farklı sistemler tercih edilmekte ve bu mekanların kolay havalandırılabilecek şekilde düşünülmesi hijyen ve bakterinin en fazla yayıldığı mekanlar olması açısından da önemlidir. Sınıfların özellikle kapılarının otomatik olmasına, kapı kollarına temas edilmemesine ve havalandırılmasına, sosyal mesafenin mobilyalar arasında sağlanacak şekilde iç mekanın kurgulanmasına dikkat edilmelidir. Eğitim kurumu içerisinde kullanılacak mobilya kaplama malzemelerinin antibakteriyel kumaşlardan seçilmesine hijyen açasından önem verilmelidir.”

Çocukların doğal mekanlarda  vakit geçirmeleri, çocuklar üzerinde olumlu etki yaratacaktır

   “Yeni normal ile birlikte sınıflardaki değişikliklerin dışında, derslerin bazılarının uygun ortamlar oluşturularak açık alanlarda yapılması daha sağlıklı bulunmakta ve önerilmektedir. Bu bağlamda da,  okul bahçelerinin belli alanlarının açık hava dersliği olarak tasarlanabileceği düşünülmektedir” diyen Ermiyagil, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi; “Özellikle Kıbrıs gibi Akdeniz ilkliminin hüküm sürdüğü ülkeler de bu mekanlarda uzun süre eğitim verilebilecektir. Ayni zamanda, ilköğretim yapılarında eğitim gören çocukların sosyal, duygusal gelişimi açısından oyun ve fiziksel etkinlik alanlarına ihtiyacı olduğu bilinmektedir. İlk öğretim yapılarının dış bahçelerinin yeşil alan olarak  tasarlanması ve ağaçlarla desteklenmesi, çocukların doğal mekanlarda  vakit geçirmeleri, çocuklar üzerinde olumlu etki yaratacaktır.  Bu noktadan hareketlede, okul bahçelerinin bu şekilde düzenlenmesi doğal mekanlar yaratılması, sosyal mesafenin görevlilerle korunması sağlanarak çocukların ders aralarında sağlıklı bir şekilde ilköğretim yapılarında vakit geçireceği ve bu pandemi sürecini atlatacakları düşünülmektedir.”