29 Mart 2024
  • Lefkoşa25°C
  • Mağusa26°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt25°C
  • İskele26°C
  • İstanbul20°C
  • Ankara21°C

KOLON KANSERİ BELİRTİLERİ NELER?

İnsan yaşamını tehdit eden kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alan kolon kanseri riskini azaltmak ve önlemini almak için kolonoskopi şart!

Kolon kanseri belirtileri neler?

11 Ekim 2019 Cuma 21:11

İnsan yaşamını tehdit eden kanser türleri araısnda üçüncü sırada yer alan kolon kanserinin önlemini almak ve kolon kanseri riskini azaltmak için gelişen teknolojiyle beraber laparoskopik denilen kapalı olarak yapılan uygulamalar hastanıın yaşam kalitesini ve psikolojik olarak da olumlu yönde etkilenmesini sağlamaktadır. Özellikle 50 yaş sonrasu düzenli olarak yapılması gereken kolonoskopi hakkında bilinmesi gerekenleri Memorial Diyarbakır Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Ercan Gedik, kolon kanseri ve cerrahi tedavisi  ve belirtileri hakkında bilgi verdi.

50 Yaş Sonrası Sağlık İçin Düzenli Olarak Kolonoskopi Yapılmalı!

Kolon kanserinin en önemli nedenleri arasında; yaş, ailesel öykü, polipler, ailede jinekolojik kanser hikayesi, beslenme şekilleri, genetik yatkınlık gibi faktörler ön plandadır. Yavaş ilerleyen ve erken dönemde belirti vermeyen kolon kanseri riski özellikle 50 yaşından sonra artar. Bu nedenle düzenli tarama programları ihmal edilmemelidir. 50 yaşını aşmış herkesin, doktorun önerdiği şekilde kolonoskopi yaptırması, kolon kanserinin erken dönemde saptanmasında veya kansere neden olan poliplerin yakalanarak kansere dönüşmeden alınmasında etkili rol oynamaktadır.

Sağlıklı Yaşam Çok Önemli!

Kolon kanserinden korunmak ya da hastalığı erken dönemde yakalamak için düzenli kontrollerin yanı sıra sağlıklı yaşam önerilerini de dikkate almak gereklidir.

  • İdeal kiloda olmak ve bu kiloyu korumak,
  • Taze meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek,
  • Posa içeriği yüksek gıdaların tüketimini artırmak,
  • Günde 30-60 dakika orta düzeyde fiziksel aktivitede bulunmak,
  • Sigara ve alkol kullanmamak,
  • Kırmızı et tüketimini sınırlamak…
  • Kolon kanserinin öncelikli tedavisi ameliyattır

Hastaları tedirgin eden ve iyileşme sürelerini uzatan açık cerrahilerin yerini, günümüzde artık hasta konforunu artıran ve tedavi başarısına katkısı bulunan laparoskopik yani kapalı yöntemler kullanılmaktadır. Geçmişte yalnızca safra kesesi, apandisit ve fıtık ameliyatlarında kullanılan laparoskopik yöntemler; mide, dalak ve kalın bağırsak gibi organlarda oluşan tümörlerin cerrahisinde de başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir. Kapalı ameliyatlar hastanın vücudunda ameliyat izine neden olmadığı için herhangi bir estetik kaygıya da yol açmamaktadır.

Laparoskopik Hızlı İyileşme Sağlıyor!

Laparoskopik ameliyatlarda, açık cerrahiye göre ağrı daha az hissedilir. Hastanede yatış süresi kısadır, karındaki kesiler estetik kaygıya yol açmayacak kadar küçüktür. Yaradaki enfeksiyon riski daha azdır, iyileşme süreci olabildiğince kısadır. En önemlisi ise hastayı ağır ameliyat psikolojisinden uzak tutmasıdır. Bu sayede hastalar; iş, özel ve sosyal hayata daha çabuk adapte olabilir. Ancak bu işlem için uygun hasta seçimi önemlidir.

Ameliyat Sonrası Gözlemlemeye Devam!

Laparoskopik ameliyatlar sonrası hastalar doktorlarının önerisi ile hareket etmelidir. Bunun yanı sıra bazı şikayetlerin ortaya çıkması durumunda, vakit kaybetmeden doktor ile iletişime geçilmelidir. Özellikle; dışkıdan aşırı miktarda kan gelmesi, karında şişkinlik, ilaçlarla geçmeyen ağrılar, üşüme, titreme, inatçı öksürük ve nefes darlığı gibi sorunlar acil müdahale gerektirebilir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA