KOLAY MI?
Ayşegül Garabli
20 Ocak 2016 Çarşamba 17:30
“Yok” dediler. “1 tane” dediler. Sonra, “5 taneymiş” dediler. Meğerse o anda, 11 taneymiş. Bu gün 13e çıktı. Evet bu gün tam 13 kişiye, domuz gribi tanısı konmuş. Bunlar bilinenler. Peki ya bilinmeyenler? Tanısı konmayanlar ve gizlenenler! Hastalık, neden gizlenir; inanın ki anlamış değilim. Hastalık, ne olursa olsun; gerek hasta olan kişi, gerekse çevresi tarafından gizlenir. Sanki hastalık, kişinin kusuruymuş gibi, hastanın, hastalıktan dolayı, bozuk olan psikolojisine, bir de suçluluk duygusu eklenir. Hadi bunu, hastalar ya da hasta yakınları yapıyor. Peki ya, Sağlık Bakanlığı, bunu neden yapıyor, anlamıyorum. Bir hastalık, “yok” deyince, yok mu oluyor? Olaya, iyi yanından bakmaya çalışıyorum; hani diyorum belki, halk arasında panik yaratmamak için saklıyorlar ama bu da inandırıcı gelmiyor bana. Zira amaç, panik yaratmamak olsa, önlem alınır. Ya da, halka korunma yolları anlatılır. Var mı öyle bir şey? Yok. Mesela ülkeye girişlerde bir kontrol var mı? Şüpheli görülen vakalar, karantinaya alınıyor mu? Ya da, olası bir salgında, müdahale edilebilecek ekipman ve koşullar var mı? Daha on gün önce, Güzelyurt’ta 19 yaşında bir genç öldü. Bu genç, grip olduğu için hastaneye gitti, sonrasında, hastanede yatarken, zature oldu ve hayatını kaybetti. Hastalığın seyri, domuz gribini çağrıştırıyor. Acaba domuz gribi mi neden oldu ölümüne? Eğer değildiyse bile, bir hastane ortamında, kişinin zature olması ve bu devirde zatureden, hayatını kaybetmesi ne kadar doğal? Dünya, kansere çare buldu; siz, gripten hastaneye yatıp, orada zature olup ölüyorsunuz. Bu nasıl açıklanabilir? Bu kadar kolay mı olmalı, bir evladı kaybetmek? Öğrencimdi. Annesinin, babasının, bir tanesiydi. Gelecekle ilgili hayalleri ve umutları vardı. Basit bir grip (!) ile hastaneye gitti ve bir daha dönmedi. Elbette ki; ateş, düştüğü yeri yakıyor ama inanın, içim hala ailesi kadar yanıyor. Kolay mı evlatları, bir bir, toprağa vermek? Kolay mı, gelecekleri ile ilgili hayaller kurduğunuz, yavruların, yok edilişine tanıklık etmek. Kolay mı, özenle besleyip, büyüttüğünüz gencecik bedenlerin, öldüğüne inanmak. Peki ne bekliyor; “Sağlıkta reform şart” diyen Sağlık Bakanı? Kimin gelip de reform yapmasını bekliyor? Ama doğru, reform önce, beyinlerde ve zihniyette başlardı, öyle değil mi?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.