"LGBTİ Bireyler Vardır!"

KUTLAMALAR BAŞLIYOR

17 Mayıs, 1990 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinselliği hastalık sınıflandırmasından çıkarmasının yıldönümü olarak Kıbrıs’ın kuzeyinde de “Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü” olarak kutlanıyor.  "17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı Günü Organizasyon Komitesi" yirmiyi aşkın dernek, sivil toplum örgütü, sendika ve bağımsız aktivistler olarak bir araya geldi ve Salı gününden itibaren yüksek sesle topluma "LGBTİ Bireyler Vardır!" diyecek.

“TOPLUM OLARAK HAZIRIK!”

Ülkemizde 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transofobi ve Bifobi Karşıtlığı haftası nedeni ile oluşturulan “17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı Günü Organizasyon Komitesi” birçok etkinliğe imza atıyor. "Toplum buna hazır değil" itirazlarına karşı "Hazırık!" diyen komite ve destekleyen örgütler, çok geniş bir etkinlik programı hazırladı. Bu kapsamda atölye çalışmaları, eğitim çalışmaları, söyleşiler, imza günleri, film gösterileri de gerçekleşecek. 21 Mayıs günü ise gökkuşağı bayrakları ve pankartlar ile “Onur yürüyüşü” yapılıyor.

Hanife Lefkaralı

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platforumu, Lefkoşa Arasta bölgesini gökkuşağı renklerine boyadı. Arasta bölgesinde yapılan çalışmaya TCEP aktivistlerinden ressam Hüseyin Özinal ve iç mimar Pembe Birinci imza attı. Lefkoşa Türk Belediyesi hazırlanan gökkuşağı motiflerine Arasta'ya yerleştirdi. 17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı günde, tüm örgütler ve bağımsız aktivistlerle, homofobiye, transfobiye ve bifobiye karşı, kendi renkleri ve çeşitlilikleri ile yürüyor.

GENİŞ KATILDILM

17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı Günü Organizasyon Komitesi’nde çok geniş bir sivil toplum desteği var. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu bileşeni olan şu sivil toplum kuruluşları bulunuyor.

DAÜ-SEN, Envision Diversity, Feminist Öğretmen İnisiyatifi, MAGEM, KTÖS, Kuir Kıbrıs Derneği, Kıbrıs Türk Tabipler Odası, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Mülteci Hakları Derneği, Mesarya Kadınları İnisiyatifi,POST-RI, TDP-TOCEK, YKP-Fem. 
Ve Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, DAÜ-Unicorn, ODTÜ- Rainbow, TDP-Gençlik, Yeşil Barış Hareketi ve Bağımsız Aktivistler.

ONUR YÜRÜYÜŞÜ NEDİR?

Onur Yürüyüşü, her yıl Haziran ayının sonlarında Dünya genelinde kutlanan ve Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde gerçekleştirilen, LGBTİ bireyler ve LGBTİ bireylere destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen bir dizi etkinlikler ve törenler bütünüdür. LGBTİ topluluğunda onur yürüyüşü veya gey onur yürüyüşü gibi isimlerle de bilinir. Bir dizi etkinliklerin ve geçiş törenlerinin gerçekleştirildiği etkinlikler Stonewall ayaklanmaları anısına gerçekleştirilmektedir.

1969 yılında Stonewall Inn adlı barda baskı, şiddet ve ayrımcılığa dayanamayan eşcinseller ayaklanmış, kendileri üzerinde baskı kuran polisi bara hapsetmiş ve 4 gün  boyunca sokaklarda çatışılmış, eylemler yapılmıştır. LGBTİ mücadelenin dönüm noktalarından biri olan gün dünyanın her yerinde onur haftası, gey onur, LGBT onur ve onur yürüyüşü gibi adlarla kutlanır. Burada kastedilen onur, kişinin kendi oluşunun onurudur, kendi varoluşundan utanmayışının yansımasıdır.

Türkiye'de ise Onur Haftası 1993'te  ilk defa "Cinsel Özgürlük Haftası" adı ile kutlanmak istenmiş, ancak dönemin İstanbul valiliğinin izin vermemesi ve yurtdışı konuklarını sınır dışı etmesi sonucu etkinlikler o yıl gerçekleştirilememiştir. Yurtdışından gelen konukların sınır dışı edilmesi ve gelişen olaylar sonucunda LGBTİ hakları için Lambda İstanbul ve Kaos GL'nin temelleri atılmıştır.

ÜLKEMİZDEKİ DURUM

Ülkemizde ilki geçtiğimiz yıl düzenlenen etkinlikler bu yıl da geniş şekilde yapılıyor. 15 Mayıs tarihinden itibaren başlayacak olan çeşitli etkinliklerden sonra en son olarak 21 Mayıs saat 17:30’da Lefkoşa’da bir de yürüyüş düzenlenecek.

MAĞUSA’DA PİKNİK

MAGEM, 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transofobi ve Bifobi Karşıtlığı haftası etkinlikleri kapsamında, tüm bireyleri özgürlüklerine sahip çıkmak adına pikniğe davet etti. MAGEM’den yapılan açıklamada “İçerisinde yaşadığımız ataerkil düzen sadece eşcinsel, lezbiyen, trans ve interseks bireylerin haklarını budamakla kalmayıp, kimliğimizin bir parçası olan şehirlerimizi de tehdit etmekte, çarpık kentleşme yoluyla yaşam alanlarımızı hızla azaltılmaktadır. Bizler, herkesi son derece geleneksel bir yöntemle temel haklarımız, kimliğimiz ve şehrimiz üzerinde oluşturulmaya çalışılan bu tahakküme karşı çıkmaya çağırıyoruz” ifadesi kullanıldı.

2013 yılında Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu tarafından Türkiye’de LGBT’lerin sorunlarının araştırılması için 59 milletvekilinin imzasıyla meclise sunduğu araştırma önergesi ve LGBT haklarını savunan açıklamalarından ötürü ödüle layık görülen Avukat Yasemin Öz’ün de katılacağı etkinlikte tecrübelerini paylaşacağı ve sohbet toplantısı gerçekleştireceği kaydedildi.

HOMOFOBİ VE TRANSOFOBİ VE BİFOBİ NEDİR?

Homofobi, bifobi ve transfobi, LGBT kişilere ve eşcinselliğe karşı korku, önyargı, ayrım ve hoşnutsuzluk içeren yaklaşımlardır. Homofobi, bifobi ve transfobi cinsiyetçilikle, otoriteyle, sistemin meşrulaştırılmasıyla yani kısacası özgür ve adil bir hayatın önündeki her türlü düşünce ile doğrudan ilişkilidir. Amerikan Psikiyatrlar Birliği (APA), eşcinselliğin bir tercih olmadığını, doğal olduğunu, kişide bir bozukluk yaratmadığını ve değiştirilemeyeceğini açık bir şekilde belirtip ve eşcinselliği ruhsal hastalıklar sınıflamasından çıkartmış, tüm psikologları, bu konudaki yanlış yargılara karşı mücadeleye çağırmıştır. 1974 yılında Avrupa ve Amerikan Psikolojik Enstitülerinin rahatsızlık teşhis testlerinden eşcinsellikle ilgili olgular/sorular tamamıyla kaldırılmıştır. Eşcinsellik, 1990 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hastalıklar ve rahatsızlıklar kapsamından çıkartılmıştır.

Eşcinseller ve heteroseksüeller homofobiyle daha okul zamanından tanışmaktadırlar. Erkeksi bulunan kız çocuklarla veya kadınsı bulunan erkek çocuklarla dalga geçilmekte ve zaman zaman çocuklar bu yüzden şiddete uğramaktadırlar. Çocuklar cinsel yönelimlerinin farkında dahi değilken onlarla alay edilir; (kızlara "erkek fatma" damgası vurulur, erkeklere ise “top” vb. gibi takma isimler takılır) sosyal ortamlardan uzaklaştırılırlar.