KISKANÇLIK MI PSİKOPATLIK MI?
Melin ULUÇ
26 Aralık 2016 Pazartesi 08:00
Çoğu zaman hep duyuyorum bu sözü; ‘’seven kıskanır.’’ Evet doğru severse benimser, ona verilen değer bakımından kendini sevdiği kişinin etrafındakilerle kıyaslar, kıskanır fakat bunlar tatlı bir çırpınış, bir nazlanma boyutunu aştığı noktada hastalıklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Eşler arasındaki normal sınırları aşmayan kıskançlık sevgiyi beslediğinden yararlıdır. Sağlıklı kıskançlık diye adlandırılan bu duygu, herkeste olması gereken, sıcak bir duygudur. Ancak temelinde ihmal, terk edilme ve paylaşma korkuları varsa bu durum güven sorunu yaratarak ilişkinin gidişatını kötü etkiler. Karşısındakine fiziksel ve duygusal yönden zarar veren, psikopatlıkla örtüşen ve paranoya çizgisine ulaşmış bir kıskançlık patolojik kıskançlıktır ve hayli tehlikelidir. Kişi bu noktada karşısındakini elde tutmaktan çok kaybetmeye yönelik tavırlar sergiler bu da karşı tarafta hem ruhen hem bedenen ciddi yaralanmalar bırakır. Bedenen dedim evet! Basit bir gülücüklü mesajdan tutun, "Benim birazcık daha işim çıktı" cümlesine kadar her şey onlara ‘’aldatılıyorum evet evet kesin yalan söylüyor’’ fikrini çağrıştırır. Bu noktada da rahatsızlık tehlikeli bir hal almaya başlar. Nitekim bu sendroma sahip kişiler saldırganlığa ve şiddete yatkındırlar.Duymuşsunuzdur Othello Sendromu denen şu yılan hikayesini. Shakespeare’in ünlü eserlerinden olan Othello’da, oyunun kahramanlarından biri olan soylu, akıllı, güçlü ve dürüst kişilikli Othello ile karısı Desdemona birbirlerini büyük bir aşkla sevmektedir. Ancak Desdemona, Othello’nun ona verdiği ilk hediye olan mendili kaybetmiştir. Bu noktada Othello, karısının mendili kaybetmesinden kuşkulanmaya başlar. Mendili ele geçiren Iago, Othello’nun Desdemona’ya güvenini sarsacak bir plan kurar ve planı başarıyla uygular. Kıskançlığın ateşiyle yanıp tutuşan Othello, önce Cassio’yu, sonra karısını öldürür. Bu arada her şeyin Iago’nun işi olduğu ortaya çıkar. Bunun üzerine Othello kendini öldürür ve İago idama mahkûm olur.
Gelelim sendromun kendisine: Othello Sendromu, en basit tanımıyla, kişinin aşık olduğu birini hastalık derecesinde kıskanması durumu olarak ifade ediliyor. Kişi, sevdiği insanı ve kendisini yıpratacak şekilde ilişkisini sahipleniyor ve herkesten korumaya çalışıyor. İrade dışı, benliğe yabancı, bilinçli çaba dışındaki inatçı bir şekilde devam eden sanrı ve dürtülerdir. Bu nedenle kıskançlık duygusu görülmemiş bir seviyeye çıkıyor, hatta kişi bu kıskançlığın o kadar etkisinde kalıyor ki, sürekli aldatıldığına dair senaryolar üretiyor ve şüphe duyuyor. Kişi genelde gerçek dışı düşüncelere kapılır. Sevdiği kişinin sadakatsiz olduğunu düşünüp bunun için tehlikeli olabilecek derecede önlemler alma yoluna girer. Örneğin; sevgilisini veya eşini, eve kapatma, perdelere ve çarşaflara işaret koyma, kimseyle görüştürmeme gibi garip kararlar alabilir. En ufak şeylerden şüpheye kapılır ve bu şüphe sanrıları öylesine kuvvetli olur ki, kişi bütün vaktini bunu düşünerek geçirebilir. Bunun neticesinde de tarafların doğal olarak günlük yaşamı son derece olumsuz etkilenir. Bilimsel veri kaynaklarına göre kadına karşı şiddet eğilimleri fazlalıkla bundandır. Sebebi ise ‘’seven kıskanır’’ mantığına indirgenemez derecede, altında özgüven eksikliğiyle harmanlanmış kaybetme korkusu yatan bir çırpınıştır.
Neler yapılmalı?
Öncelikle belirtmek isterim; gençler arasında kıskançlık sevgi göstergesidir. Unutulmamalıdır ki ödün verdikçe daha da artacaktır ve her seferinde işin boyutu değişecektir. Fakat bu herşeyi kenara itip birşeyleri sonlandırmak demek değildir. Ortak karar verirken karşısınızdakinin fikir ve değerlerine önem verin. Somut bir kaynak olmadan beyninizde yarattığınız düşünce tuzaklarına kapılıp da yanlış karar verebileceğinizi unutmayın. Gerçekçi bir düşünce modeliyle gidip, sevdiğiniz kişide veya kendinizde böyle bir durum olduğunu düşünüyorsanız, Othello sendromunun tedavi edilebilir olduğunu belirtelim. Kıskançlıkta önemli olan asıl sebebi bulmaktır. Özgüven eksikliğine çözüm bulmak için profesyonel destek alınmalı, sosyal becerilerin artması yönünde adımlar atılmalıdır. Bu tarz kişiler genelde hastalığını kabul etmediğinden bu durumun eşinde ve kendinde nasıl izler bıraktığı vurgulanarak tedaviye uyum sağlanmalıdır. Ölüm tehditleri varsa bunun dikkate alınıp önlem alınması esastır. Bireyin kıskançlığın kimseye faydası olmadığını, hem kendi için hem de karşısındaki için hayatı zehir ettiğini anlaması gerekmektedir. Sevgi ve aşk denilen kavramlar zaten karşılıklı güven ve sadakat üzerine kurulu olduğundan siz bu temeli şüphenizle sürekli sarstığınız takdirde mutlu olmanız mümkün olmayacaktır.
Unutmayın herşeyin fazlası zarar…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.