KİNİN BEDELİNİ ORMANLAR ÖDÜYOR
Hatice İNTAÇ
27 Haziran 2016 Pazartesi 12:26
Umutlanmıştım oysa… Meteoroloji yanıldı sanmıştım. Olmayacak şey de değildi hani. Fırtınalı yağmur yağacak, etrafı seller basacak denip de okulların tatil edildiği günleri ama bir damla bile düşmediğini yaşamışlığımız vardı nasılsa bu adada. Ama bu sefer yanılmamışlar. Haziranın ortasına kadar serin olan havanın yerini aniden tahammülü zor sıcaklar aldı. Geçen yılkinden çok daha yüksek değerlerde hem de. Dünyanın her yerinde atmosfer bu yıl daha da ısındı. Küresel ısınmanın tezahürleri her yerde kendini gösteriyor. Bizim gibi daha alçak enlemlerde yaşayanlarsa bu sıcaktan nasibini daha fazla alıyor.( coğrafya bilgilerim depreşti nedense!..) Allah oruçluların, açık havada, güneş altında çalışanların ve en çok da ormanların yardımcısı olsun. Çünkü onların tehlike karşısında kendilerini koruyacak veya kaçacak durumları yok. Onları korumak insanların görevi. Her yıl bu aylarda dönümlerce orman sıcak havanın etkisiyle veya dikkatsizlik, duyarsızlık yüzünden heba olup gidiyor. Halbuki bir zamanlar “Yeşilada” diye nitelenen ama günden güne bu özelliğini kaybederek çölleşen bu adanın ağaca ve yeşile o kadar ihtiyacı var ki… Bir ağacın yetişmesinin, büyümesinin uzun zamana ve emeğe ihtiyacı olduğunun, yok olmasınınsa dakikalık bir felâketten, bir kıvılcımdan kaynaklandığının farkında olmayan umursamazlar da var ne yazık ki.
Trodos’da çıkan yangın hektarlarca ormanı yok etti. Günlerce söndürülemedi. Rum yönetimi Türk tarafının yardım önerilerini reddetti. Sanki o taraftaki çamlar Rum. Türkler kurtarırsa Rumların da ağaçların da onuru kırılacak. Ağaçlar Türk eli değdi diye dejenere olacak, Türkleşecek. Rum yönetiminin buna bile tahammülü yok. Türkler söndüreceğine yansınlar daha iyi diye mi düşünüyorlar. Kim bilir!.. Ağaçlar da tıpkı diğer canlılar gibi birer can, üstelik insanlığa faydaları da saymakla bitmez ama onlara soran yok. Türkiye’den gelen yardım önerilerini şartlı kabul etmelerine gelince bu tam bir komedi. Neymiş efendim itfaiye uçakları, helikopterleri söndürme suyunu Baftan veya rum bölgelerindeki denizlerden alacaklarsa gelsinlermiş!.. İnsanın ağzı bu teklif karşısında bir karış açılır da yırtılacak hale gelir be… Bundaki gaye ne olsa gerek? Gene hangi ince hesapların peşinde acaba Hristofiyas efendi? Nasıl bir hinlik peşinde? Belli ki bunu da siyasi koz olarak kullanmak istiyordu. “Geldiler ama bizim suyumuzu kullandılar” mı diyecekti acaba, yoksa uçakları geri mi göndermeyi düşünüyordu. Ve biz safdoşlar hâlâ onlardan iyi niyet bekliyoruz, anlaşma umuyoruz. Bu yangın da herhalde Allahın bize bir ispatı olsa gerek. Onlar ayni adanın etrafını saran, hatta dünyada yekpare olan, dalgalarla birbirine karışan denizlerin suyunu, ayni coğrafyanın ağaçlarını bile paylaşamayacak kadar; kendilerini bu adanın tek sahibi sanacak boyutlara varan şoven ve kindar duygulara sahipken mümkün mü onlarla anlaşmak veya birlikte yaşamak?..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.