24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa14°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele14°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

KİMİ AHMAK YERİNE KOYUYORSUNUZ!!!

Ediz TUNCEL

12 Ekim 2017 Perşembe 13:26

Seyrüsefer affı iki kez uzatılmış ama buna rağmen 50 bine yakın araç seyrüsefer ruhsatı çıkarmamış ve devlet 100 milyon zarara uğramış!

Sorması ayıptır, ama siz kimi ahmak yerine koyuyorsunuz!

CTP-UBP-DP iktidarlarının kaç kez seyrüsefer affı çıkardığını ve ödeyeni ahmak yerine koyduğunu, ödemeyeni de ödüllendirdiğini artık unuttuk.

Alemin akıllısı ikide bir iktidara gelen giden, 40 senede tam 40 defa hükümet kuran, devletçilik, hükümetçilik oynayan bu üçlü, alemin ahmağı da halk…

Devleti yöneten hükümetler dolandırıcılık, sahtekarlık yapar mı, halkını soyar mı, halkını dolandırır mı?

Çağdaş ülkelerde yapmazlar ama KKTC gibi bir sorma gir hanında, normal bir devlet yapısından akıl almaz bir hızla çakma bir devlet yapısına döndürülen böylesi bir devlette yaparlar.

Nasıl mı?

43 senede halktan seyrüsefer vergisi diye bir yol vergisi toplarlar, topladıkları bu verginin bunca zamanda toplam miktarı milyar doları geçer, ama bir tek kuruşu bile trafiğin iyileştirilmesine harcanmaz, maliyeye giden bu vergiler endek göndek işlere ve maaşlara harcanır…

Memleketin bütün yollarını da, hem de her karışını, Türkiye yapar, halk ise vergiyi KKTC’ye öder!

Nasıl ama!

Gelen giden hükümetler halkı trafiği iyileştirme adına vergi alır, bir diğer deyişle dolandırır ve soyar, topladığı verginin bir tek kuruşunu bile rezillik ve kaosda sınır tanımayan trafiğin iyileştirilmesine harcamaz, sonra da 48 bin araç seyrüsefer çıkarmamış ve devlet de bu yüzden 100 milyon lira zarar etmiş diye cart curt ederler!!!

Utanmazlığa, arlanmazlığa bakın, hizaya gelin…

Hem suçlu, hem güçlü, hem utanmaz, hem arlanmaz…

Trafik ise tam bir kaos, yollar tam bir ölüm tuzağı, KKTC denen açık hava tımarhanesinde tek bir santimetre kare nizami veya sağlam yol yok, yollardaki güvenlik seviyesi sıfırın altında,  yollardaki altyapı eksikliğinden sadece ben kaç sevdiğimi kaybettiğimi, kaç sevdiğimle birlikte yaşam sevincimin söndüğünü unuttum, her sene ölen ve yaralanan insanların sayısı, uğranan zarar ziyan ise akıl alır gibi değil, bütün bunlara rağmen hiçbir tedbir yok, hiçbir bilinçlendirme faaliyeti yok,  üstüne üstlük bir de vergi ödeyenler enayi yerine konuyor, ödemeyenler ise  ödüllendiriliyor…

Neymiş efendim, yollarda denetimin artırılması için polis sayısı artırılmalıymış ve polisin keseceği cezalarla millet seyrüsefer çıkarmaya zorlanmalıymış!!!

Şimdi ağzıma külliyetli bir küfür geliyor ama buradan yazmayım, anlayan anlar…

Sanki polis seyrüsefer konusunda ve keza diğer topladığı vergilerin harcanması konusunda başıbozuklukta sınır tanımayan devletin haraçcısı da sırf milleti seyrüsefer çıkarmaya zorlamak için  harami gibi yola çıkacak, yol kesecek, seyrüsefer çıkarmayanalara ceza kesecek, böylece milleti seyrüsefer çıkarmaya zorlayacak!!!

Breh breh!!!

Polisin bunca rezillik içinde yapacak işi kalmadıydı da bir da halkı enayi yerine koyan hükümetlerin yol kesen haramisi olması eksik kaldıydı…

Bu ülke, tümüne yakını ithal olmak üzere,  adli konularda düpedüz bir pislikler, rezillikler, mafya bozuntuları, sokak zibidiler, hırsızlar, uğursuzlar, pezevenkler, uyuşturucu baronları, tecavüzcüler, uyuşturucu bağımlıları, envai tür haydutlar diyarına döndü, fakat kimse polisin bunlarla etkin mücadele edebilmesi için sayısının artırılması için çaba sarfetmiyor, görüş belirtmiyor,  polisin istediği güvenlik yasalarının bir an önce çıkarılmasını da kasten istemiyor, ama her ne halse, halkı dolandırmayı marifet haline getirenler polisin sokağa çıkıp da kendileri adına yol kesen harami rolünü üstlenmesini istiyor!!!

Herifçioğulları sigortasız araba sürmeyin, muayenesiz araba sürmeyin demiyor, ama “gelin bize trafik güvenliği için asla kullanmayacağımız, endek göndek işlere ve maaşlara harcayacağımız haracınızı ödeyin, yoksa polisin sayısını artırırız da size ceza yazarlar ha!” diyor!

Aklınızı sevsinler sizin…

Keşke polis sayısını iki katına çıkarsanız, polisin istediği yasaları Meclis’den geçirseniz de biz de ödediğimiz seyrüsefer vergisinin ve diğer vergilerin gerekli yerlere harcanmayacağını bile bile, sırf güvenliğimizin bir nebze iyileştirilmesi adına gidip o vergileri ödesek…

Keşke deseniz, bu yolların tümünü Türkiye yaptı, bundan böyle ödeyeceğiniz seyrüsefer vergisi Türkiye’nin maliyesine gidecek, biz de gidip ödesek, harcamayı yapana vergisini ödesek…

Yollarda kelle koltukta gideceğiz, arabalarımız arızalı yollardan dolayı hurdaya dönecek, düştüğümüz çukurlarda binlerce lira zarara uğrayacağız, kazaya uğrayacağız, canımız trafik canavarlarının eline emanet olacağız, yoldaki her anımızda ölümle burun buruna olacağız,  memleketin yollarının bir tek karışı bile güvenli olmayacak,  ama gözümüzün içine baka baka bizi enayi yerine koyana gidip bir de trafik vergisi ödeyeceğiz!!!

Çüş desek ayıp olur mu acaba!!!

Hastanelerimiz tel tel dökülecek, sağlık sistemi iflas edecek, eğitim sistemimiz mahvolacak, ama patlayana kadar memur doldurulan devlet kadrolarındaki memurların maaşlarını ödemek için maaşlarımızdan gelir vergisi ödeyeceğiz!!!

İnsanlarımız devletin açtığı münhallere girip de yazılı sınavı kazansa bile, kazananın istihdam edilip edilmeyeceğini “partiden olmayanları eleme sisteminin bir parçası olan sözlü sınav” değil,  iktidar partisinin kıçık kırık köy örgütü, kasaba örgütü başkanı söyleyecek, karar verecek!!!

Bir de her dönemin revaçta olan fırıldakları, haramileri, hazır yiyicileri…

Bir daha çüş desek!!!

Birileri söylemiyorsa, ben bir daha, bir daha söyleyim…Cehennemin dibine kadar yolunuz var!

………..

Geçenlerde Tufan Erhürman ile Serdar Denktaş Meclis’de laf kavgasına tutuştular, konu da vatandaşlıklar konusuydu…

Tufan Hoca “bu memleketi sizin tapulu malınız mı sandınız” gibisinden bir eleştiride bulundu!

Normal insanlar, normal toplumlar, normal devlet için geçerli bir eleştiri…

Ancak bizimkisi gibi her iktidara gelenin tüm memleketi tapulu malı sandığı bir memlekette bu eleştiri geçerli değil…

Geçerli değil, çünkü CTP de iktidara geldiğinde aynen, hem de ne eksik, ne de artık, şu andaki iktidar gibi davrandı, hükümetin başına geçenler ve partizanca köşe başlarına yerleştirilenler memleketi tapulu malı sandı, icraatlarını da ona göre yaptı, hatta zaman zaman daha beterini de yaptı…

Tufan Hoca “beni benden öncekiler bağlamaz, beni benim yaptıklarım ve yapacaklarım bağlar, fırsat verin de görün ” diyebilir, ancak böyle bir söylemin de, hele de gelenin gideni mumla arattığı bir düzende, muhalefetin iktidar olduğunda yapacakları konusunda verdiği sözlerde sürekli sınıfta kaldığı, dediğinin tam tersini yaptığı bir düzende,  yalanlar ve palavralar konusunda yeterince tecrübe edinmiş halk nazarında hiçbir inandırıcılığı yoktur.

Kaldı ki, Meclis açılana kadar  ve öncesinde de UBP-DP iktidarı birçok konuda hata üstüne hata yapmıştır, CTP ise tatil havasında gidişatı seyretmiştir, halk ise artık iktidarın hatalarına değil, özellikle CTP’nin ve diğer muhalefetin sessizliğine ve duyarsızlığına isyan etmeye başlamıştır…

Tufan Erhürman ne kadar iyi niyetli ve eleştirilerinde haklı olursa olsun, arkasından gelen kötü mirasın bağladığı ayağı yüzünden yapabileceği çok da birşey yoktur, zaten son bir senede parti içinde altı da giderek boşalmıştır, belki de bunun bile farkında değildir…

İnandırıcılığını kaybeden CTP’nin yarattığı boşluğu fırsat bilen HP’nin başındaki zat ise kendine zarar vermeyecek konuları cımbızla seçerek, populizm ve ve laf ebeliği yaparak sosyal medya üzerinden atışlar yapmakta, fırsattan istifade puan toplamaya çalışmaktadır.

Bu arada, aklıma gelmişken!!!

Nüfusunu bilmediğimiz, sorma gir hanından farksız olan KKTC’deki TC’li seçmen sayısı da 100 bini geçmiş diyor, TC’nin KKTC’den sorumlu bakanı!

Yani, bildiğimiz seçmen rakamlarına göre TC’li seçmen sayısı sadece KKTC’li olan seçmen sayısını geçmiş!

Bunlara bir de öğrenci, asker, işçi ve aileleri gibi geçici statüde olan TC vatandaşlarını eklersek, KKTC’deki TC’li seçmen sayısı kritik bir seçimde dengeleri ve kaderi belirleyecek kadar etkili olacak kadar ciddi bir sayıya ulaşmış demektir.

CTP ve HP’nin başındaki muhterem “hocaların” bu konuda da bir diyeceği var mı acaba!!!

Yoksa, alışılageldik bir şekilde, “aman Ankara’yı ürkütmeyelim, iktidara gelirsek ihtiyacımız olacak, sinelim de gülle geçsin, işin kolayına kaçalım, orta sahada top çevirip mevcut iktidarın hatalarından kendimize puan toplamaya bakalım” modunda devam mı edecekler!!!

Hazır orta sahada top çevirme meraklısıyken HP başkanının ve milliyetçilik palavrası sallamada mangalda kül bırakmayanların TC millilerinin Rum millilerinden futbolda geçen gün yediği dayak hakkındaki yorumlarını da “kindly” duymak isterim…

Kıbrıs konusunda tek marifetleri pot üstüne pot kırma şampiyonluğu ve Rumlardan futbolda ve sair spor aktivitelerinde dayak yeme alışkanlığı olan TC’nin iktidarına gelince, Rumların arkasında kapı gibi duran AB, ABD, Rusya ve bunların kuyruğuna takılmış olan BM yakında çıkar da hep bir ağızdan size “kusura bakmayın, ama Kıbrıs’ın kuzeyi işgaliniz altındadır, bunu da kendi ağzınızla itiraf ediyorsunuz, bu iş için de dünyanın hiçbir yerinde görülmedik bir uygulamayla bir “devletten sorumlu” bir de bakan atıyorsunuz  ve böylece aleni şekilde kendi başınıza çorap örüyorsunuz, bunun bedelinid devamını da ödemeye hazır ve razı olun…” derse ve külliyetli miktarda ve şekilde siyasi ve ekonomik ambargolar Türkiye’yi vurmaya başlarsa ağzınızı sakın ayaza açmayın…

Ha, “durun, haklısınız, bu haliyle KKTC’den sorumlu bir bakana gerek yok, bir muhtar ya da Dışişleri Bakanlığı’nda basit bir müdür da fazlasıyla yeter…” derseniz, o zaman iş başka!!!

Daha bir asrı bulmayan bir süre önce külleri bile yedi düveli dize getiren, ağzını açtığında dünyannın susup saygıyla dinlediği bir millet, bir devlet bu hallere nasıl geldi…Nasıl geldi!!!

FETÖ’dür FETÖ!!!...Ya da trafoya giren ve milletin beynine kısa devre yaptıran kedidir, kedi…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.