KIBRISLI TÜRKLERİN MÜSLÜMANLIĞI
Oshan SABIRLI
06 Ekim 2014 Pazartesi 18:03
Çok dini bütün birisi olduğum söylenemez. Özellikle yurt dışında olduğum dönemlerde soranlara Müslüman olduğumu hep söylerim. Üstelik dinimle de hiç gocunmam. Oysa dini vecibelerimi yerine getirme konusunda da büyük eksikliklerim olduğu gerçeğini göz ardı etmemeli. İslamiyet’in şartı beştir derler. Ben’de ne namaz var, ne hacca gitmek, ne de oruç tutmak. Bakıldığında ülkemdeki diğer Kıbrıslı Türkler gibiyim işte. Beş şartın iki tanesi ise Kelime-i şahadet ve zekat ise kendimce beni Müslüman yapan öğeler. Sözlük anlamıyla zekat; temizlik, artmak, bereketli olmak, iyi ve düzgün olmak anlamında kullanıyor. Dini anlamıyla ise; nisap miktarı zenginliğe sahip olan Müslümaların Allah'ın hakkı olanlara verilmesini emrettiği belli miktarda malı vermesidir. Veren kimseyi cimrilik kirlerinden ve günahlardan temizlediği ve malında berekete vesile olduğu için, kelime anlamı ile dini anlamı arasında bir bağ kurulabilir. Dedim ya kendimce Müslüman’ım. Çok zengin olmasam da, fakir olmadığım bir gerçek. Yani diğer Kıbrıslı Türkler gibiyim işte. Zaman zaman yaptığım bağışlarım var, ancak yaptığım bağışlardan çok daha fazla borcum olduğu da bir diğer gerçeğim. Son 2 yılı düşündüğümde, camiye gittiğim sayının çok üzerinde kilisede bulundum. Yurtdışına yaptığım turistik gezileri de işin içine katacak olursak, turistik gezilerin birçoğunda durak noktamız kiliseler oldu. Hıristiyanların hacı olduğu Vatikan’a bile ziyaret gerçekleştirdim. Buralarda dua ettiğim ise söylenemez. Ülkede en son ne zaman camiye gittin diye soracak olsalar, laf aramızda ne Cuma namazının, ne de bayram namazının yolunu bilmem. Hatta çocukken öğrendiğim duaların, kaç rekatlık namazda, hangi sıra ile okunacağını hatırlamıyorum. Kıbrıslı Türküm işte, sokakta gördüğünüz diğerleri gibi biriyim. Cenaze namazlarında ben de saf tutarım. Günah işlemenin kötü olduğunu bilirim. Bu nedenledir ki utanırım, kızarırım, çekinirim. Allah inancımız vardır. Kimse Allah inancımda aracım değildir. Allaha sığınmak için Arapça dualara, süslü minberlere, hatta şerefelere de ihtiyacım yoktur. Din adamlarına saygısızlığımız, kötü bir sözümüz, inançsızlığımız da yoktur. Ama yobazlığa, gericiliğe, radikalliğe de geçit vermeyiz yani. Bayram dendi mi, özellikle Ramazan ayı geldi mi din üzerine uzun uzun konuşur, Kıbrıs Türk insanının yaşamı, gelenekleri ve modern oluşu üzerine yorumlar yaparız. Bir ay boyunca oruç tutmasak da o heyecanı, saygıyı ve sevgiyi gösteririz din kardeşlerimize. Günün sonunda herkesin Cenneti de, Cehennemi de kendine. Kıldan ince, kılıçtan keskin çizgide yol alırken vereceğimiz hesaplarda da biliriz dinin önemini ve insanlığın gereklerini. Bayramın 2’nci gününü geride bıraktık. Din üzerine yazma gereği hissettim bugün. Bugün Kıbrıslı Türklerin Müslümanlığı’nı kaleme aldım. Bir kez daha bayramınız kutlu olsun…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.