23 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa17°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt15°C
  • İskele17°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara8°C

KIBRISLI TÜRKLERDE MİZAHIN YERİ

Hatice İNTAÇ

03 Mart 2021 Çarşamba 08:00

İnsanoğlu tuhaf bir varlık… Olaylar karşısındaki tepkileri farklı farklı… Bazen iyi bir şey yapıyorsun takdir edileceğine tepkiyle karşılanıyorsun. Kötü bir eylemde de hoşnutsuzluk yerine tebrik alıyorsun. Herkesin nabzına göre şerbet vermek zor iş.. Aşk olsun ikisinin arasını bulup dengeyi kurabilene…

Tarihin her döneminde kayırılan ve haksızlığa uğrayan insanlar olmuştur. Bazılarının kısıtlı yetenekleri abartılıp baş tacı yapılırken ve bütün olanaklar onlar için seferber edilirken gerçek yeteneklere sahip olanlar da, şımartılan bu insanların iş bilmezliklerinin, yetenek yoksunluklarının ve komplekslerinin yarattığı çileleri çekmek zorunda kalıyor; bu da yetmezmiş gibi yapmak istedikleri olumlu işler de bu hazımsız insanlar tarafından engellerle karşılanıyor. Bütün dünyada eskiden beri bu adaletsizlik olmasına rağmen günümüzde bunun dozu iyice kaçmış; insanları birbirine düşürecek boyutlara varmıştır. Hele herkesin birbirini tanıdığı küçük ülkelerde…  Bizim küçücük ülkemizdeki durum hepsinden de beter... Eğer bu güne kadar bir arpa boyu yol kat edememiş, aksine hep geri saymışsak bunun en büyük sebebi de budur. Yine de çok şükür yaşanan haksızlık ve düzensizlikleri tolere edecek yapıda bir toplumuz. İçinde yaşadığımız bu kritik salgın zamanında bile bunu başarabiliyor ve yaşadığımız olumsuzlukları mizaha büründürerek hayatı yaşanır hale getirebiliyoruz.

 Kıbrıs bir Akdeniz ülkesi ve ada olma niteliklerinden dolayı iklimi gibi insanı da ılımlı ve sıcaktır. Yaşadığı yerin bu özelliklerinden dolayı içinde bulunduğu sıkıntılı durumlardan kurtulmanın; moral bulmanın ve vermenin yollarını her zaman bulacak bir meziyeti vardır. Bu da onun mizah yeteneğidir. Kıbrıs insanı duygu ve düşüncelerini paylaşmaktan hoşlanır ve en kötü durumlarda bile moral değerlerini bu yeteneği ile korur. Adada eskiden beri mizahı yaşam tarzı edinmiş değerli insanlarımız olduğu gibi; günümüzde de bu özelliği onlardan miras almış;   hayatı renklendirmeyi başarabilen, nüktedan, hazırcevap, fıkra üreticisi birçok insanımız vardır. Kıbrıs Türklerinin sosyal hayatı incelendiğinde mizahın geçmişten gelen uzun soluklu bir kültürel birikimin sonucu olarak ortaya çıktığı ve günümüze kadar uzandığı görülür. İğnelemeler, taşlamalar, ağır eleştiriler, tenkit, ironi, abartma mizahın en önemli unsurlarındandır ve doğaldır ki ince ve kıvrak zekânın bir ürünü olarak mizah anlayışı Kıbrıs Türklerinin hayatının vazgeçilmez unsurlarından birisi haline gelmiştir.

Hoşgörü ve eğlenme temeline dayalı olduğu kadar, kültür yaşamının da önemli bir parçası olan mizaha, toplumun siyasi, ekonomik, toplumsal, cinsel ve kültürel baskılarıyla alay ederek, onları hafife almayı hedef güden bir anlatım tarzı; toplumsal duyarlılığın bir dışa vuruş biçimidir de denebilir. Gerek hayatta gerekse sanat ve edebiyatta kullanımı itibarıyla yaşanan gerçekliğe farklı bir bakış açısıyla bakabilen, sorgularken gülümseten, gülümsetirken düşündüren, düşündürürken farklı noktalara dikkatleri çekebilen ve daha çok zayıfın güçlüye, mevcut yapıya karşı muhalif bir duruş sergileyen, gerçeğin öteki yanıyla da yüzleşmesini hedefleyen, kişisel ve toplumsal konuları kendine has yaklaşımlarla değerlendiren bir anlatım biçimidir Mizah..  İnsanla toplum arasındaki düşünce farklarından; yönetenle yönetilenler arasındaki çatışmalardan doğan mizahın malzemesi, büyük ölçüde insandır. Mizahı üretenlerse; yaşanan olaylardan yola çıkarak bugünü doğrudan veya dolaylı olarak;  bazen komik, bazen sorgulayıcı ve bazen de acımasızca ortaya koyan halk filozoflarıdır.

Kıbrıs adasının eskiden beri bir sorunlar yumağı olduğu bilinen bir gerçekliktir ve bu durum da Kıbrıs Türklerini olaylara farklı pencerelerden bakabilme ve moral değerleri en üst seviyede tutabilme yönünde geliştirmiştir. Bu anlamda öne çıkan ve Kıbrıs Türk folklorunun unutulmaz simaları arasına giren şahsiyetlerinden birisi de nükteleri, kendine has hazırcevaplığı, deyişleri ve dilden dile aktarılan hikâyeleriyle insanları sadece güldürmekle yetinmeyen, bazen kızdırsa ve sinirlendirse de onları düşünmeye sevk eden Hasan Molla Osman’dır. İnce ve kıvrak zekâsını hazırcevaplığı ve nüktedanlığıyla birleştiren Hasan Molla Osman, 1903–1975 yılları arasına sığan 72 yıllık hayatında farklı kişiliği, hazır cevaplığı, ince ve kıvrak zekâsı, dobra dobra konuşması ve açık sözlülüğü ile kendisinden söz ettiren ve bugün bile hatırlanan bir şahsiyet olmuştur.

 Onun kişiliğini, şiir, fıkra, hikâye, nükte ve deyişlerini  kaleme alarak ona olan saygımı ve vefamı yerine getirmek bir yana; unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş bu değerlerimizi ve onların Kıbrıs kültürüne olan katkılarını eskilere hatırlatmak yeni nesillere de tanıtmak sanırım boynumun borcudur.

( Haftaya devam edecek)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.