29 Mart 2024
  • Lefkoşa19°C
  • Mağusa20°C
  • Girne20°C
  • Güzelyurt19°C
  • İskele20°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara14°C

"KIBRIS SORUNU BUZDOLABINA KONDU"

Rum basını: Türkiye Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere yapılmasını istemiyor

"Kıbrıs Sorunu Buzdolabına kondu"

08 Aralık 2019 Pazar 17:46

Rum basınında yer alan bir haberde “Kıbrıs sorununun ikinci bir duyuruya kadar buzdolabına girdiği ve artık şu an için doğrudan bir öncelik teşkil etmediği” öne sürüldü.

Haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis başkanlığında geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan Ulusal Konsey toplantısına ve siyasi parti başkanlarının toplantıdan herhangi bir açıklama yapmadan ayrılmalarına yer veren gazete, “elde ettiği” bilgilere göre, Rum siyasi liderliğinin toplantıda, BM Genel Sekreteri ile liderler arasında Berlin’de yapılan görüşme konusunda, geçtiğimiz Çarşamba gününe kadar bildiklerinden fazlasını duymadıklarına işaret etti.

Kıbrıs sorununun en azından önümüzdeki Mayıs ayına kadar buzdolabına girdiğinin resmi bir şekilde teyit edildiği iddiasında da bulunan gazete, bunun çok iyi bilindiğini, çeşitli taraflarca bunun defalarca yazıldığını aynı zamanda bunun tüm basın yayın araçları tarafından da yazılıp söylediğine atıfta bulundu.

“Elindeki bilgilere” dayanarak, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Ulusal Konsey toplantısında, Kıbrıs sorunundaki olguları bugün olduğu gibi ve herkes için oldukça net olan şekilde kayda geçirdiğini de yazan gazete, kısaca şöyle devam etti;

 “1. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri, iki liderle Berlin’de gerçekleştirdiği görüşmede, bunu çok net bir şekilde ortaya koydu: Türkiye yakın zamanda Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere yapılmasını istemiyor.

2. İşgal altındaki bölgelerdeki seçimlere kadar, gayri resmi bir beş taraflı görüşmeye yol açacak olan yeni girişimlerin öngörülmediği ve başlatılamayacağı, (Kıbrıs’ta ve BM’de) herkes tarafından yaygın bir şekilde kabul edilmektedir.

3. Türkiye işgal altındaki bölgelerdeki seçimlerin haricinde, İngiltere’deki gelişmeler ve Brexit’e de atıfta bulunuyor. Türkiye’nin bazı şeyleri daha ileriye itmek için çeşitli gelişmeleri kullandığı açıktır. Bu yüzden ileriki aşamada ABD’deki seçimlere atıfta bulunmasının, kimseye garip görünmemesi gerekir.”

Gazete, bir noktada, gayri resmi bir beş taraflı görüşmede, müzakere masasına oturmaya çağrılacak olan Kıbrıs sorunundaki beş müdahil tarafın tezlerinin de kayda geçirilmesi gerektiğini belirttiği haberine kısaca şöyle devam etti;

 “Kıbrıs Rum tarafı: Kıbrıs Rum kesiminin, gerek Berlin görüşmesinin öncesinde gerek de sonrasında ifade edilen resmi tezi, Kıbrıs’la ilgili yeni bir konferansa dahi gitmeye hazır olduğu şeklindedir. Olumlu bir sonuca sahip olması için, yeni bir konferanstan önce doğru bir hazırlık olması gerektiğini savunuyor. Mevcut durum, Türk tarafının siyasi eşitlik konularındaki taleplerine boyun eğmesi konusunda kısa zaman öncesine kadar uğradığı baskıları ortadan kaldırdı. Önümüzdeki dönemde müzakerelerin yeniden başlaması için inisiyatifler üstlenilmesi zor olarak addediliyor, ancak kendisine müzakerelere hazır olduğuna dair iletişim oyunu oynaması fırsatı sunuluyor.

Kıbrıs Türk tarafı: Mustafa Akıncı, en azından gayri resmi beş taraflı görüşme olan, bir sonraki aşamaya kadar gitmek istediğini gösterdi ve buna dair mesajlar gönderdi. Yani, tarafların süreci canlı tutmaya devam etmesinden bahsediliyor. Bu realitenin dışında değildir, ancak ortaya bir sonuç çıkması beklenmiyor. Süreç gayri resmi beş taraflı görüşme yapılana kadar canlı tutulacak. Nisan ayındaki seçimler Kıbrıs sorununun bundan sonrası için belirleyicidir. Ve bu yalnızca, bir sonraki Kıbrıs Türk liderinin kim olacağıyla değil, Türk tarafının hangi tezi izleyeceğiyle de ilgilidir.

Türkiye: CransMontana ve sonrasında Kıbrıs sorunundaki yol haritasını belirliyor. Bütün atılan adımlar ve gelişmeler süreci Mevlüt Çavuşoğlu’nun ortaya koyduğu zaman takvimleri aynı zamanda Türkiye’nin hedef ve istekleri temelindedir. Bu taktik, Türkiye’nin rolünün ne kadar önemli olduğunu ve gelişmeleri ne derece etkilediğinin BM’de dahi anlaşılmasını sağlamıştır. Guterres’in Türkiye’nin müzakerelerin devam etmesini istemediğini kabul etmesi, herkesin gerçekleri anladığının açık örneğidir. Dolayısıyla, Kıbrıs sorunundaki esaslı gelişmelerin, Türkiye’nin şu anda gelişmeler olmasının kendisinin menfaatine olduğunu değerlendirdiği sürece gerçekleşmesi beklenmelidir. Türkiye’nin öncelikleri bu dönem farklıdır ve geniş bir çerçevede hareket etmektedir. Türkiye’nin hareketlerinin geniş çapta Kıbrıs sorununa da yansıması vardır, çünkü Ankara’nın hedeflerinden bir tanesi de geniş çaplı bir ‘al-ver’ için tüm konuları (müzakereler, enerji vs) aynı masaya götürmektir.

İngiltere: İngiltere’nin öncelikleri şu an başkadır. Bu önümüzdeki Perşembe günü yapılacak olan seçim ve İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkmasıyla ilgili büyük meseledir. Mantık, İngiltere’nin Kıbrıs sorunu gibi başka konularla uğraşacak zamanı olmadığını söylüyor. İngilizlerin Kıbrıs sorunundaki gayri resmi bir beşli konferansı ne istedikleri, ne de buna zamanları olmadığına dair Türk yaklaşımı dolayısıyla, Lefkoşa –edinilen bilgilere göre- bu konuda yanıtlar istemek için Londra’ya başvurdu. Lefkoşa’nın aldığı yanıt, İngilizlerin, Kıbrıs sorunuyla ilgili gayri resmi beşli bir konferansa gitme konusunda problemleri olmadığı, aynı zamanda ülke içindeki gelişmeleri buna engel olarak görmedikleri şeklindedir.

Yunanistan: Kiriakos Miçotakis hükümeti, erkenden beş taraflı bir konferansa sürüklenmek istemediği mesajını gönderdi. İlk aşamalarda bu bir abartı veya bazı olumsuz mesajlar gönderilmesi çabası olarak görülse de, zamanın geçmesiyle birlikte Atina’nın Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak CransMontana tipinde bir konferansa dahil olma konusundaki isteksizliği teyit edildi. Bu Atina’nın Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgilenmediği anlamına gelmemektedir. Bu Yunanistan’daki yeni hükümetin gündemindeki bir dizi meseleyi çözme çabasından kaynaklanmaktadır. Yunanistan’ı ilgilendiren ve dış politikasını da etkileyen esas problem mülteci meseledir. Yunanistan Ankara’nın elinde güçlü bir silah tuttuğunu biliyor ve Türkiye’yle çok fazla açık cephesi olmasını istemiyor. Kıbrıs sorunundaki destekleyici bir şekilde hareket etmeye devam edecek ve beş taraflı görüşme zamanı da geldiğinde, buna uygun hareket edecek.”

LUTE’LA İSTİŞARELER

Haberde, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs için atadığı geçici özel danışman Jane Holl Lute’un, liderlerin BM Genel Sekreteriyle Berlin’de yaptıkları görüşmenin ardından, temasların bahara kadar nasıl devam edeceğinin belirlenmesi için iki tarafla istişarelerini sürdürdüğü de belirtildi.

Şu ana kadar Lute’un adaya yeniden gelişine dair herhangi bir mesaj bulunmadığını yazan gazete, Berlin’deki üçlü görüşmeden bu yana geçen iki hafta içerisinde de yeni bir şey ortaya çıkmadığını kaydetti.

Gazete, Kıbrıs’taki BM Barış Gücünün (UNFICYP) görev süresinin uzatılması ışığında, önümüzdeki Ocak ayında yine Kıbrıs sorunuyla ilgili genel bir tartışmanın açılacağını da ekledi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA