KATİLLER MECLİSTE
Oshan SABIRLI
19 Mart 2016 Cumartesi 08:10
Hep söylerim benden siyasetçi olmaz diye.
Çünkü siyaset yapmanın ruhu bile benim psikolojimi bozar düşüncesindeyim.
“Dün dündür” edebiyatın hayatımın hiçbir döneminde yaşam felsefem olamadı. Hal böyle olunca siyasetteki dalgalanmalara, entrikalara, yalan dolana da prim vermedim.
Ülkenin başbakanı çıkıp yaptığı transferler ile seçimde aldığı sonucun daha iyi bir aşamaya geldiğini söyleyebilir bu topraklarda. İrsen Küçük ile bunu yaşadık ve Küçük partisini çalma vekiller ile büyüttüğünü iddia etti.
E ne oldu?
Sandığa gömüldü.
Öte yandan bir gecede parti genel sekreterinin yani 2. Adam olan vekil istifa edip yeni bir parti kurduğu ve bu bir koalisyon hükümetine dönüştüğü. ÖRP ile Kıbrıs Türk siyasal yaşamı kocaman bir çatlağı aldı bu ülkede.
Ne oldu ?
Turgay Avcı’da sandığa gömüldü.
Transferler içinde, rüşvet aldığını ve bunu bir şov ile aslında kamuoyuna paylaşmak adına aldığını bile meclis kürsüsünden söyledi vekil. Aldığı rüşveti kürsüden salladı ve paranın eksiliğini çünkü Wiski ve çikolata da aldığını anlattı Ejder Arslanbaba.
Ne oldu?
O da sandığa gömüldü.
***
Demokrat Parti 12 vekil ile yola koyuldu. Dün itibarı ile batır patır dökülen vekiller ile sayı 6’ya düştü.
Şimdi bana kimse idealizm, görüş farkı vs demesin.
Elbette partilerden ayrılmak mümkündür.
Fikirlerinize ters düşer ve ayrılırsınız.
Bu ülkede çocuk oyuncağına dönen evlenme ve boşanmalar gibi parti ayrılıkları var.
Serdar Denktaş ve partisi hep yanlış seçimler mi yaptı yoksa Serdar Denktaş’ta yanlış bir şeyler mi var diye sorgulamak zamanı.
***
Siyasete inancımın giderek düştüğü bir dönemi yaşıyorum.
Sandığa gitmeyen, oy kullanmayan insanları bu güne kadar hep eleştirdim. Vatandaşın siyasi hatalara kızabilmesi için oy kullanması gerektiğine inananlardandım.
Ama o da bitti.
Oy kullanmaya değer birisini bulmuyorsanız oy pusulasında, karma oy kullanacaksanız dahi çıkacak vekil sayısının yarısını (mecburi olandır) dahi çıkaramıyorsanız, verilen vaatler ile yapılanlar arası tutarsızlık büyüyorsa o ülke batmaya mahkum değil de nedir?
Kıbrıs Türk siyaseti ölmüştür. Üstelik katiller mecliste duruyor.
Ülkemde siyaseti katledenler zaman zaman sandığa gömülse de aktörler bir birini taklit ediyor.
Eski siyaset katillerinin yerine yenileri geliyor.
Bir daha… bir daha… bir daha…
*****
HAFTANIN KAHRAMANI
Ertuğrul Hasipoğlu Sağlık Bakanı olduğu dönemde çok eleştirilmişti. Aslında o kral çıplak demişti. Hasipoğlı “Hiç unutmam biri gece kulüplerini açtı, onu söyleyeyim, beni bağışlasın. Ana muhalefetten bir arkadaş her oturumda çıkar, ‘Lefkoşa’dan Güzelyurt’a kadar fabrikaları dizdiniz’ der, gece kulüpleri fabrika... Allah ne büyük Allah... Döndü o bakan oldu. Gittim ‘Kapattın mı o fabrikaları?’ dedim. ‘Neyi kapatacaksın yahu’ dedi, ‘40 bin asker, 40 bin de öğrenci var beni mi halletsinler.’ Yani böyle gülünç durumlara düşmeyin ” ifadelerini kullanmıştı. Hasipoğlu şimdi ise bir kez daha Kral Çıplak dercesine CTP’li vekilleri eleştirerek “erkeksen çıkar dersin ki ben muhalefette iken verdiğim sözü tutuyorum ve gece kulüplerini kapatıyorum. Bende bunun üzerine sizi alkışlayım” diyerek, muhalefetteyken söylenen sözlerin iktidara gelince unutulmaması gerektiğini dile getirdi.
*****
NİKO’YA MEKTUP
Sevgili Niko, uzun zamandır karşılaşamadık.
Sana bu mektup ile seslenmeye karar verdim Kıbrıs’ın kuzeyinde Annan Planı’ndan bu yana siyasal görüşlerimiz yakın olmasa da senin çözümü getirebilecek bir lider olduğunu düşündüm.
Niko, dostun Mustafa ile yaptığın müzakerelere de inanmak istedim. Ancak benim keyfim şu sıralar kaçmış durumda.
Açıkçası bizim yol arkadaşımız diye nitelendirdiğim Mustafa Abi’ye de güvenim yavaş yavaş zedeleniyor. Bunda senin rolün büyük. Bir kez daha kandırıldığımı hissediyorum.
Üstelik hem sen, hem de onun tarafından.
Gerçi en son ziyaretine geldiğimde “umarız daha sık görüşürüz, hedefimiz bu” demiştin.
Olmadı, araya uzun zaman girdi ve görüşemedik.
Bu arada son kez ziyaretine geldiğimde davet etmene karşın, XRAY’den bir terörist gibi geçmeme aldırmamıştım ama bir su bile vermemene çok içerlemiştim onu da aklıma gelmişken belirteyim.
Değerli Niko, bu topraklarda ne acıdır ki sana da inanmak isteyen birçok insan var. Oysa çözüme inananların bir bir azaldığını düşünüyoruz. Eski Akıncı’da artık yok piyasada.
Onun da işi gücü müzakere oldu. Sokağa çıkmaz, eski dostları ile görüşmez oldu.
Hatta kendi adamlarında bile bir dalgınlık, bir telaş var.
Onu da Denktaşlatırdın be Niko.
O kızacak bana ama o bile Denktaşlaştı.
Neyse lafı uzatmadan, bir acı Oza’mızı içmeye bekleriz….
*****
GÜNÜN RESMİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.