26 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa9°C
  • Girne13°C
  • Güzelyurt9°C
  • İskele9°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

“KAPALI MARAŞ’IN AÇILMASI KONUSUNDA KARARLIYIM”

“Kapalı Maraş’ın Açılması Konusunda Kararlıyım”

20 Ocak 2015 Salı 11:25

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’ni ziyaret etti.

“Çözümü Başka Yerde Ya Da Başkalarında Aramayalım”

“Kapalı Maraş’ın Açılması Konusunda Kararlıyım”

“Kapalı Maraş Adımı Ekonomiye Olumlu Yansıyacak”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’ni ziyaret eden Özersay, ‘’Kapalı Maraş’’ ile ilgili düşüncelerini ortaya koyarak, “özelde Mağusa’nın daha genelde ise KKTC ekonomisinin canlanmasına katkı yapacak bir adım atmakta kararlıyım. Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk idaresinde eski mal sahiplerine açılması bugün var olan bu durağanlığın kırılmasına neden olabilecektir. Cumhurbaşkanı olmam durumunda bu konuda Kıbrıs Rum yönetimini aradan çıkarıp Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlara hitap eden bir açılım yapabilirsek bundan önemli ve olumlu bir sonuç alınabilir’’ dedi.

Birlik Başkanı Cafer Gürcafer ve Birlik yönetim kurulu üyeleriyle bir araya gelen Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay,  “Ara bölgede ve yurt dışında yıllarca Kıbrıslı Rumlar ile bir ortaklık kurma mücadelesinde haklarımızı alalım diye  kavga verirken bu hakların içini devletimizin bu haliyle dolduramayacağımızı gören birisi olarak hukuk devletinin yaratılması, yanlışların denetlenmesi ve devletin devlet gibi çalışmasının sağlanması için Cumhurbaşkanlığı’na aday oldum. Bugünkü halimizle çözümde de çözümsüzlükte de çok ciddi sıkıntılar bizi bekliyor. Çözümü başka yerde ya da başkalarında aramak hata olur, çözüm buradadır, Kıbrıs Türkünün kendi kendini bir an önce olması gerektiği gibi yönetmeye başlamasındadır’’ dedi.

Özersay, aday olduktan sonra sürekli gündeme getirmesi üzerine toplumun bazı kesimlerinin ve bazı adayların geç de olsa yavaş yavaş Cumhurbaşkanı’na düşen görev ve anayasal yetkileri fark etmeye başlıyor olduklarını gözlemlediğini belirterek, “bu ülkede sakız çiğnerken merdiven ayağı çıkabiliriz. Cumhurbaşkanı olarak bir yandan müzakereleri ve dış temsiliyeti en iyi şekilde yerine getirirken diğer yandan da ülkenin içinde haksızlık ve particiliğe son verilmesinin önünü açabilirim. Bu ülkeyi seven herkes artık birlik halinde adam kayırmacılığa ve partizanlığa karşı çıkmalıdır” dedi.

Özersay, ‘’Bugüne kadar cumhurbaşkanı sadece müzakereleri yürütmekten sorumlu kişi olarak görülüyordu. Kurumlarınız olması gerektiği gibi çalışmıyorsa o masada zayıfsınız demektir. Kapsamlı bir çözüm sonucunda aldığınız hakların havada kalmaması ve hayata geçirilebilmesi için kurumlarınızın iyi çalışması gerekir. Bu toplumunda temiz siyaset talebinin en üst noktada olması gerekir ki gerçekten çalışan bir çözüm antlaşması olsun. Her durumda hangi seçenek olursa olsun elimizdeki sahip olduğumuz kurumları iyi çalıştırmamız gerekir’’ diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı adaylığını gündeme getirirken esas hareket noktasının bu olduğunu belirten bağımsız aday Özersay, cumhurbaşkanının anayasal yetkilerinden bahsederek birçok noktaya vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı kendi insanımızın, üreticimizin ya da belli bir kesimin dışlandığı bir model ortaya çıkıyorsa Türkiye ile ilişkilerde tavrını koyması gerektiğine vurgu yapan Özersay, uluslararası hukuka göre devlet başkanlığı yapan kişinin herhangi bir yetki belgesine ihtiyaç duyulmaksızın Türkiye veya bir başka devlet ile uluslararası antlaşma müzakeresi yapabileceğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı; ülke menfaatine ters ya da belli bazı kesimlerin devre dışı kalmasına neden olacak bir şey olduğunu gözlemlerse uygun bulma yasası kendisine gelmeden önce bunu bakanlar kuruluna gidip,gündeme getirebileceğini belirten Özersay,  Cumhurbaşkanının devletin başı olduğunu ve bu taleplerle halkın sesi olması gerektiğini söyledi.

Sadece belli bir sektörün değil, toplumun tüm kesimlerinin olumsuz etkilendiği, içeride hukuk kurallarının çalışması bağlamında da Cumhurbaşkanının yapabileceği şeyler olduğunu belirten Özersay, Cumhurbaşkanlarının pek çok konuda gerek başsavcıyı gerekse Polis Genel Müdürünü arayarak inisiyatif alabildiklerini ancak Toplumun menfaatleri söz konusu olduğunda nedense bu inisiyatiflerin alınmadığını anlattı. Özersay, bugün gelinen noktada en temel ihtiyacın tarafsız bir cumhurbaşkanı olduğunu dile getirdi.

Herhangi bir siyasi parti ile bağlılık hissi duymayacak, duygusallık ilişkisi olmayan bir Cumhurbaşkanı memleketin menfaatini ön planda tutup, anayasal ve yasal yetkilerini kullanıp sonuç alıcı adımlar atabileceğini belirten Özersay, bunları yapabilecek bir cumhurbaşkanının enerjisi, niyeti ve gailesi olması gerektiğini söyledi.

MARAŞ KONUSU

Özersay Kapalı Maraş konusuna da değinerek, önerisini anlattı;

Kıbrıs Türkünün dış ilişkilerinin sadece müzakerelerden ibaret olmaması gerektiğini söyleyen Özersay, Kıbrıs sorunun çözümünün sadece Kıbrıslı Türklere değil başkalarının iradesine de bağlı olduğunu belirtti. Yapıcı ve aktif bir diplomasi uygulamak zorunda olduğumuzun altını çizen bağımsız aday Özersay,‘’eğer Rum tarafı ikna olmuyorsa ve uluslararası toplumun başka bazı duruşları varsa bundan sonuç çıkmayabilir.  Sırf seçim dönemi diye müzakereleri iç siyasetin malzemesi yapmayalım’’ çağrısında bulundu.

Özersay konuşmasına şu sözlerle devam etti;

‘’Harita ve toprak son aşamada müzakere edilir dedik ve uluslararası topluma da bunu kabul ettirdik. Vurguladığımız nokta şuydu: Rum tarafı bunu basına sızdıracak ve bu Türk basınına yansıyarak ekonomik hayat donacaktı. Fakat bugün baktığımız zaman bizim siyasetçilerimiz köy köy, ellerinde harita ile gezerekkorku politikasıyla siyaset yapmaktadırlar. Bu türden bir yaklaşım, ekonomiyi de piyasayı da ciddi anlamda olumsuz yönde etkilemektedir. Bizim yapıcı ve olumlu duruşumuz dış ilişkilerde de başka masalarda da her sektörü olumlu yönde etkileyecektir. Bunu bazı açılımlarla desteklememiz ve içeride bazı adımlar atmamız gerekir.’’

Özersay Kapalı Maraş konusunu da ele alarak Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetiminde açılması gerektiğini söyledi.

Özersay, ‘’Kıbrıs Türk yönetimi altında Kapalı Maraş bölgesinin açılması gerektiğine inanıyorum. Eğer geçmişte on defadan fazla Kıbrıs Rum tarafı ile birtakım önerilerin parçası olarak kapalı Maraş’ı konuşup, anlaşamamışsak ayni Kıbrıs müzakerelerinde olduğu gibi bir biçimde bunu ileriye taşımak başkasının iradesine bağlı olduğunu biliyorsak o zaman çözümü beklemeden bu konuda adım atabilmeliyiz.’’ dedi. Özersay, “başımı belaya sokmayım” anlayışı ile kimsenin bu konuda siyasi liderlik gösteremediğini ancak kendisinin bu konuda adım atmakta kararlı olduğunu vurguladı. Bu bölgede hayatın donmuş olduğunu vurgulayan Özersay,  artık yerleşmiş kalıpların dışında düşünmek zorunda olduğumuzu ve bir takım adımları bizim atmamız gerektiğini belirtti.  Rum tarafı ile bir şeyi müzakere edip sonuç alamıyorsak Kıbrıs Rum yönetimini aradan çıkarıp, Kıbrıs Rum toplumuna hitap eden bir açılım yapabilirsek bundan Kıbrıs Türk halkının da ciddi bir kazanımı olabileceğine dikkat çekti.

Gürcafer: “Temiz Bir Siyasete İhtiyacımız Var”

Bağımsız aday Kudret Özersay’ın ziyaretinden duyduğu mutluluğu dile getiren Müteahhitler Birliği Başkanı Gürcafer Özersay tarafından ortaya konulan görüşlere bütünen katıldığını vurguladıktan sonra ülkede hukuk devleti olması gerektiğini fakat bunun ihlal edildiğini dile getirdi. Devletin verdiği sözü tutmadığını belirten Gürcafer, devlet adamlarının verdiği sözü çok iyi düşünmesi gerektiğinin altını çizdi.

Gürcafer, en baştaki makamların buna uymadığına böylelikle bakanların, belediyelerin, memurların uymadığına dikkati çekti.

Gürcafer, seçimlerin geçmiş seçimlere göre daha farklı yaşandığını belirterek, insanların değer yargılarının değiştiğini söyledi. Seçmenin bireysel çıkarlar yerine  daha toplumsal temelde bakmaya başladığını belirten Gürcafer, ‘KKTC’nin kuruluşundan bugüne kadar toplumsal temelde değerlendirmeyi başarabilseydik bugün bu noktalarda olmazdık’ dedi.

Gürcafer konuşmasına şu sözlerle devam etti; ‘’Ümit ederiz ki toplum istediği değişimi yakalar ve kaybettiğimiz umutlarımız tekrardan yeşerir. Buna ciddi şekilde ihtiyacımız var. Çocuklarımız göç ediyor. Öyle bir noktaya geldik ki çocuklarımız göç etmeyi telaffuz ediyorsa bu bizim için son noktadır. Toplum olarak kırmızı alarm vermemiz gerekir. Erozyon bizi tamamen tüketme noktasına getirdi. Çok ciddi değişime ihtiyaç vardır. Bizim söylediklerimizi siz de daha önceden dile getirdiniz. Toplum olarak temiz bir siyasete ihtiyacımız vardır.’’

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA