23 Nisan 2024
  • Lefkoşa32°C
  • Mağusa31°C
  • Girne27°C
  • Güzelyurt32°C
  • İskele31°C
  • İstanbul23°C
  • Ankara25°C

“KALBİMİZİ SEVİYORUZ” FARKINDALIK ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

“Kalbimizi Seviyoruz” Farkındalık çalışmaları devam ediyor

12 Ağustos 2014 Salı 15:04

Sevgül Maydonozcu Kara:“Telsim, kalp hastalıklarının tedavisinde ilk basamak olan bilinçlendirmede önemli bir adım attı”

Telsim ile Sağlık Bakanlığı arasında Kalp ve Damar Hastalıkları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla başlatılan “Kalbimizi Seviyoruz” temalı çalışmalara doktorlardan da destek geldi.

Kalp sağlığımızı korumamız için yapmamız gerekenler hakkında bilgi veren Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastahanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sevgül Maydonozcu Kara, kalp hastalıklarının birincil düzeyde tedavisinin toplumu bilinçlendirmek ile sağlanabileceğine işaret ederek Telsim’in bu anlamda takdir edilen önemli bir adım attığını belirtti. Kara, kalp hastalıklarını önleyici tedavi ve korumada ilk basamak olan bilinçlendirme ile ilgili yapılan farkındalık çalışmalarından dolayı Telsim’i ve Sağlık Bakanlığı’nı tebrik etti.

Farkındalık çalışmalarının başarıya ulaşacağına inandığını ifade eden Kara, proje sayesinde toplumu oluşturan her bireyin kalp sağlığıyla ilgili özverilerde bulunmaya başlayacağını umut ettiğini dile getirdi.

Hazır gıdalardan ve sağlıksız proteinden uzak durmalıyız

Kalp hastalıklarının en önemli sebebinin hazır gıda tüketmek ve hareketsizlik olduğuna işaret eden Kara, günümüzde ev yemeği tüketiminin azaldığını ve birçok insanın hazır yemekleri hızlı şekilde tükettiğine dikkati çekti. Beslenme alışkanlığının anne karnında başladığına inandığını, “Anne yemeği" nin çok önemli olduğunu ve çocukların küçük yaşlarda fast-food ile tanıştırılmaması gerektiğini belirtti. Kara,

”Çocuklar mutlaka evde pişirilen sebze yemekleri ile beslenmeli” dedi.

Uygun koşullarda beslenmeyen tavuk ve kırmızı et gibi sağlıksız proteinlerden uzak durulması konusunda uyarıda bulunan Kara, omega 3 kullanımını artırmayı ve haftada en az iki defa mümkünse 3 defa balık tüketilmesini tavsiye etti. Sebze yemeklerinin önemine dikkati çeken Kara, ideal bir yemek tabağının içinde sağlıklı beyaz veya kırmızı etle birlikte, salata, haşlanmış sebze yemeği ve lif oranı yüksek bir dilim ekmek bulunması gerektiğini kaydetti. Kara, ideal yemek tabağımıza ceviz içi, çiğ badem, keten tohumu gibi metabolizmayı hızlandırmayı sağlayan tohumları da ilave ederek zengin ve dengeli bir tabak elde edebileceğimizi söyledi. Kara, porsiyonların küçük olması gerektiğinin altına çizerek, “Hiçbir şeyi çok fazla tüketmemeliyiz. Küçük ve sağlıklı öğünlerle beslenmeliyiz” dedi.

Beyaz gıdaları azaltmalı, lif oranı yüksek gıdaları tercih etmeliyiz

Beyaz gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten Kara, ”Tam buğday ürünlerini tercih etmeli, faydalı lifler içeren yulaf karabuğday çavdar gibi karbonhidratları gündelik hayatımıza katmalıyız” dedi. Beyaz pirinç yerine kırmızı veya kahverengi pirinç ile bulguru öneren Kara, beyaz pirinci kilo aldıran bir gıda olması ve kan şekerini dengesizleştirmesi sebebiyle tavsiye etmediğini belirtti.  Kara; tuz, beyaz un, rafine beyaz şeker, beyaz pirinç ve beyaz makarna kullanımının azaltılması gerektiğini belirtti.

Limonata ve benzeri şekerli içecekleri “gizli kalori bombaları” olarak tanımlayan Kara, şekerli içeceklerden mutlaka uzak durulması gerektiğini ve şekersiz kahve ile şekersiz çay tüketme alışkanlığı edinilmesini önerdi.

Kırmızı meyveler ve siyah çikolata kalbe iyi geliyor

Kara, tüketim miktarında aşırıya kaçmamak kaydı ile siyah çikolata ile yaban mersini, frenk üzümü, böğürtlen nar gibi birçok kırmızı meyvenin kalbe iyi geldiğini söyleyerek, bunların tüketilmesini önerdi.

Beyaz ekmek yerine faydalı tohumlar içeren ekmek tüketmeliyiz

Ülkemizdeki su kaynaklarının tuz oranlarının yüksek olduğuna dikkati çeken Kara, çeşitli yöntemlerle arıtılmış suların dahi tuz oranın yüksek olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Tüketicileri, içtikleri suyun Na değerlerine bakmasını öneren Kara, 10 civarındaki Na değerinin kabul edilebilir olduğunun altını çizdi.

Temel sağlık ürünlerinden ekmeğin de beyaz olanının değil; faydalı yağlar ve mineraller içeren tohumlardan yapılanının tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Kara, "Kabak çekirdeği, ay çekirdeği, keten tohumu ve ceviz gibi bitki tohumları çok faydalı yağlar içeriyor ve metabolizmanın düzgün çalışmasını sağlıyor. Bu tohumları içeren tam buğday, çavdar, yulaf unundan yapılan ekmekler tüketmeliyiz” dedi. Kara, bu ekmeklerin içerdikleri mineraller ve vitaminler nedeniyle özellikle diyabetik ve kan şekerini regüle edemeyen hastalar için çok faydalı olduğunu belirtti. Kara, söz konusu ekmeklerin lif oranı yüksek olduğu için kolesterolü düşürmekte de çok faydalı olduğunu söyledi.

Asitli içecekler yerine aromalı su; dondurma yerine donmuş yoğurt tüketmeliyiz

Yaz aylarında sıcaklıkların artmasıyla birlikte sıvı tüketiminin de arttığına dikkati çeken Kara,  bol bol su tüketmemizi önerirken, su içmeyi sevmeyenler için alternatif çözüm önerileri önerdi. Asitli içeceklerin mideye zarar verdiğini ve iştah açtığını belirten Kara, asitli içeceklerden mutlaka uzak durulması gerektiğini kaydetti. Kara, “Asitli içecekler yerine suya çeşitli bitkiler ve buz ilave ederek harika bir tazeleyici olarak kullanabiliriz” dedi.

Kara; zencefil, nane, limon, leymon, tarçın ve karanfil gibi birçok bitkiyle suyu aromalandırılıp tazelik veren bir içecek elde edilebileceğini belirtti. Yeşil çayın da çok faydalı olduğunu ifade eden Kara, buzlu aromalı yeşil çayın günde 2 bardaktan fazla olmamak koşuluyla tüketilebileceği tavsiyesinde bulundu. Yaz mevsiminde dondurma tüketiminin de arttığını kaydeden Kara, dondurma yerine donmuş yoğurt tüketilmesini tavsiye etti.

Su egzersizleri kalbimize iyi geliyor

Bir yılda yaklaşık 5 ay boyunca denizi kullanabilen şanslı bir ülkede yaşadığımızı ifade eden Kara, su sporlarının kalbe çok iyi geldiğini söyledi. “Suyu kullanmak için, yüzme bilmek şart değil, suda yapılabilecek birçok egzersiz var. Bir mayo ve bir çift su ayakkabısı ile mucizeler yaratabilirsiniz” diyen Kara,  “aquatic exercise” olarak bilinen suda aerobik yapılanabileceğini söyledi. Yurt dışında çok popüler olan su egzersizlerinin ülkemizde de yapılmaya başlandığının haberini veren Kara, bu spor sayesinde özellikle hareket kısıtlılığı olan hastaların eklemlerine yük bindirmeden, büyük bir rahatlıkla kilo verebildiğini söyledi.

Kara, hastaların etkili bir şekilde kilo verebilmeleri için spor ile beslenmenin birlikte yapılmasi gerektiğinin önemine vurgu yaptı.

Hareket etmeyi sağlayan aktivitelerden birinin de bisiklet kullanmak olduğunu belirten Kara, ülkemizde bisiklet yollarının yapılması halinde günlük aktivite şansının artacağına ve bunun kalp sağlığına olumlu yansıyacağına dikkati çekti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA