24 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa11°C
  • Girne13°C
  • Güzelyurt8°C
  • İskele11°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara0°C

İSTİFA ANLAMINI MI KAYBETTİ…

Arif Alasya

08 Haziran 2016 Çarşamba 08:15

İstifa kelimesinin anlamı ‘’ görevinden, işinden kendi isteğiyle çekilme, ayrılma.’’ Demektir.
Uygulanma şekli ‘’ işinden, görevinden ayrılmak isteğini bildiren dilekçe.’’ Vermek şeklinde olur.
Bazen bunun uygulaması sözlü da yapılabilir ancak anlamı pek olmaz.
İstifa tek taraflı bir uygulamadır ve herhagi bir kabul veya onay beklemez. Verirsin dilekçeni çekip gidersin. Tabi bir de sorumluluğunuzu bilerek yaparsınız. Eğer sorumlu bir mevkide ve de özellikle akçeli işlerle ilgili bir görevi varsa. Dilekçesinde gerekli soruşturma ve murakabenin da yapılmasını talep etmek durumundadır. Özetle istifa müessesesi tek taraflıdır, herhangi bir onay gerektirmez ancak murakabe ve soruşturmaya açıktır. Bu görevi suiistimal ve zimmet denetimine kapalı değildir. Yani ben her haltı işledim istifa ettim bay bay şeklinde olmaz. Sonuçlarına her halükarda katlanacaksın.
Ben meslek hayatımda bu istifa olayını iki kez yaşadım ve hep denetimimi talep ettim. Bir tanesi çok komik ama bana göre çok acı gerçekleşti. Cypfruvex LTD’deki görevimden istifa ettiğim tarihde sadece konsantre tesisinin müdürü olmama rağmen tüm fabrikalarda (daha önce işletmeler müdürü olduğum için) alet sayımı yapılmış ve teknisyenlerin kullandıkları alet edevatlar eksik çıkmış diye 7 yıllık kıdem tazminatıma UBP’nin yönetim kurulu ve onların uşağı Genel müdür kıdem tazminatıma el koydu ödemedi.Bu istifa olayım UBP’yi o kadar etkilemiş ki hızlarını alamayıp 15 gün sonra öğretmen olan eşimi da görevden aldı.Tam bir UBP gibi ‘’benden olmayana hayat yok’’felsefesi.
Maalesef istifa edip ayrıldım veya istifaya zorlanarak istifa ettirildim. Sonra yolsuzluk ve görevi kötüye kullandığım için yargılanıp mahkum oldum diyebilen biri yok.
Bu ülkede her şey güllük gülistanlık.hak yiyen yolsuzluk yapan görevini kötüye kullanan yok.Üstelik ülkede Sayıştay var Ombustman var ve Hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir ülkede yaşıyoruz.
Meclis rafları yolsuzluk dosyaları ile dolu bir babayiğit meclis başkanı çıkıp bunlardan birisini meclise sevk edememiş ama gelen giden hükümetler hep hesap sormadan bahseder.
Bu güne kadar bir bakan yargılanıp mahkum olmuş,cezasını çektikten sonra saraya danışman olmuş,bir yıl sonra da kendisimi mahkemeye veren partiden milletvekili adayı olmuş.Bir milletvekili da vekillikten istifa etmiş ama vekil kalmak için meclisten istifasının reddini beklemiş.
Birçoğumuz unuttuk veya daha doğmamıştık.İlk büyük yolsuzluk Gümrükte olmuş ve yapan gümrük müdürü yurt dışına kaçmıştır.Gariptir yıllar sonra adaya milli karham gibi dönmüş ve aleyhine hiçbir dava okunmamıştır.
İşte yıllarca gerek hükümetler gerekse kurum ve kuruluşlar hep bozuk bu düzenin yani statükonun devamından yana olmuşlardır.
Son günlerde binlerce üyesi olan bir sendikamız ve onun bankası DEM-YAK ‘da yaşanmıştır. Enteresan olan Yönetim Kurulu başkanı Sendika başkanı, DEM-YAK’ın müdürü da eşinin olması.
Maalesef binlerce üyesi olan bu sendikanın başkanı Bankalar batarken aslan kesilmiş Ancak kendi ve eşinin sorumluluğunda olan finans kuruluşunun yolsuzluğundan kendisini sorumlu tutmaktan kaçmakta ve de istifa etmemek için direnmektedir.
Aklıma gelen en önemli soru acaba bu başkan bu düzeni kuranların savunucusu ve perde gerisindeki finansörü mü? Bu nedenle mi diklenmektedir? Diğer benzerleri gibi o da korunmayı beklemektedir?
Bence hiç bunları düşünme önce kendine olan saygını kaybetme, bak bu kadar büyük bir kitleye rol model oldun. Bir hata yaptın bedelini da ödeyerek rol model olmanın gereğini yap
ÖZ GARDAŞ……….

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.