20 Nisan 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa16°C
  • Girne17°C
  • Güzelyurt13°C
  • İskele16°C
  • İstanbul12°C
  • Ankara11°C

İSRAİL ARAP BAHARI'NIN BAŞARISINDAN RAHATSIZ

İsrail Arap Baharı'nın başarısından rahatsız

21 Şubat 2014 Cuma 12:41

KUDÜS - Halid Zigari "Mescid-i Aksa Muhafızı" lakabıyla bilinen, 1948 Filistin İslami Hareket lideri Raid Salah, "Kudüs'e yaklaşmama şartıyla serbest bırakılma kararını" tanımadığını söyledi. Hutbelerinden birinde "İsrail'e karşı şiddete teşvike yönelik söylemleri olduğu" gerekçesiyle salı günü gözaltına alınan ve sorgusunun ardından "6 ay Kudüs'e yaklaşmama ve 14 bin dolar para cezası ödemesi" şartıyla serbest bırakılan Salah, Mescid-i Aksa meselesindeki son gelişmeleri ve Türkiye'nin "Filistin davası"na desteğini AA muhabirine değerlendirdi. Gözaltına alındıktan sonra "İsrail'e karşı şiddete teşvik suçlaması"yla 3 saat boyunca sorgulandığını aktaran Salah, "Asılsız bir gerekçeyle" yargılanmasına yol açan sözleriyle ilgili şunları kaydetti: "Ben sadece işgalci İsrail makamlarının, 1969'da Mescid-i Aksa'nın yakılmasında rolü olduğunu, İsraillilerin Mescid-i Aksa'ya girme veya orada dua etme hakkı olmadığını söylemiştim. Ayrıca İsrail'in Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah es-Sisi ile işbirliği içinde Arap dünyasını yakmaya çalıştığını ifade ettim."  "Arap Baharı ne demek?" Sorgulama sırasında Mısır hakkında pek çok soruya da muhatap olduğunu ifade eden Salah, "Cuma hutbesi sırasında 'Mısırlı şehidin kanı, Filistinli, Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Burmalı ve Mavi Marmara'daki Türk şehidin kanına karıştı' demiştim. Sorgulama sırasında bu şehitlerle ne kastettiğim soruldu" dedi. "Arap Baharı'nın başarısından ve Mısır'da meşru bir sistemin kurulmasından rahatsız oluyorlar" Salah, sorgulamada, İsraillilerin "Arap Baharı"nın başarısı ve Mısır'da meşru bir sistemin kurulmasıyla ilgilendiklerini ve bundan rahatsız olduklarını fark ettiğini vurgulayarak, "Mescid-i Aksa'ya yürüyüş gününün ne demek olduğu ve benim Filistinlileri neden bu etkinliğe davet ettiğim hakkında sorular yöneltildi" diye konuştu. İsraillilerin ve Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girmelerini ve orada dua etmelerini istememelerinin nedenin de sorulduğunu belirten Salah, "İşgalci İsrail makamlarının yönelttikleri sorular, çok sayıda Yahudinin Mescid-i Aksa'ya girip, dini bayramları adı altında dua edeceklerinin sinyalini veriyordu. Ayrıca El-Halil kentindeki El-İbrahimi Camisi'nin Müslüman ve Yahudiler arasında taksim edilme tecrübesini Mescid-i Aksa'da da uygulamak istiyorlar. Bu bağlamda Yahudilerin Aksa'ya girme haklarının olmadığını teyit etmek için 'Mescid-i Aksa'ya yürüyüş günü' büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu. "İsrail’in Aksa’daki varlığı geçici" Çarşamba akşamı gerçekleşen "Mescid-i Aksa’ya yürüyüş gününü" çok başarılı ve yerinde bulduğunu ifade eden Salah, yürüyüşün İsrail istihbaratının aynı akşam Mescid-i Aksa'ya yapmayı planladığı büyük baskınların önüne geçtiğini savundu. Yürüyüşün aynı şekilde İsrail İmar Bakanı Uri Ariel’in bir grup yerleşimciyle beraber yaptığı "Baskın"ı da boşa çıkardığını ve kendi ifadelerini doğruladığını dile getiren Salah, şunları söyledi:  "Bakan gece korkarak bir hırsız gibi kendisine ait olmayan ve girmesi meşru olmayan bir mekana (Mescid-i Aksa) girdi. Mescid-i Aksa'ya girerken kendisi koruması için yüzlerce işgalci İsrail emniyet mensubuna ihtiyaç duydu ve buradan yıldırım hızıyla çıktı. Bakan'ın buraya girişi işgalci İsrail'in Mescid-i Aksa'daki varlığının geçersiz ve geçici olduğunu gösteriyor. Bu durum inşallah yakında son bulacak."  "Keşke bütün Arap liderler, Türkiye’nin oynadığı rolü örnek alsa” Türkiye'nin "Filistin davası"ndaki tutumunu değerlendiren Salah, bundan övgüyle bahsetti. Bu konudaki düşüncelerini dile getiren Raid Salah, şunları kaydetti: "Keşke bütün Arap liderler, Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya destek olmak için Türkiye’nin oynadığı rolü örnek alsa. Keşke Arap halklarının çabaları davamızın başarıya ulaşması için Türk halkının çabalarıyla birleşse. Hiçbir akıl sahibi, nasıl öğle vakti güneş ışığını inkar edemezse, Türkiye'nin mübarek Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya olan desteğini inkar edemez. İşgalci İsrail'in, Kudüs'ü Yahudileştirme veya Mescid-i Aksa'da asılsız Süleyman Heykeli’ni bulmayı hedefleyen komplolarını boşa çıkarmak için Türkiye'de samimiyetle Kudüs ve Mescid-i Aksa'daki projeleri destekleyen çok sayıda dernek ve kişiyle irtibat halindeyiz."  Türk halkının Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya çok büyük sevgi beslediğini vurgulayan Salah, "Türk halkının önde gelenleriyle ve bu davanın ayakta kalmasını isteyen Türk basınının büyük bir kısmıyla irtibata geçtik. Ben bütün bunların tanığıyım ve ancak şunu söyleyebilirim; tüm saygı ve övgü, Türkiye'nin oynadığı bu bütüncül roledir. Kendimizin ve Türkiye'nin oynadığı rollerin birbirini tamamladığını düşünüyoruz. Biz Kudüs'te ve Mescid-i Aksa'da ortak tarihi paylaşıyoruz" dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA