26 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa14°C
  • Girne15°C
  • Güzelyurt13°C
  • İskele14°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara3°C

“İNANÇ VARSA BAŞARI GELİR”

Hayvan Hastalıklarıyla Mücadele Projesi’nde çiftliklerinde numune alımı yapılan üreticiler memnun.

“İnanç varsa başarı gelir”

19 Temmuz 2016 Salı 14:37

Veteriner Dairesi, “Hayvan Hastalıklarıyla Mücadele” projesi kapsamında, çiftliklerde numune alımına ve testlere başladı. Avrupa Birliği’nin (AB) teknik desteği ile yürütülen projede alınan kan numunelerinden brusella ve lökoz hastalıkları tespit ediliyor. Eş zamanlı olarak hayvanlara uygulanan tüberkülin testi sayesinde ise hayvanlarda tüberküloz olup olmadığına bakılıyor. Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği ile yapılan anlaşma bağlamında özel veteriner hekimler tarafından gerçekleştirilen çalışmalar, Vadili bölgesindeki çiftliklerde başladı. Veteriner Dairesi Müdürü Hüseyin Ataben ile AB Teknik Destek Projesi Ekip Lideri Vaidotas Kiudulas’ın da yakından takip ettiği çalışmalar büyük bir titizlikle sürdürülüyor.

Çalışmaların ilk başlatıldığı yer, Kıbrıs Türk Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada’nın çiftliği oldu. Projenin planlanma aşamasından itibaren çalışmalara destek veren Yeşilada, numune alımı ve tübekülin testi aşamasından da oldukça umutlu. 2002 yılından beri 100 dönüm arazi üzerine kurulu çiftlikte binin üzerinde büyükbaş, 1500 adet de küçükbaş hayvanla üretim yapan Ahmet Yeşilada, oğlu ve gelini ile işlettikleri tesiste ayrıca 18 kişinin de istihdam edilmiş olduğunu belirtti. “Modern bir yapıyla ve teknoloji desteğiyle geliştirdiğimiz, AB standartlarında olan çiftliğimizde birincil üretimimiz süt. Onun ardından et ve damızlık üretimimiz geliyor. Kuruluşumuzdan bu yana verimi arttırmak için uğraştık, varımı yoğumu buraya yatırdım ve şu anda burayı ülkedeki en verimli tesis haline getirdik. Çiftlikte günlük ortalama 10 ton süt elde ediyoruz; ülkenin en kaliteli sütünü üretiyoruz. Ürettiğimiz sütü doğrudan SÜTEK’e veriyoruz. Onlar da imalatçılara (hellim, nor, peynir vb.) dağıtıyor.” şeklinde bilgi aktaran Yeşilada, çalışma yaşamı boyunca sözlerin değil faaliyetlerin önemli olduğunu tecrübe ettiğini ifade etti.

“Hepimiz çocuklarımıza sağlıklı süt içirmek istiyoruz.”

Proje ile ilgili görüşlerini sorduğumuz Ahmet Yeşilada şunları söyledi: “Bu ülkede işlerin doğru yapılması gerek. Testiyi dolu getirenle boş getiren bir olmamalı. Hastalıklarla mücadele edip hayvanlara sağlıklı ortam oluşturan üretici bunu yapmayanla bir tutulmamalı. Dünyada bunun örneği çok var. Dünya yapıyorsa biz de yapabiliriz. Hepimiz çocuklarımıza sağlıklı süt içirmek isteriz.  Bu bir bilinç meselesidir. Şeffaf bir bilinirlik olmalı. Ürünü alırken hangi çiftliğin ne durumda olduğunu bilmeliyiz. Her ürün izlenebilir olmalı ve her birine ait bilgiler şeffaf bir şekilde paylaşılabiliyor olmalı. Tüketici aldığı ürünün hangi şartlarda yetiştiğini bilmeli ve sorgulayabilmeli.”

Sürecin başarılı olacağına dair inanç belirten Ahmet Yeşilada, üreticinin de devletin de AB’nin de aynı oranda ellerini taşın altına koyması gerektiğini ve bir an evvel ülke bazında ari duruma gelinmesi gerektiğini vurguladı.

“İnanç varsa başarı da olur”

Projeye destek veren bir diğer üretici olan Ahmet Anıt, Vadili bölgesinde numune alımı çalışmalarının ikinci durağı oldu. Babadan kalma 25 dönümlük çiftliğinde 350 tane büyükbaş hayvanı olan ve dört çalışanıyla birlikte 1968 yılından beri üretim yapan Ahmet Anıt, yaz aylarında oranın düşmesiyle birlikte çiftliğinde günde ortalama dört ton süt üretildiğini söylüyor. “Şu anda biz kendi üretimimize kendimiz fiyat belirleyemiyoruz. Geçen yıldan elimizde yem stoklamıştık ama bu yıl çok kurak geçti ve şartlarımız daha da zorlaştı. Buna rağmen ürünümüze verilen fiyat düşürüldü” diyen Anıt, devletin sistemli bir uygulaması olması gerektiğini ve herkesin eşit sorumluluklar üstlenmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

Hayvan Hastalıklarıyla Mücadele Projesini gönülden desteklediğini ve umutlu olduğunu ifade eden Ahmet Anıt şöyle konuştu: “Kalıcı ve sürdürülebilir bir uygulama için her üreticinin çiftliklerini hastalıklardan arındırması gerekiyor ki hepimiz aynı seviyeye gelelim. Gerek tesislerimizin durumu gerekse üretimlerimizin kalitesi açısından hayvan hastalıklarının yok edilmesi mücadelesini oldukça hayati buluyorum. Bizim hastalıklı hayvandan dolayı uğrayacağımız zarar, hastalıkla mücadele edilmesinden çok daha pahalıya mal oluyor. O sebeple biz hastalıkların yok edilmesi için yapılacak her çalışmada zaten elimizi taşın altına koymuş oluyoruz.

Bu proje benim için umut demek. Çünkü hayvanlarımda ve bende herhangi bir sağlık sorununun günün sonunda giderilmiş olacağını bilmek beni mutlandırıyor. Ve projenin de başarılı olacağına inanıyorum. Hep birlikte girişimde bulunursak ve inanırsak olur. İnanç varsa başarı da olur.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA