24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa13°C
  • Girne15°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele13°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara3°C

İLGİNÇ BİR MÜCADELE

Ediz TUNCEL

11 Ağustos 2017 Cuma 09:11

Hepimizin malumudur, şu meşhur Fetö darbe girişimi…

Üzerinden bir yıldan biraz daha uzun bir süre geçti, Feto cemaatinden olup da buzdağının altını oluşturanların büyük çoğunluğu darbeden hemen sonra ifşa edildi, 50 bini tutuklandı, 150 bini devlette tuttukları görevlerden uzaklaştırıldı.

Buzdağının siyaseten üst kısmını oluşturanlardan, özellikle de Feto ağının köşe başlarını tutanlardan, siyasi elebaşlardan kimseler henüz hesaba çekilmedi.

Bu süreçte, çok ilginçtir, özellikle AKP erkanında mırın kırınlar oldu ama kimse öyle ciddi ciddi ağzını açıp da Feto’ya veya arkasında duran güç olan ABD’ye yüklenmedi.

Herkes orduda darbe girişiminde bulunanları ön plana çıkardı, vatan haini ilan etti.

Bir tek Cumhurbaşkanı Erdoğan açtı ağzını, yumdu gözünü, hala da eleştiri dozunu alçaltmadan verip veriştiriyor, üstelik de artık siyasi ayakta da hedefler olduğunu belli ediyor.

Geriye kalanlar sus pus!

Herhalde “aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık, bu arbedede sinelim de gülle geçsin, bari gülle bizim başımıza düşmesin, büyük depremden kurtulduk, bari artçı depremlerin altında kalmayalım” derdine düştüler veya hala  birşeylerin değişeceği, “eski tas eski hamama” geri dönüleceği umutları henüz sönmedi ki taraflarını açık açık belli etmek istemiyorlar, Fetoculara karşı tepkilerini de dostlar alışverişte görsün modunda tutuyorlar...

Bu arada, bu rezilliğin arkasında duran güç olduğu su götürmez bir gerçek olan ABD, bu aralar sessiz duruyor…

Bu sürece sessiz kalacağı, arkasını döneceği, bir başka sefere deneriz artık diyeceği pek düşünülemez, elbette...

A planı yürümediyse, bu sefer B planını sessiz ve derinden yürürlüğe koyan cinsinden faaliyetler yürütür bu beyler, hatta bir planları yürümezse, birkaç planı birden devreye sokup da işi tam anlamıyla sadece kendilerinin kontrol edebileceği, başka kimsenin kontrol edemeyeceği bir arap saçı komplosuna da döndürebilirler…

Kısacası, ne haltlar karıştırıyorsa, bu sefer sessiz ve derinden işini görüyor, ve anlaşılan o ki, bu seferki vuruşunu daha etkili yapmak için muhtemelen karda yürüyüp izini belli etmeden uğraşıyor.

Hatırlayacaksınız, Fetoşların darbesi öncesinde Ankara, İstanbul ve Gaziantep’de bir biri arkasına bombalar patlıyor, tam bir dehşet ve terör havası estiriliyordu, bu da Türkiye’nin güvensiz bir ülke olduğu izlenimini yaratıyor, politik itibarı yerle bir ediliyor, turizm sektörü de yerin dibine vuruyordu.

Ardından “Fetoşlar muhabbeti” geldi, Fetoşların darbe muhabbeti başarılı olamayınca, bombalı saldırılar da anında kesildi, her ne hikmetse, ancak ana depremin artçı sonuçları feci oldu, hem siyaseten hem de ekonomik açıdan artçı depremler devam ediyor...

Darbe başarılı olsaydı, çok muhtemeldir ki Feto bir Humeyni edasıyla, ve muhtemelen ABD’nin kendisine tahsis edeceği özel bir uçakla, Türkiye’ye gelecek, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin artık yıkıldığını, ABD uydusu olan Fetoşistan cumhuriyetinin kurulduğunu ilan edecekti…

Evdeki hesap çarşıya uymadı, hayaller yıkıldı…

İnşallah son birkaç sene içinde yaşanan felaketin boyutları bir başka boyuta taşınmaz ve Türkiye yeni bir felaketler zinciriyle karşı karşıya kalmaz.

Bu arada, Erdoğan hiçbir siyasinin şimdiye kadar yapmaya cesaret etmediği bir tartışma daha başlattı.

Son birkaç yıldır, ama özellikle de son bir yıldır, bankaların fahiş karlarından ve faiz uygulamalarından şikayet ediyor.

“Bankalar, halktan aldığını halka fahiş faizli kredi olarak geri veriyor, karşılığında da haksız karlar elde ediyor, halkın parasıyla cevizcinin çuvalından oynuyor,  bu da ülkedeki yatırımların önünü tıkıyor, insanları haksız kazanç uğruna sömürüyorlar, bu böyle devam edemez” diyor…

Bankaların kanunlar tarafından korunan tescilli tefeciler gibi çalışmasına, fahiş karlar elde etmesine ve halkın ve devletin önünü ekonomik açıdan tıkamasına isyan bayrağı açmış, ancak bu isyanında ne kendi partisinden ne de muhalefetten en ufak bir destek görmüyor, en azından açık bir destek görmüyor.

Bu da tuhaf bir durum. 

Anlaşılan o ki sermayenin “Allah” takımını kimse karşısına almaya  cesaret edemiyor, ya da, gündüz kavga edip, gece hırsızlığa beraber çıkıyorlar…

Bu aralar Türkiye gerçekten çok ilginç bir mücadeleye tanık oluyor, Erdoğan sermaye ve cemaate karşı, geriye kalanlar ise sessiz ve suskun…

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.