İLBER ORTAYLI, DONALD TRUMP’IN BAŞKAN SEÇİLMESİNİ YORUMLADI!
"Trump'ı kendileri için bir kurtuluş ve müttefik görenlere sadece şaşmak gerekir"
13 Kasım 2016 Pazar 15:35
Tarihçi Prof. İlber Ortaylı, ABD başkanlığına seçilen Donal Trump için "Kaba söylemini ve vaatlerini kendisinden evvelkiler gibi, şartların zorlaması karşısında değiştirecek" görüşünü dile getirdi. "Amerikan seçiminin sonuçları çok şaşırtıcı olabilir veya bazılarının gönlüne göre de olabilir. Şaşıranların paniğe kapılmasına lüzum yok ama Trump’un seçimiyle kendileri için bir kurtuluş ve müttefik görenlere ise sadece şaşmak gerekir" diyen Ortaylı, "Böylelerini yakın zamanlarda boş bardaktan su içmeye çabalarken görebiliriz" ifadesini kullandı.
Ortaylı'nın Hürriyet'te "Trump'ta kendine müttefik görenler ileride şaşırmasın!" başlığıyla yayımlanan (13 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Amerikan iktidar koltuğu hâlâ aynı. Bu insanı çok yükselten bir taht; fakat sağında solunda çiviler var. O çiviler fazla serbest hareket edene batar. Trump da kaba söylemini ve vaatlerini kendisinden evvelkiler gibi, şartların zorlaması karşısında değiştirecek.
Amerikan demokrasisi dünyadaki tek ve gerçek federalizmdir. Sistemin faziletleri ve mahzurlu yönleri birbirini dengeler. Böyle ilginç bir devlet ve toplum sisteminin seçimleri de kendine göredir.
8 Kasım günü yapılan seçimler aslında iki derecelidir. İkinci seçmenler her eyalet için bir Seçiciler Kurulu’nu oluşturur ve onların verdiği oy aslında artık bir ananeyi temsil etmesine rağmen pekâlâ hukuk kurallarıyla dalavere yapabilecek bir toplumda problemli bir seçim yaratabilir. Ama yaratmıyor. Nihai tasdik ve karar, ocak ayının ikinci yarısında oluyor. O gün ya mevcut başkan ikinci dönemine devam ediyor veya yeni gelene görevi devrediyor.
"Siyasette seçeneği sevmiyorlar"
1792’den beri dört yılda bir kasım başlarında yapılan seçimler Amerikan demokrasisinin usul yönünden yüzünü kara çıkartmadı. Bu seferki seçimde de iki aday başı çekiyordu. Aslında aday sayısı iki değil; ama iki adayın dışında bir üçüncünün yaşama ve seçim kampanyası yapma şansı bile yoktur. Amerikalılar sade bir millet; siyasette çok seçenek üzerinde düşünmeyi pek sevmiyorlar, bütün siyasal ve idari mekanizma da buna uyuyor.
Hillary Clinton, Birleşik Devletler’in başarılı ve sevilen başkanın karısı, Devlet Sekreteri yani Dışişleri Bakanı’ydı. Sistemi yani Amerikan devletinin ve toplumunun oturmuş açıklık yanlısı halini ama aslında tutuculuğunu temsil ediyor; bu yüzden yetersiz kaldı. Oysa Amerika’nın sancıları var, ne eski sistem ne de 1960’ların liberal söylemi fakirlik ve güvensizlik sınırındaki insanları tatmin etmiyor.
Trump ise tam manasıyla bir türedi; memnuniyetsiz Amerikan toplumu kendisine sert ve grotesk (muthik, gülünç) çizgilerle hitap eden bir aday ortaya çıkardı. Trump Cumhuriyetçiler için bile beklenmeyen bir adaydı ama bu beklenmeyen adayı partinin aristokratları da kabul etmek durumunda kaldı.
"Ku Klux Klan'ı izole bir ada sanmayın"
Türkiye’de özellikle ABD’yi tanıdığını zanneden zümreler; o ülkenin değişmez, üstün değerleri olduğuna inanırlar. Sanki Ku Klux Klan veya Güney eyaletlerinin vahşi demokratları, liberal, azıcık solcu Demokrat Parti’nin içinde izole bir adadır. Ve sanki Cumhuriyetçiler, efendi muhafazakârlardır.
Trump gibi adamlar o partiye sadece oy verirdi. Oysa Amerikalılar da yeryüzündeki bütün toplumlar gibi değişiyor ve değişimleri her zaman beklenen ve tahmin edilen yönde değil. Amerikan toplumunun yüzde 15’i asgari geçim şartlarının altında sürünüyor. 30 milyonun üstünde evsiz var, bu kitlenin en büyük özelliği Batı demokrasilerinin çok övündüğü seyahat hürriyetinden, parasızlık yüzünden zorunlu olarak mahrum yaşamaları. Endüstriyel bir cemiyet için utanılacak sayıda okuma-yazma bilmeyen var. Örtülü ırk çatışması yeniden ısındı ve yükseliyor. New York şehrinin düzelmesi, beyaz mahallelerinin gelişmesi ve genişlemesi fukara zenci ve Porto Rikolu yerleşmelerin aleyhinde oluyor.
Pentagon sistemi, Ortadoğu müdahaleleri sırasında İkinci Cihan Savaşı’nın Pasifik, Güney İtalya ve Normandiya’daki savaşçı kaplanlarını çıkaramadı. “Kuvvetli olanın diplomasisi de iyidir” diyoruz. Herhangi bir tarihçiye sorun bakalım; Amerikan dışişleri, Metternich Avusturyası’nın, Talleyrand Fransası’nın ve Büyük Britanya İmparatorluğu’nun diplomatları ölçüsünde başarılı olabiliyor mu? Tabii şartlar değişik ama kuvvetli olan değişik şartların üstünde oynamayı bilir.
"Amerikalı artık kendinden emin değil"
Amerika’nın sokaktaki adamı veya küçük adamı bizim gençliğimizdeki kadar güvenli, kendini beğenmiş üsluba sahip değil; Bill Clinton döneminde geçici olarak biraz yüzleri güldü, zaten Hillary Clinton’ın şanssızlığı da kocasının başarısı yanında sönük kalması. Amerikalılar artık kendinden emin bir toplum gibi görünmüyor.
Lakin bir gerçeğin de üstünde durmalı: Amerikan iktidar koltuğu aynı. Bu insanı çok yükselten bir taht fakat sağında solunda çiviler var. O çiviler fazla serbest hareket edene batar. Trump da kaba söylemini ve vaatlerini kendisinden evvelkiler gibi, şartların zorlaması karşısında değiştirecek.
"Dışişleri kadrolarını değiştirmememiz lazım"
Sanmayalım ki Putin ve Trump çok uzun zaman, her yerde ortak iş görecekler. Yani bize onların birbirleriyle nerede uyuşacaklarını ve nerede itişeceklerini anlayan dışişleri lazım. Daha ilk safhada dışişlerinin artık yaşlanmaya başlayan uzmanlarını dinlemek, bunların zıt görüşlülerinin buluştukları noktayı tespit etmek ve şiddetle hariciyenin altüst edilen uzman kadrolarını aklı başında kimselerle doldurmak gerekir. Yetmedi, akademik kurumlardan iş hayatına kadar dünyayı tanıyan çevrelerle istişarede bulunmalıdır. Âlemin gidişi iki kutupluluğa değil; eskiye göre zayıflamış ama daha saldırgan devletlerden oluşan, çok kutuplu bir sistem ortaya çıkardı. İpin üstünde yürümek zorlaştı.
Amerikan seçiminin sonuçları çok şaşırtıcı olabilir veya bazılarının gönlüne göre de olabilir. Şaşıranların paniğe kapılmasına lüzum yok ama Trump’un seçimiyle kendileri için bir kurtuluş ve müttefik görenlere ise sadece şaşmak gerekir. Böylelerini yakın zamanlarda boş bardaktan su içmeye çabalarken görebiliriz.
46 yıl önceki Esad darbesi
Hafız Esad önce gizli polisi (Muhaberat) kuvvetlendirdi, ardından ailesi başta olmak üzere kendine sadık insanları tespit etmekteki yeteneğiyle geniş bir kapıkulu zümresi yarattı.
13 Kasım 1970 gecesi, darbeler ülkesi Suriye’de alışılmış biçimde bir darbe daha yapıldı. Cuntanın içinde ikinci veya üçüncü durumda olan ama ordunun ve istihbaratın kilit noktalarını kontrol edebilen, diğer arkadaşlarının hoşnutsuzluğunu, sukut-u hayalini kullanarak onları ikna edebilen birisi şefi devirdi. Devrilen şef 1966-1970 yılları arasında Genelkurmay Başkanı ve Suriye’nin diktatörü olan Salah Jadid’di. Hafız Esad ise onun hava kuvvetleri komutanıydı. Uçaklarını uçurup işini becerdikten sonra önceki darbecilere göre iki özelliği ortaya belirgin olarak ortaya çıktı; gizli polisi (Muhaberat) kuvvetlendirdi ki, bu sayede Suriye pasaportsuz girip çıkılan bir yer olmaktan kurtuldu. İkincisi, ailesi başta olmak üzere kendine sadık insanları tespit etmekteki yeteneğiyle geniş bir kapıkulu zümresi yarattı.
"Vefalıları severdi, ama kendisi vefasızdı"
Nusayri mezhebi üyesidir, kendi grubunun yanında gayrimüslim grupları da destekleyip kazanmakta tereddüt etmedi. Vefalılara önem verirdi ama kendisi kuşkusuz öyle değildi. Sünni grupların başına güvendiği bir dini lider tayin etti ve Suriye bürokratlarının kendilerine göre ‘laik’ diye tanımladıkları bir idareyi kurdu. Daha önceleri Suriye ve Mısır’ın ayrılmasına muhalefet ederken kendi döneminde bu iddiasından vazgeçti. Hafız Esad kadar Arap devletleri arasında sık sık yer değiştiren ama bu manevraları ustaca götüren bir lidere rastlanamaz. Esad’ın devamlı soğukluk içinde olduğu Arap devleti ise Baas Partisi’nin ikinci kanadının yönettiği Irak’tı.
"Hazırlıksız Beşar acımasız diktatöre dönüştü"
Suriye’nin bir dönem Batı kültürünü ve kent hayatını kendi tatlı yönleriyle devam ettirdiğini söylemek gerekir ama bence Batı cemiyetine eşit nitelikte aydınların bulunduğu ülkede haklar ve fikir hürriyetleri söz konusu değildi. Sert bir polis devletiydi, kanuna riayetten vazgeçtik, Arap monarşilerindeki ananelere bağlılık bile burada görülemiyordu.
Haziran 2000’den beri halefi Beşar’ın ülkeyi getirdiği durum açık. İktidara daha önceden hazırlanamayan, yakın çevresinin tesirinde kalan Beşar, acımasız bir diktatöre ve düşmana dönüştü. “Suriye tarihte olmayan bir ünitedir” deniyor; belli ki ülke parçalanacak. Esad da ortaya çıkan Suriye’nin en verimli yanını elde tutmaya çalışıyor. Trump ABD’si ve Putin Rusyası bu politikalara ne kadar müsaade edecekler veya destekleyecekler; şimdiden bir şey söylemek için erken lakin bizim dış politikamız açısından zor bir dönem başladı.
- Kanser tedavisinde umut veren gelişmeCambridge Üniversitesi'nde yakın zamanda açılan kanser enstitüsünden bilim insanları, hücrelerdeki değişiklikleri, tümöre dönüşmeden yıllar önce saptayan çalışmalara başladı.08 Mayıs 2024 Çarşamba 22:35GENEL SAĞLIK
- Dünya'nın derinliklerinde "gömülü gezegen" keşfedildiAy'ın yapısındaki metal cevheri üzerine yapılan yeni bir çalışma, uydunun uzun zaman önce Dünya'ya çarpan bir gezegen tarafından oluşturulduğu teorisini güçlendiriyor.08 Mayıs 2024 Çarşamba 21:33TEKNOLOJİ
- TikTok ABD hükümetine dava açtıTikTok ve Çinli sahibi ByteDance, sosyal medya uygulamasının devredilmesinin, devredilmemesi halinde ise yasaklanmasının önünü açan yasa nedeniyle ABD hükümetine dava açtı.08 Mayıs 2024 Çarşamba 20:31TEKNOLOJİ
- Birleşmiş Milletler, 25 Mayıs'ı 'Dünya Futbol Günü' ilan ettiBirleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, kabul ettiği karar tasarısıyla 25 Mayıs'ın "Dünya Futbol Günü" olarak kutlanacağını açıkladı.08 Mayıs 2024 Çarşamba 19:29FUTBOL
- Eurovision yarışma mı siyasi arena mı?Eurovision, uluslararası bir şarkı yarışması olmanın yanında birçok siyasi olayla da gündeme geliyor. Bu yıl, İsrail’in yarışmaya katılması eleştirilse de tepkiler bir sonuç vermedi.08 Mayıs 2024 Çarşamba 18:28AVRUPA
- Meclis heyeti TBMM Başkan Vekili Adan ile bir araya geldiUBP Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay başkanlığındaki Cumhuriyet Meclisi Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkan Vekili Celal Adan ile bir araya geldi.08 Mayıs 2024 Çarşamba 17:13KIBRIS
- Kıbrıs Vakıflar Bankası’nın 41. Yıllık olağan genel kurulu yapıldıKıbrıs Vakıflar Bankası’nın 41. Yıllık Olağan Genel Kurulu 26 Nisan 2024 tarihinde Lefkoşa’da Concorde Tower Hotel’de gerçekleştirildi.08 Mayıs 2024 Çarşamba 17:05KIBRIS
- 30 kilo kaçak etle yakalandıMetehan Kara Geçiş Kapısı’ndan KKTC'ye giriş yaparken aracında kaçak et tespit edilen 38 yaşındaki kadın tutuklandı.08 Mayıs 2024 Çarşamba 16:52KIBRIS
- Tatar- Holguin görüşmesi tamamlandıCumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Ángela Holguin Cuéllar ile görüşmesi tamamlandı.08 Mayıs 2024 Çarşamba 16:43KIBRIS
- DAÜ ve KPKD İşbirliğiyle 'Mağusa’da Korolar Tınlıyor' Koro Şöleni DüzenleniyorDAÜ ve KPKD İşbirliğiyle 'Korolar Mağusa'da Tınlıyor' Şöleni: 14 Koro Sahne Alacak08 Mayıs 2024 Çarşamba 16:37DAÜ - DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.