25 Ekim 2024
  • Lefkoşa21°C
  • Mağusa24°C
  • Girne24°C
  • Güzelyurt20°C
  • İskele24°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara9°C

HÜKÜMET VE MECLİSİ ÖZELLEŞTİRİP, YENİ BİR ADA ALALIM…(1/2)

Ayşegül Garabli

12 Ekim 2015 Pazartesi 09:30

Geçen gün, Ankara’ya gidecek olan uçak tam 4 saat rötar yaptı. Önce 20 dk. rötar var dendi ,sonra 1 saat 40 dk daha eklendi; derken 30 dk daha ve nihayetinde 4 saate tamamlandı. Ne öncesinde bir bilgilendirme yapıldı; ne de sonrasında bir özür dilendi. Üstüne üstlük bir de, biz uçağa alındıktan 5 dk sonra gelen bir bey, hostesler tarafından azarlandı. Bu arada, elimde ağırlık taşımak istemediğim için, bagajım 4 kilo fazla geldi. El bagaj hakkım 8 kg ve benim elimde hiçbir şey yok; farzedin ki; elimde 4 kg götürüyorum diyorum. “Hayır, o zaman 4 kg elinize alın” diyorlar. Sanki 4 kgın uçağın altında ya da elimde gitmesinin bir farkı var. Sonuçta 4 saat bekletilmenin karşılığında bir özür alamadım ama, 4 kg fazlalığın parasını ödedim. Tabi ödediğim para, bununla da sınırlı kalmadı. Biliyorsunuz, kapitalizmin, yeni sayılabilecek bir oyunu da, hava alanına, yanınızda su ile giremiyorsunuz. İlle de, yanınızdaki suyu çöpe atıp, içerden yarım litresi 5Tl ye su almak zorundasınız. Dolayısıyla, bu sıcakta 4 saat boyunca, susuz kalamayacağımız için, birkaç şişe de su aldık. Acıktık ve fahiş fiyata yiyecek  bir şeyler de aldık. Uçak biletlerine, kimin ne kadar ödediği belli değil. Birinin 150 Tl ye aldığı bileti başkası 300TL ye de almış olabilir. Kısacası, azar azar besledik kapitalizmi. Alın size, özelleştirmenin nimetleri. Fazla uçak kiralayıp, birkaç tanesini uçurarak, Yapılan fazladan rezervasyona göre hazırlık yapıp, az yolcuyla uçarak, Üst üste uzun süre rötarlar yaptırılarak KTHY batırıldı ve yok pahasına satıldı. Yani Hava Yolumuz Özelleşti. Hizmet daha mı kaliteli hale geldi? Daha mı ucuza uçuyoruz? Turizmde patlama oldu da, gelen turistleri geri gönderir hale mi geldik? Tabi Hava Yolunu satınca, Hava alanını da özelleştirmek lazımdı (!) Ne de olsa, bir hava alanı, bulunduğu ülkenin ilk imajıdır, o yüzden daha iyi işletebilecek birilerine devredilmeliydi, öyle değil mi? O da özelleştirildi. Peki ne oldu? Ne değişti? Camlarındaki, kocaman manzaralarla mı, ülkenin imajını kurtardık? Ya içerisinde yapılan düzenlemeye ne demeli? Sizi zorunlu olarak, bir kat yukarıya çıkarıp, Dutyfree mağazasına yönlendiriyor, sonra tekrar alt kata indiriyor? Geçtim fiziken yapılan tacizi, orada satılan mallardan ne kadarı, yerli üretim? Bu satışlardan, ülke bir şey,  kazanıyor mu? Hayır tabi ki!! Bırakın kazanmayı, yabancı yatırımcıların, ülkesinin ya da Avrupa’nın mallarını getirerek, ülkemizde satıp, parasını tekrar ülkesinde yatırıma dönüştürmesini sağlıyor. Şimdi diyeceksiniz ki; eskiden de DutyFree mağazaları vardı. Evet vardı, ama işletenler,  bu ülkenin tüccarlarıydı ve devlete hem kira bedeli hem de vergi ödüyorlardı. Kazançlarını, bu ülkeye yatırıyorlardı. Oysa şimdi, kira özel şirkete ödeniyor ve bu şirket, hava alanına yatırım(!) yaptığı için, devlete bir şey vermiyor. Ne de olsa, aşağıdan yukarıya, yürüyen merdiven yaptı, masrafı büyük(!) Neymiş yürüyen merdivenle, engelli dostlarımız da düşünülmüş. İyi de, yukarı çıkarılıp tekrar aşağı indirilmek isteyen kimdi? Kaldı ki, yukarıya çıkmak için zaten asansör vardı. Yani bu bunca şeyi kaybetmeye gerekçe olabilecek bir hizmet değil. Ha bir de otopark yaptı ama keşke yapmasaydı. Terminal binasına yakın olan bir çok alanı, özel şirketlere kiraladığı için, cehennemin dibinde yer bulabiliyorsunuz ancak. Resmen işkence haline geldi, alana giriş çıkış. İşsizliğin artması ve çalışanların düşük ücretle, fazladan iş yapar hale gelmesi de cabası. Özelleştirme ile işsizliğin arttığı tek yer hava alanı mı?   Yazı devam edecek…..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.