18 Nisan 2024
  • Lefkoşa26°C
  • Mağusa27°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt25°C
  • İskele27°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara24°C

HRİSTOFİDİS: “ANASTASİADİS TAKSİM BAŞKANI OLACAK”

AKEL Politbüro üyesi Hristos Hristofidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in icraatlarını eleştirerek, onun, “taksim başkanı” olma yolunda ilerlediğini belirtti.

Hristofidis: “Anastasiadis taksim başkanı olacak”

14 Ekim 2018 Pazar 13:36

AKEL Politbüro üyesi Hristos Hristofidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in icraatlarını eleştirerek, onun, “taksim başkanı” olma yolunda ilerlediğini belirtti. 

Fileleftheros gazetesine konuşan Hristofidis, Kıbrıs sorunuyla ilgili değerlendirmelerde bulunurken, çok kritik bir durumla karşı karşıya olduklarını söyledi. 

Bunun sadece AKEL’in değil, DİSİ de dahil tüm siyasi partilerin değerlendirmesi olduğunu ifade eden Hristofidis, Türk tutumu ve uluslararası toplumun Türk uzlaşmazlığı karşısında gösterdiği tahammülün, bu süreçte belirleyici rol oynadığının bir geçek olduğunu savundu. 

Ancak özellikle son iki yıldır Anastasiadis’in “trajik” olarak nitelendirdiği icraatlarının, Türkiye’ye kolaylıklar sağladığını ve nihai bölünmeye ulaşmaya dek yardımcı olduğunu iddia eden Hristofidis, 2016 sonbaharındaki Mont Pelerin’dan bu yana inanılmaz tutarsızlıklar ve kritik noktalarda kötü müzakerelerin, Türkiye’nin suçlarından arındırılmasını sağladığını ileri sürdü. 

Anastasiadis’in icraatlarına ilişkin birçok örnek vererek eleştirilerde bulunan Hristofidis, müzakerelerin Guterres çerçevesinde devamını kabul edip etmediklerine yanıt vermeye çağrıldıkları bir zamanda, Anastasiadis’in icraatlarının son örneğinin de desantralize ya da gevşek federasyon olduğunu belirtti.

Karşı karşıya olunan manzarayla ilgili yorum yapmaya çağrılan Hristofidis, durumun iyi olmadığını belirtti. 

Anastasiadis’in isteyerek ya da istemeyerek taksim başkanı olma eğiliminde olduğunu ifade eden Hristofidis, taksimin bir yıkım ve 1974’teki Türk planlamalarının hayata geçirilmesi olacağı yorumunda bulunarak, doğru bir çözümle bunun önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti. 

AKEL’in neden İsviçre’den önce Rum Başkanlığının icraatlarının destekleyicisi olduğu ve şimdi neden 180 derecelik dönüş yaptığının sorulması üzerine Hristofidis, o dönemde sorunun AKEL’in müzakere sürecinin yanında mı, karşısında mı bulunduğu şekilde olduğunu belirterek, “Anastasiadis’i süreci sonlandırmaya çağıramazdık” dedi. 

Devamında, “Böyle bir durumda tüm sorumluluk Kıbrıs Rum tarafında olacaktı” diyen Hristofidis, Anastasiadis’i değil, müzakere sürecini desteklediklerini sözlerine ekledi. 

Bir başka soruya karşılık garantilerin kaldırılması ve Türk ordusunun ayrılmasının AKEL için sadece önemli bir konu olmadığını, aynı zamanda kabul edilebilir bir çözüm için önkoşul olduğunu ifade eden Hristofidis, garantiler ve Türk ordusunun kalmasını 2004 yılında Anastasiadis’in Annan Planını destekleyerek kabul ettiğini belirtti. 

Crans-Montana’da önünde garantiler olmadan yeni bir güvenlik sistemi olmasını öneren bir belge bulunuyorken Anastasiadis’in salonda “gerilim olduğunu” söyleyerek bunu tartışmadığını söyleyen Hristofidis, “Biz buna kötü müzakere diyoruz” şekilde konuştu. 

Anastasiadis’in desantralize federasyon fikrini yorumlamaya çağrılması üzerine ise Hristofidis, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in görüşmelerin, Guterres çerçevesinde devam edip etmeyeceğine dair net bir yanıt beklediği bir dönemde, Anastasiadis’in, süreci başka yöne çeken konuları gündeme getirmeyi tercih ettiği yorumunda bulundu.

Hristofidis, Anastasiadis’in yeni bir diyalogda, yeni yaklaşımlarla birlikte yeni meseleler ortaya koyma hakkı olsa da, bunu, diğer tarafın da yapacağından emin olunması gerektiğini belirtti.

İkinci olarak, Anastasiadis’in gevşek federasyon önerisinin görüşmelerdeki temel sorunları çözmediğini söyleyen Hristofidis, bununla, garanti-güvenlik meselesi, yürütme yetkisi, Yunan ve Türklere eşit muamele meselelerine çözüm getirilmediğine işaret etti. 

Hristofidis, Anastasiadis’in önerdiğinin tam olarak ne anlama geldiğini, yani özellikle de artık yetkinin iki federal devlette olmasını kabul ettikten sonra merkezi hükümetten hangi yetkilerin gitmesini istediğini açıklamadığını söyledi.

Hristofidis, özlü yetkiler ve federal devletin yurtdışında uluslararası bir temsiliyeti olmaksızın zayıf bir merkezi hükümetin, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında devamlı iş birliği için önkoşullar yaratamayacağına ve Federal Kıbrıs Cumhuriyeti fikrinin hep birlikte desteklenmesi için halk arasında gerekli bağları oluşturmayacağına dair inancını da dile getirdi.

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA